• BIST 10918.51
  • Altın 5740.885
  • Dolar 42.4817
  • Euro 49.4613
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara -3 °C
  • İzmir 10 °C

Veryansın TV, 'İmralı' görüşmelerini açıkladı!

Veryansın TV, 'İmralı' görüşmelerini açıkladı!
Veryansın Tv, bölücü terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın 21 Nisan ve 30 Mayıs tarihlerinde İmralı heyeti ile yaptığı görüşmelerin tutanaklarına ulaştı.

Devlet yetkililerinin de katıldığı görüşmelerde Öcalan, “Türkiye federasyondan çok çekiniyor. Bilerek özerklik demiyorum, yerel demokrasi diyorum. Ama bu da dünyanın her tarafında özerkliktir. Seçilen belediye başkanı dışında ayrıca vali yoktur. Yerel polis, yerel yapılar belediyeye bağlıdır. Türkiye’de de böyle bir demokrasi çerçevesi çizeceğiz.” itirafında bulundu. PKK’nın Süleymaniye’de silah bıraktığı 30 kişilik grubun yeniden silahlanacağını söyleyen Öcalan, PKK'nın sözde fesih kongresine atıf yaparak, "Kongre kararına uyum şeklinde olabilir. Sonra tekrar silahlanırlar. Engelleyen mi var." dedi. Öcalan PKK’nın Suriye kolu PYD’nin Suriye’deki çatı örgütü SDG’nin İsrail’in kara gücü olduğunu ifade ederek, “Suriye’de yarı yarıya devletiz” ifadelerini kullandı. PKK’nın sözde fesih kongresi sonrası Türkiye’nin saldırı yapması halinde her yerin Gazze’ye döneceği tehdidinde bulunan Öcalan, “Geçmişin 10 katı olur” şeklinde konuştu. İşte açılım masasının baş köşesine oturtulan Öcalan’ın kamuoyunda saklanan sözleri…

Bölücü terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın 21 Nisan ve 30 Mayıs 2025 tarihlerinde İmralı heyeti ile yaptığı görüşmelerin tutanakları ortaya çıktı. Veryansın Tv’nin ulaştığı toplam 44 sayfadan oluşan görüşme notları,  Öcalan’ın ve PKK’nın yeni açılım süreciyle ilgili hedeflerini açıkça ortaya koyuyor. Devlet yetkililerinin de katıldığı görüşmelerde açıkça ‘özerklik’ hedeflediklerini dile getiren Öcalan, PKK’nın sözde silah bıraktığı grubun yeniden silahlanacağını açıklarken, Suriye’de yarı yarıya devlet olduklarını, SDG’nin İsrail’in etkisinde olduğunu ifade ederek, Türkiye’yi Gazze yapmakla tehdit ediyor. Bazı açık kaynaklarda da yer alan ancak medyanın sansür uyguladığı, İmralı heyetinin yazdığı belirtilen 21 Nisan görüşme notlarında en dikkat çeken bölüm, Öcalan’ın özerklik talebiyle ilgili itiraflarından oluşuyor.

‘BİLEREK ÖZERKLİK DEMİYORUM AMA DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖZERKLİKTİR’

Öcalan, Türkiye’nin federasyondan çekindiği için “federasyon” kelimesi yerine “yerel demokrasi” kelimesini kullandıklarını ancak bunun özerklik olduğunu, valiye ihtiyaç olmadığını, yerel polislerin bağlı olduğu bir belediye istediklerini ifade ediyor. Londra Belediyesi’nin yapısını örnek gösteren Öcalan’ın sözleri şöyle:

“Türkiye federasyondan çok çekiniyor. Bilerek özerklik demiyorum, yerel demokrasi diyorum. Ama bu da dünyanın her tarafında özerkliktir. Londra örneği böyledir, önemlidir. Seçilen belediye başkanı dışında ayrıca Vali yoktur. Yerel polis, yerel yapılar belediyeye bağlıdır. Türkiye’de de böyle bir demokrasi çerçevesi çizeceğiz. Bunu hangi blok desteklerse biz onunla ittifak yapacağız. Demokratik Cumhuriyet Bloku diyeceğiz. Önümüzdeki seçimlere böyle bir şeyimiz olacak.”

‘GÜVENLİĞİ BELEDİYE BAŞKANINA BAĞLI

İmralı Heyeti: Yani entegrasyon öz yönetime dayanıyor değil mi?­

Öcalan: Demokratik kurumlaşmaya dayalı. Kurumlar, demokratik olacak. Sempatizanlarımız hangi kurumlaşmada yer alırlarsa mutlak güç olurlar. Kayyum atama, asla olmaz. Hatası varsa demokratik kurum onu alır yerine başkasını seçecek. Üstten tayin etmek olmaz. İspanya örneği var. Görüyorsunuz. Londra belediyesi seçimle geliyor. Güvenliği ve her şeyi belediye başkanlığına bağlıdır. Bu demokratik yöntemdir. İskoçya örneğini verelim. Yerel meclis, milli takımı ve birçok özgün mekanizması var ama 300 yıldır Britanya ile birlikte yaşıyor.

‘AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI’

“Örneğin İstanbul kenti. Yasal temeli zayıf. Devlet yasalarıyla olmuyor, yerel yönetim yasaları da yetmiyor. Yöneticisini gerçek bir seçimle seçebilecekleri, bunun Anayasal güvenceye alındığı bir şey gerekiyor. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı dedik.”

SÖZDE SİLAH BIRAKILIYOR AMA…

HPG: ÖZ SAVUNMA GÜCÜ

Öcalan terör örgütünün silah bırakacağı konuşulurken, yerel polis gücü olarak gördüğü “öz savunma güçleri”ne önem verdiklerini, söz konusu güçlerin PKK’nın sözde askeri kanadı HPG güçlerinden oluşacağını ifade etti.  Eskiden daha fazla öz savunma yapacaklarını belirten Öcalan, PKK’nın kontrol ettiği alanlarda(medya savunma alanları) öz savunma ve hukuki güvence sağlanmasını istedi. PKK’nın Irak’ta kontrol ettiği Sincar için Türkiye’nin saldırmayacağı sözünü verdiğini iddia etti.

”Öz savunma nasıl olacak? HPG güçlerinin katılımı ile yeni bir savunma gücü oluşabilir.”

“Öyle güllük gülistanlık bir beklenti içinde olmayın dedim. Daha fazla da saldırabilirler. Bozmak isteyebilirler. Dedim ki iyi savunma yapsınlar. Eskiden daha fazla öz savunma yapın dedim. Devletten beklemeyin dedim.”

İmralı heyeti: Medya Savunma alanına özel bir statü şarttır. Kandil’den halk harekete mektup yazıyor, silah bırakmayın diyor.

Öcalan: Benim adıma bir bildiri yayınlayın ve ‘Medya Savunma alanı için ‘demokratik siyaset, öz savunma ve hukuki güvence şarttır’ deyin. Bundan geri tek adım atılmayacak.”

‘TÜRKİYE İLE GÖRÜŞÜYORUZ, ŞENGAL’E SALDIRI OLMAYACAK, ÖZ SAVUNMA OLACAK’

“En demokratik ve özgür köyler onlar olacak. Anayasal hakları olacak. Şengal’e (Sincar) selamlarımı söyleyin. Ne olursa olsun öz savunma olacak. Türkiye ile görüşüyoruz. Oraya saldırı olmayacak.”

‘UCUNDA DEVLET OLABİLİR…’

Öcalan’ın sürecin sonunda bir devlet sahibi olabileceklerini ancak bunun bir Pirus zaferi olacağını şöyle ifade etti:

“Evet ucunda devlet olabilir ama Pirus zaferi olur. 50 yıl mücadele ettik. Çok zorluydu, korkunç zorlandık. Ben ağzıma lokma alıp çiğneyemiyorum bunun ağırlığıyla, heyecanıyla. Bir bayılma ile başlamıştım. Kürt meselesinin doğası böyledir. Kendini uçurumdan atmış. Şeyh Said, Seyid Rıza. Cemili Çetolar Mustafa Kemal’e gidiyorlar, ondan lütuf bekliyorlar ama vermiyor. Şu an öyle işbirlikçi bir Kürt kesimi var. Bugün sizinle yarın İsrail ile işbirlikçilik yapar. Size gereken ideolojik güçtür. Bunlar da imana dayanıyoruz diyorlar ama imanla olmaz, rasyonalite gerekir. Stratejiyi, devleti iyi bilecek, müttefiklerini doğru seçecektir.”

SİLAH BIRAKMA TİYATROSU TUTANAKLARDA

30 Mayıs görüşme tutanakları, PKK’nın 30 kişilik grubunun Irak’ın Süleymaniye kentinde 11 Temmuz’da sözde silah bıraktığı törenin bir tiyatrodan ibaret olduğunu da ortaya koydu. Görüşmede bulunan bir devlet yetkilisi Öcalan’la İmralı heyeti arasında yapılan görüşmede silah bırakma kararının çıkması gerektiğini aksi halde sürecin ilerleyemeyeceğini belirtiyor. İmralı heyeti bunun için bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtirken Öcalan “Ben krizi aşmak için bir öneri yapayım” diyerek, 30 kişilik grubun hasta teröristlerden seçilmesi gerektiğini, silahı bırakanların yeniden silahlanabileceğini, buna bir engelin olmayacağını aktarıyor.

İşte o diyaloglar:

‘KRİZ VAR’

(Bir Yetkili dışardan içeriye girdi ve şu an bir krizimiz var dedi)­

Diğer yetkili hemen söz aldı: Bunlar ileriye dönük projeler. Ama şu an bir kriz var. Bir adım öteye gidemezsek yürümez iş. Sıkıntı olacak. Ben 30 yıldır çalışıyorum. Bu hikâyeyi burada bağlamazsak başka adımları atma koşulumuz yok.

Öcalan: Ne istiyorsunuz anlamadım.

Yetkili: Ben açık sözlüyüm. Burada silah bırakma iradesine dair bir karar çıkmazsa, işler tıkanır. Başkan: Silah %90’ı halledildi. (İmralı heyetine dönerek) ne anlıyorsunuz siz?

Heyet: Güvencesiz, düzenlemesiz grup gelsin teslim olsun diyorlar.

‘SAĞLIK SORUNU OLANLAR GELSİN’

Öcalan: O zaman ben kriz aşılsın diye bir öneri yapayım. Gelsin bir grup silahları ile beraber Süleymaniye’ye gelsin. Hasta arkadaşlar gibi. Sağlık sorunları olanlar. İkna ederek gelmelerini sağlamak gerekir. İyi niyetli bir adım.

‘SİLAH BIRAKSINLAR, SONRA TEKRAR SİLAHLANIRLAR’

Yetkili: Arkadaşlar gelmesin. Orda bir yerde silah bıraksınlar. Önderliğimizin çağrısını dinlemek için silah bırakma iradesini beyan etmek için bırakıyoruz desinler ve sonra kendi yerlerine dönerler.

Öcalan: Böyle olabilir. Kongre kararına uyum şeklinde olabilir. Sonra tekrar silahlanırlar. Engelleyen mi var. On kat savunma yap. Öz savunmayı güçlendir diyorum. Demek ki öz savunma yeterli değil ki bu kaygıyı taşıyorlar. Nasıl teslim oldu desinler ki. Propaganda üstünlüğü bizimkilerde olmalı. Kendileri yapsın bunu.

‘BASIN ÖNÜNDE SÜRECİ HIZLANDIRMAK İÇİN YANSITIRIZ… SONRA KARARTMA YAPARIZ’

Yetkili: Basın önünde süreci hızlandırmak için yansıtırız. Sonra karartma yaparız ve sessizce süreç yürür.

‘BARZANİ VE TALABANİYLE SÖZLEŞMEYE GÖRE SİLAH BIRAKMA OLACAK’

Öcalan “PKK silah bırakacak” iddialarının aksine, Barzani ve Talabani “barış ve demokrasi sözleşmesi” yapılmadan silah bırakmanın mümkün olmayacağını vurguluyor.

İmralı Heyeti ile Öcalan arasındaki diyalog şöyle gelişiyor;

İmralı Heyeti: Kandil, ‘Biz açıklama yapar yapmaz, Kandil’in bir tarafına KDP, diğer tarafa YNK askeri güç taşıdı. Kurbanlık koyunmuşuz gibi üzerimize gelmek istediler. ‘Uyardık.’ dediler.­

Öcalan: Bak! Dinleyin. İşte bu. İmha tehdidi altındalar. Risk var. Daha önce de Erbil ve diğer yerlerde yüzlerce binlerce arkadaş imha oldu. Davutoğlu gitmiş diyor ki ‘silahı şuraya bırak, buraya bırak’. Ya bu bir çılgınlıktır. Barzani üzerimize gelir imha ederler dedim. Bunu anlatmanız gerekir. Barzani ve Talabani ile görüşeceğim. Silahı Türkiye’ye karşı stratejik olarak bırakıyoruz. Ama silahı ancak uygun bir yöntem ile devre dışı bırakacağız. Barzani ve Talabani’ye adıma şu mesajı iletin ‘Türkiye Cumhuriyeti ile girdiğimiz sürece sizinle de girmek istiyoruz’ diye bir ön görüşme yapın. Ama benle görüşmeleri gerekir sizi ciddiye almazlar. Ben başmüzakereci olduğum için görüşmem lazım. Bir sözleşme yapacağım onlarla. Bu sözleşme barış ve demokrasi sözleşmesi olacak. O sözleşmeye göre silah bırakma olacak. Saldırmayacaklar, kuşatmayacaklar, tek bir fiske vursalar savaş açacağım. Bunun öncülüğünü bizzat ben yapacağım. Türkiye devleti ile savaşı bırakıp onlar ile savaşacağım, yanlış yaklaşım olursa.

‘PKK 20’DEN FAZLA KEŞİF UÇAĞI DÜŞÜRMÜŞ’

Silah bırakma tartışılırken İmralı Heyeti Kandil’den aldığı bilgiyi paylaşarak PKK’nın TSK’ya ait 20’den fazla keşif uçağını düşürdüğünü öne sürdü. Türk ordusuna yönelik saldırı bilgisini görüşmelere katılan devlet yetkilileri de verirken, hava harekatlarının durduğu da ifade edildi.

İmralı heyeti: Hareketin (Kandil) belirtiğine göre bugüne kadar 20’den fazla keşif uçağı düşürmüşler. Akıncı, siha vs…Bunları basına fazla yansıtmıyorlar.­

Öcalan: Öyle mi? Kendileri mi geliştiriyorlar?­

İmralı Heyeti: Kendi imkanlarıyla geliştirdiklerini belirtiyorlar. Çok zeki gençleri var. Yapay zekayı kullanmakta bölgede dördüncü sıradayız diyor ilgililer. Sanırız biraz destek alıyorlardır.­

DEVLET YETKİLİSİ: GENELKURMAY HAVA HAREKATLARININ DURDUĞUNU SÖYLEDİ

Yetkili: Demek istediğim şey şu. Devlet hazır değil bu adımları atmaya. İmha hikayesini devre dışı bırakıyoruz. Şimdi hava hareketleri konusunda büyük bir durma hali var. Suriye de yapmıyoruz, Irak’ta yapmıyoruz diyor Genel Kurmay. Şimdi biz de 10 bin kayıt var örgüt üyesi var”

“GENELKURMAY ‘SALDIRI OLUYOR’ DİYOR”

Öcalan: Bu alanlardan saldırı olmaz. Saldırı olursa beni sorumlu tutarsınız.

Yetkili: Sizi dinliyoruz. Sonra genel kurmayı dinliyoruz. Onlar da saldırı oluyor diyor. Kimi dinliyorsak ona hak veriyoruz.

‘SDG İSRAİL’İN ETKİSİNDE’

Öcalan’ın tutanaklarda PKK’nın Suriye kolu PYD’nin çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ilişkin sözleri de itiraf niteliğinde.

SDG’yi İran’ın Irak’taki Şii milis gücü Haşdi Şabi’ye benzeterek İsrail’in kara gücü olarak tanımlayan Öcalan, Suriye’de yarı yarıya bir devlet olduklarını, İsrail’in kendilerine devlet vaadinde bulunduğunu vurguladı. ABD-İsrail ortaklığınınn önce Gazze, Lübnan ve Suriye’yi hedef aldıklarını, sıranın Türkiye ve İran’a geleceğini söyleyen Öcalan bu stratejinin olmazsa olmasının “Kürtler” olduğunu belirtti.

Öcalan şu ifadeleri kullandı:

“İsrail’i Ortadoğu’da stratejiyi kuran hegemon güç olarak inşa etmek istiyorlar. Netanyahu-Trump gidiş gelişleri bunun içindir. Beş aşamalı bir stratejidir. İlk üç aşama olarak Gazze, Lübnan, Suriye bitti. Geriye iki aşama, İran ve Türkiye kaldı. Bu stratejinin olmazsa olmazı Kürtlerdir.”

‘İSRAİL KENDİ HAŞDİ ŞABİSİNİ YARATTI

“(Yetkiliye doğru) İşte senin gibi bir arkadaşın oturuyordu orada. Ben SDG yüz binlik olur dedim, o bozuluyordu, sen bozulmuyorsun, ama oldu. İsrail kendi Haşdi Şabi’sini yaratmış. Karayılan demiş, 800 km’den kendimizi savunabilecek tekniğimiz var demiş. Nereden bulurlar bunu ya Iran vermiştir ya Israil.”

‘ŞİMDİ SURİYE’DE YARI YARIYA DEVLETİZ‘

“İki binlerde bile çok şey lehimize oldu. Bizi bitirmek istiyorlardı, büyük gelişme sağladık. Şu an ki durum bin kat daha güçlüyüz. Mesele Sırat köprüsünde siyaset yapmaktır. Şu an yaptığımız budur. Seyit Rıza devlete 27 yıl hizmet etmiş, ilk önce gözü önünde oğlunu astılar. Acı bir durum. Şimdi Suriye’de yarı yarıya devletiz.”

‘İSRAİL BİZE DEVLET VAADİNDE BULUNUYOR’

“İsrail 30 yıldır uğraşıyor. İsrail el altından 30 yıldır bize devlet vaadinde bulunuyor.”

‘İSRAİL’İ CİDDİYE ALMAZSAM KELLEM GİDER’

“Ben tabi ki Israil’i ciddiye alacağım, doğru ele alacağım. Almazsam hayatım gider. Durumu benden daha iyi analiz etmişler. Kürtlerin Ortadoğu’daki stratejik durumunu kim kendine bağlarsa Ortadoğu’da üstünlüğü o ele geçirir. Bunu benden önce tespit etmişler.”

‘SURİYE İÇİN ORDU KOMUTANIMIZ OLUR’

“Suriye için ordu komutanı ve diğer mevkilerde de bizden yer alacak olanlar olur. Entegrasyon budur.”

‘GEÇMİŞİN 10 KATI GİBİ OLUR’

Bölücü elebaşı devlet yetkililerinin olduğu görüşmelerde Türkiye’ye açık tehditte de bulundu.

“Güvenlik meselesi hayatidir. Buraya geldiğimde Genel Kurmay temsilcisi Albay en sağ duyulu yaklaşıma sahipti. Bana göre savaş lobisi, ne olursa olsun bildiğimiz çatışma şeyini devam ettirelim diyenler var. Bunlar engellenmeli. Bu kongreyi yaparız, başanınız. (PKK’nın fesih kongresini kastediyor) Fakat kendi güvenliklerini alabildiğine sağlasınlar. Bu fesih gerçek bir karar, stratejiktir. Belgeleri de çıkacak. 500 sayfaya yakın raporu da çıkacak. Velev ki buna rağmen bazıları teslimiyet gibi yapıyorlar, hazırlıkları vardır, tehdit gibi algılanmasın, geçmişin 10 katı gibi olur. Eğer saldırılar Kongreden sonra da devam ederse ne yaparlarsa yapsınlar. Hazırlıkları ne ise yaparlar.”

‘ON BİNLERCE PKK’LI VAR… HER YER GAZZE’YE DÖNECEK…’

“On binlerce PKK’li var. Bu sorunu çözmezseniz savaş kapıda. Bu uyarıyı yapacağım. Önder kadrolar vuruldu ama PKK Avrupa’dan Afrin’e kadar kadrolar var. Türkiye saldıracak. Belki birçoğu ölecek. Canlı bombalar vs. Şimdi ne olacak. Afrin, Şengal, Mahmur her yer Gazze’ye dönecek. ABD ve Rusya’nın desteği var. Yüzde on gerçekleşse bile kıyamet kopacak. Burada tarihi bir rol üstlendik. Sonuç cehennem tablosu.”

‘500 BİN KİŞİYİ SİLAHLANDIRACAK GÜCE SAHİBİZ’

“Ben başlarken bir tabancam yoktu. Şimdi 500 bin kişiyi silahlandıracak güce sahibiz.”

ÖCALAN: İBRAHİM BEY (KALIN) ‘TUNCELİ VALİSİNİ KOVDUM’ DEDİ

Öcalan, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın PKK anmasına izin vermesi için kendisine yapılan baskı sonrası Tunceli Valiliği görevinden istifa eden ve Merkez Valisi olarak görevini sürdüren Bülent Tekbıyıkoğlu’nu kovduğunu kendisine söylediğini iddia etti. Öcalan “Şimdi kardeşlik hukuku diyoruz. Bakın İbrahim Bey geldi buraya. Ali Haydarların anmasına karşı çıkan vali vardı, Dersim valisi. Hemen kovdum dedi. Cenazelere saygı yok. Osman’ın cenazesini bile köyüne bırakmadılar. Böyle olur mu?” ifadelerini kullandı.

ERAY ÇELEBİ / VERYANSIN TV

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim