CHP’nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptali talebi mahkeme tarafından reddedildi. "Mutlak butlan" kararı çıkması durumunda partinin başına dönmesi gündemde olan eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında bir iddia ortaya atıldı. Gazeteci Sinan Burhan, Kılıçdaroğlu ve çevresinin yeni bir parti kuracağını iddia ederek, “CHP içinde Kılıçdaroğlu’nu destekleyen il ve ilçe başkanları ile milletvekilleri artık yeni bir yol ayrımına gelmiş gibi görünüyor. Bazı isimlerin, ‘yeni parti kuralım’ teklifini Kılıçdaroğlu’na ileteceği iddia ediliyor” dedi.
Gazeteci Aytunç Erkin söz konusu iddiayı Kemal Kılıçdaroğlu'na sordu. Köşe yazısında Kılıçdaroğlu'nun yanıtına yer veren Erkin, "Bu konuyu Kemal Kılıçdaroğlu’na sordum, tek bir cümleyle yanıt verdi: 'Tümüyle palavra" ifadelerini kullandı.
Erkin'in o köşe yazısı şu şekilde;
"Gazeteci Sinan Burhan, “CHP içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyen il ve ilçe başkanları ile milletvekilleri, artık yeni bir yol ayrımına gelmiş gözüküyor. Bazı isimlerin ‘yeni parti kuralım’ önerisini Kılıçdaroğlu’nun kapısına getireceği iddia ediliyor” dedi.
Bu konuyu Kemal Kılıçdaroğlu’na sordum, tek bir cümleyle yanıt verdi: “Tümüyle palavra”.
Bu konuda çok fazla konuşmak istemediğini anladım ve yakın çevresinden en etkili isim eski CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu’yla konuştum.
Bülent Kuşoğlu’na “yeni parti çalışması var mı?” diye sordum.
Dedi ki:
“Partili olan biziz. Partiyi bırakır mıyız? Tam tersine her zamankinden fazla sahip çıkmak gerekiyor. Hem içeriden hem dışarıdan yaşanan sıkıntıları görüyoruz ve partiye daha çok sahip çıkma zamanı olduğunu düşünüyoruz”. Peki “Siyaseten devam edecekler mi?”
Kuşoğlu çok net konuştu:
“Siyaset devam etme planımız yok. Kemal Bey’in de yok. Mutlak butlan söz konusu olsaydı bir dönem çalışma yapacaktı. Siyaset iddiamız yok”. O zaman Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ne yapacak? Bülent Kuşoğlu “Entelektüel çalışmalar sürecek. Dünyanın da değişim dönemindeyiz ve herkesin bir şeyler yapması gerekiyor” diye yanıt verdi.
Gelelim kritik soruya.
Ankara’daki mahkemeden “konusuzluk ve ret” bekliyorlar mıydı? Ya da şaşırdılar mı? Deneyimli siyasetçi Kuşoğlu şunları söyledi:
“Sonuca şaşırmadım. Sanki bu sefer de yine uzatılacak gibi hava vardı. Bakın herkes şunu kaçırıyor: Kemal Bey mahkeme tarafımdan çağrıldığında ‘Evet mağdurum, kurultayda şaibe var’ deseydi bu karar çıkmazdı. Ya da benim gibi isimler bu cümleyi kurdaydı karar böyle alınmazdı. Şunu da unutmayın: Karar usul yönünden çıktı esasa girilmedi. Şaibelere bakılmadı. Usul olarak ‘konusuzluk’ denildi. Altını çizeyim; Kemal Bey mahkemeye gitseydi bu sonuç çıkmazdı. İlginç olan mahkeme davayı iki yıl sonra reddetti. Bu bir yargı skandalıdır. Madem usulen böle bir durum vardı ilk başta reddetseydi. CHP’yi bu kadar tartıştırıp böyle bir karar verilmesi kötü oldu”
Herkesin aklındaki sorulardan biri de şu: Kılıçdaroğlu en başından tartışmanın içinde olmadan açıklama yapsaydı ne olurdu?
Kuşoğlu, “Aslında onu söyledi. Saptırıldı. Mahkeme açıldığı zaman ‘şaibe yoktur, partimizi yıpratmayın’ diyor. Anladığım kadarıyla CHP yönetimine düşman lazımdı. Kemal Bey’i yıprattılar kendi birliklerini sağladılar” diye yanıt verdi. Bülent Kuşoğlu’nun şu cümleleri çarpıcıydı: “Bakın önümüzde bir kurultay var ve CHP yönetiminin şaibeli isimlerden arınması gerekiyor daha farklı bir Parti Meclisi oluşmalı. Daha makul bir liste oluşturulmalı”
Peki Kemal Kılıçdaroğlu 28-30 Kasım 2025’teki kurultaya gidecek mi ya da gider mi? Yanıta bakalım:
“Bir kez daha söyleyeyim: Şaibeli isimlerin olmadığı daha aklı başında bir yönetim oluşmalı. CHP kadroları içinde çok iyi isimler var ve partinin yenilenmesi lazım. Kemal Kılıçdaroğlu 6 Nisan’daki Olağanüstü Kurultay’a gitmişti. 28-30 Kasım’da da gidebilir. Ama şunu bilmenizi isterim: Çok kırıldı Kemal Bey. Kendisine ve ailesine yapılan hakaretler kırıcı oldu. Hikmet Çetin’in özür dilemesi yeterli değil Genel Merkez’in de özür dilemesi gerekiyor”.
















































