• BIST 10918.51
  • Altın 5748.708
  • Dolar 42.4424
  • Euro 49.4355
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara -3 °C
  • İzmir 10 °C

Dizi sektöründe büyük kriz: Durumlar kötü!

Dizi sektöründe büyük kriz: Durumlar kötü!
Yeni sezonda diziler keyifsiz bir sezona girdi. Sektör, "Bitiyoruz sinyali” veriyor. Kanallar yapımcılardan bütçe revizyonu istiyor. Yüzde 10 - 15'lik iskontodan söz ediliyor. “Elimdeki gelir bu, buna razı ol” durumu. Buraya bir günde mi geldi sektör? Hiç mi kusuru yok? Yoksa durum abartılıyor mu?

KISIR DÖNGÜNÜN BAŞI CRP Mİ?

Konuştuğum bir yapımcı, mesela Crp sorunu dedi. Ne kadar reyting aldıysan onun karşılığı birim fiyat. Sektörün gelir hanesinde bu birim hayati önem taşıyor. Yani dizi sektörünün kalbini çalıştıran mekanizma. Sorun burada başlıyor. Crp birim fiyatı büyümedi. Yani “Commercial Rating Point” (Ticari Reyting Puanı). Neden önemli? Reklam verenler için CRP, klasik reytingten daha değerlidir. Çünkü gerçek izleyiciye ulaşan reklam etkisini ölçer. Dizi veya programın ne kadar izlendiği değil, reklam arası geldiğinde kaç kişinin kanalı değiştirmediği belirler. Yani dizi sadece “çok izleniyor” diye değil, reklam aralarında izleyici kaybetmiyorsa gerçekten para kazandırıyor demektir. Ve bir dizinin tutup tutmadığını belirleyen CRP’dir. İşte bu değerin, birim fiyatı artmadı. Artmayınca, kanallar para kazanamıyor. Örnek veriyor bir yapımcı; “Mesela birim fiyat saniye başına 150 – 200 lira bugün olması gereken 500 lira. Bu rakama ulaşılamıyor.”

KALİTE DÜŞTÜ

Birim fiyatın artmamasının bir önemli ayağı, dizi kalitelerindeki düşüş olduğu söyleniyor. Düşüşün bir nedeni iyi seyircinin televizyondan kaçması, diğer mecralara gitmesi. Tüm bunlar CRP birim fiyatının artmamasına neden oluyor. Yani reklamın seyirci gözünde eski değeri yok. Peki bu neden oluyor?

DENEKLER MESELESİ

Denek yapısının değiştirilmesinin bunda rolü olduğunu söyleniyor. Şöyle örnek veriyor konuştuğum sektördeki isimler; “Merkeze köyleri ilave ettiler. Ve zaman içinde, köyler merkezi ele geçirdi. Mesela bir banka reklam karşılığını alamadığı bir mecrada yer almak ister mi? Orta sınıf tüketiciye hitap eden reklam olayı bitme noktasına geldi. İşleri gayet iyi giden bir yapımcı şöyle diyor; “Panel değişti. Değişen panelde total izleyiciye hitap eden işlerin reytingleri daha da arttı. Yani AB ve ABC1’in (ki reklam verenin değerlendirdiği kategori oluyor) paneldeki payı düştü. Özellikle C1 ve D daha da aktif hale geldi. Bu reklamveren için çok da cazip bir durum değil. Onun için reklamveren, paranın büyük bir kısmını, dijital platformlara taşıdı. Sonuç olarak kanallar da yapımcılara sağlıklı bir durum sunamıyorlar”. Bir kanal yöneticisi; “Fiyatlar artmıyor? Neden artmıyor? Çünkü panel doğru reklam vereni temsil etmiyor.”

KANALLARDAN YAPIMCILARA: "BU KADAR VAR ONA GÖRE"

Son zamanlarda artan bir eğilimden de bahsediliyor piyasada. Çok izlenen kanallar bir bir yapımcılara “Bütçelerde revizyon yapıyoruz” mesajları iletmeye başladı. Yani bir dizi için anlaşması yapılan paranın yüzde 10 ile yüzde 15 arası altında bir teklif. Bir başka sorun, yapım şirketinin kendi maliyetlerinde bu düşüşü yapamaması ve giderek üç beş büyük şirketin tekelinde bir sektöre gidiş. Konuştuğum bir büyük kanal yöneticisi; “Şimdilik biz böyle bir revizyon yapmadık. Ama eli kulağında“ dedi ve net özetledi durumu; “Yani dizi maliyetlerini, toplanan paralarla karşılamak pek mümkün değil. Çünkü maliyetler çok arttı, reklam fiyatları o kadar artmadı. Bu sene zor geçecek, önümüz bu sefer gerçekten karanlık”.

26 – 30 BÖLÜMÜ BULAMAYAN YANDI

Tek motivasyon kaynağı yurtdışı satışı. Burada da başka sorunlar ortaya çıkıyor. “Yurtdışı satışı yapamayan götüremez. Yani bunu yapmak için dizinin 26 – 30 bölüm yaşayabilmesi lazım. Bunu yapamayan cidden yandı.”

REYTİNGLERİN YÜZDE 7 OLMASI LAZIM

Bu sayıda bölümü yakalamak için o dizinin belli reyting alması lazım. Peki bu oran nedir? Yapımcı net rakam veriyor; “Bu oran 6,5 – 7‘dir. Bu oran bile şüpheli. Ama önce bu oranı tutturmak lazım. Altında kalıyorsan zaten iş bitmiş demektir. Çünkü bu oranın altında giden bir dizinin reklamveren nezninde cazibesi yoktur. Kanal da bu reytinglerin altında ödeme yapamayacağı için o da bir dert.”

CEBİNDE 200 MİLYON PARAN YOKSA ŞİRKETİ KAPAT

Kanalların dizilere ödeme vadeleri çok uzun. Söylenen ödemeler 75 ile 90 gün arasında yapılıyor. Bu da şu anlama geliyor; bir dizinin en az 13 bölümünü yapımcının cepten finanse etmesi lazım. O da nereden baksanız, 200 milyon. Cebinde bu kadar para olan, 3 – 4 dizi yapabilen yapımcıların dışındakilerin çoğu gidiyor, belirli yapımcıların taşeronu oluyor.

OYUNCULARIN PARASI

Yapımcı özellikle "Star” oyuncuların piyasanın gidişatından habersiz olduğunu söylüyor; “Abuk sabuk paralar istemeye devam ediyorlar. 2, 5 milyonlar, 3 milyonlar istiyorlar. Sanki sektör para kazanıyor. Hatta 4 milyon telaffuz edenler var. Bu rakamlarla, bu oyuncular ile yapılan işlerin zaten başarılı olma şansı yok”. Ve sektörün genel kanısını da dile getiriyor; “Yurtdışı satışı olmasa, dizi filan yapılamaz.” Yine piyasanın eski kanallarından birinin yöneticisi; “Oyuncular çok pahalı. Projeleri seçerken tüm bunları düşünerek hareket etmek lazım” diyor.

BİR İSTİSNA

Çok iyi reyting alan bir dizi… Hatta son dönemlerde bu rakamlar pek görülmedi. Reklam kuşağı alıyor. “Çarpanı yüksek” deniliyor... Yapım cephesi geçmişte kaliteli işlerin tuttuğunu örnekler ile belirtiyorlar “Yani deneklerden önce kaliteli işler yapılırsa, her iki kategoride izlenir”. Kendi dizi örnekleri de aslında bunu göstermiyor değil. Her iki kategoride yüksek. Ve yine her iki kategoride yüzdeler bir birine yakın. Bazı tüyolar veriliyor. Senaryoda karakterlerin derin yazılımı, başrollerde ünlü oyuncu değil, kimyası uyan oyuncu seçimi. “Reyting üretir oyuncusu aramadık” diyorlar.

TRT AYRINTISI: ÖZEL DURUM

Peki tüm bu sektördeki gelişmelerden TRT nasıl etkileniyor? Sektörde söylenen “Sübvansiyon var” yapılan yorum. Kamu yayıncılığı sübvanse edilir. Ama pek çok Avrupa ülkesinde reklam pastasına kamu televizyonları sokulmaz ya da sınırlıdır. Bizde tam tersi. Reytingler düşük olsa da, TRT dizileri hemen kaldırılmaz. Bu Batı kamu televizyonlarında da böyledir. Sorun özel ve kamu taraflarındaki dengelerin uçurumu. Örneğin yüzde 3 alan bir TRT dizisinde, bu durum sorun teşkil etmez. Bugün kanalın Teşkilat ve Gönül Dağı dışındaki işler özel kanalda sorunlu sınıfına girerdi.

DİZİ BÖLÜM MALİYETLERİ

Bir TV kanalı yöneticisi “Geçen sene ocak ayında krizin hangi boyutlarda olduğunu fark ettik. Projeleri erteledik. Ve Nisan ayında yapımcılara bölüm başına en fazla 16 ile 18 milyon arasında fiyatlar verdik. Ve bölüm başına maliyetleri aşağı çektik. Piyasada bölüm başına 28 milyon gibi rakamlar dolaşıyor. Bu maliyetleri karşılamak mümkün değil. Bizim fiyatları kabul etmeyenlerle çalışmadık” diyor, kendi kanalındaki iki diziyi örnek gösteriyor. Biri şu an yeni başladı ve reytingleri iyi. Bölüm maliyeti 15,5 milyon lira.

TİAK CEPHESİ

Televizyon İzleme Araştırma Kurumu (TİAK) işin bir başka önemli ayağı. İzlenme oranlarını ölçen kurum. Panellerine ve yapılan çalışmalar her zaman güvendiğini açıklamıştır. “Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan denetim sistematiği ile denetleniyor panel. Panelin evreni temsil etmesi için hemen hemen her yıl 40 ilde 44.000 anket yapılarak popülasyon belirleniyor ve panel bu popülasyona uyduruluyor. AB Sosyo Ekonomik Statü Popülasyonu Türkiye genelinde yaklaşık %20 civarında ve bu oranda panelde temsil ediliyor, ne daha fazla, ne daha az”. Daha öncede basında çıkan haberlerde kuruluşun “bu tür söylentilere itibar etmeyin “ mesajı verdiğini okumuştuk.

ÇUVALDIZI KENDİNE BATIRMAK

Peki tüm bu gelinen nokta bir günde mi oldu? Sektörün hiç mi dahli yok? Bir yapım şirketi sahibi, hem de kanal yöneticiliğinde de bulunmuş bir zamanlar, yani her iki tarafı bilen bir isme sordum; “Öncelikle yüksek bütçeler, yüksek karlar. Oyunculara rekabette öne geçmek için verilen dünya çapında paralar. Yeteneğe yatırım yapmamak. Bunlar yapım tarafının rolü. Bir de ekipler var: görüntü yönetmeninden, senaristine ışıkçısından, yönetmenine kadar. Onlar da delice bütçeler istediler ve sektör bu yükü taşıyamadı.. Şu anda onların da önemli bir bölümü işsiz.”

Sina Koloğlu

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim