Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir yıl içinde 319 bin, toplamda ise 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Sözlerime başlarken bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman'da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bakanlarımız, ekiplerimiz çalışmaları koordine etmektedir. Yaşadığımız felaketleri hafızalarımızda ne kadar sıkı muhafaza edersek onlardan çıkaracağımız dersler de o derece güçlü olur. Bunun için tekrar hatırlama ve hatırlatmada fayda görüyorum" dedi.
Türkiye'nin 6 Şubat sabahına son bir asrın en büyük felaketiyle uyandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok daha geniş bir etki alanı yanında 11 ilin 62 ilçesine ağır yıkıma ve can kaybına yol açan depremin büyüklüklerinin 7,7 ve 7,6 olarak ölçüldüğünü söyledi. Yeryüzüne 7 kilometre gibi oldukça yakın bir mesafede ve yoğun yerleşim alanlarının altında gerçekleşen depremlerin şiddetinin benzer büyüklükteki örnekleri ile kıyas edilemeyecek kadar güçlü olduğunun altını çizen Erdoğan, "Sayısı 16 bin 300'e yaklaşan artçı sarsıntılardan 45'inin 5.6 büyüklüğünde gerçekleştiğini söyledi. Depreme ağır kış şartlarının yaşandığı günlerde yakalanıldığını ifade eden Erdoğan, devlet ve millet olarak deprem haberini alır almaz yıkımın ve kış şartlarının zorlukları aşılarak deprem bölgesine koşulduğunu kaydetti. AFAD'dan madencilere kadar ülkedeki tüm arama kurtarma ekiplerinin, 90 ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerinin bölgeye yönlendirildiği belirten Erdoğan, "Tüm ekipman ve personelleriyle belediyelerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, jandarmalarımızı, bekçilerimizi, sağlıkçılarımızı, karayolcularımızı, ormancılarımızı, STK'larımızı ve gönüllerimizi, böylesi bir felakette ihtiyaç duyulacak kim varsa herkesi bölgeye yönlendirdik" dedi.
Sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personelin bölgeye yönlendirildiğini söyleyen Erdoğan, yaklaşık yarım milyon insanın depremzedelerin imdadına koştuğunu bildirdi. Erdoğan, her sınıftan 18 bin iş makinesiyle, on binlerce kamyon ve tırıyla, acil ihtiyaçları karşılayacak her türlü malzemesi ile ülkenin ve milletin tüm imkanlarının seferber edildiğini bildirdi. Deprem bölgesinde yıkımın çok büyük olduğunu söyleyen Erdoğan, "Öyle yerler vardı ki yüzlerce arama kurtarma personelinin birlikte çalışması gerekiyordu. Türkiye bu depremde dünyada bugüne kadar görülen en büyük arama kurtarma ekibini bir araya getirmiştir. Çalışmaların bu kadar kısa sürede tamamlanmasını da buna borçluyuz. Buna rağmen yıkıntılar arasında kalan vatandaşlarımız ve yakınları serzenişlerinde sonuna kadar haklılardır. Hepsinin acılarını yürekten paylaşıyor, kollarımızı ve kalbimi kendilerine sonuna kadar açıyoruz. Bize düşen gönülleri teskin etmek, acıları paylaşmak, yaraları sarmak, evler başta olmak üzere maddi kayıpların telafisini yapmaktır. Milletimiz bu hasbi gayreti görmekte, depremzede vatandaşlarımız da yeni bir gelecek kurma çabamızda yanımızda yer almaktadır" açıklamasını yaptı.
Deprem bölgesinde yaraların sarılmaya çalışıldığını belirten Erdoğan, "Milletimizin metaneti, bize olan muhabbeti ve güveni karşısında diyecek söz bulamıyoruz. İnşallah bu sevginin hakkını verecek, insanlarımıza mahcup olmayacağız. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize yeter ki sahip çıkalım. Ölenleri geri getirmek elbette elimizde değil ama geride kalan vatandaşlarımızı hayata bağlamak için yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içindeyiz. Depremden en çok etkilenen 11 ilimizdeki evleri yıkılan, kullanılamaz hale gelen, evlerine giremeyen 14 milyon insanımızın gıda ve barınma ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı ve etkin bir organizasyon kurduk. Sağ olsun milletimiz asrın felaketi karşısında asrın dayanışmasını gösterdi" diye konuştu.
Türkiye'nin dört bir yanından ve yurt dışından gelen yüz binlerce ton malzeme ile deprem bölgesini yaşanılabilir hale getirdiklerini kaydeden Erdoğan, kurulan tahliye köprüleri ve kendi imkanıyla 3 milyonu aşkın vatandaşın bölge dışına gittiğini söyledi. Pek çok vatandaşın yakınlarının, dostlarının evinde misafir edildiğini söyleyen Erdoğan, deprem bölgesinde kalan 2 milyon 400 bin insana kurulan 433 bin çadırda sayıları her geçen gün artan, kısa sürede yüz bine çıkacak olan konteynerde, eğitim kurumları ve yurtlarda barınma imkanı sağladıklarını söyledi. Erdoğan, her biri müstakil ilçe altyapısıyla inşa edilen konteyner kentleri yaygınlaştırarak, çadırlarda kalan vatandaşları daha insani şartlara kavuşturmak için çalışıldığını söyledi. Gerek yerli gerekse Katar'dan gelen konteynerlerin alt yapısıyla süratle belirlenen yerlere yerleştirildiğini söyleyen Erdoğan, taşınma ve kira yardımıyla kendi barınma ihtiyacını karşılayanlara destek olunduğunu belirtti.
Aile başına 10 bin liralık destek ödemesinden istifade eden depremzede sayı 1.4 milyona yaklaştı
Erdoğan, aile başına 10 bin liralık destek ödemesinden istifade eden depremzede sayının 1.4 milyona yaklaştığını kaydetti. Vefat edenlerin yakınlarına 100'er bin destek ödemesi yapıldığını hatırlatan Erdoğan, bölge genelinde 3.7 milyon öğün sıcak yemek çıkarıldığını, ayrıca kumanya ve kuru gıda dağıtımıyla ihtiyacın karşılandığını ifade etti.
Psikososyal destek gruplarının 9 bin 500'ü aşkın personeliyle depremzedelerin yanında yer aldığını söyleyen Erdoğan, üretim ve istihdamı artırmakla ilgili çalışmalar için her türlü desteği vermekte, her türlü kaynağı harekete geçirmekte kararlı olduklarının altını çizdi. Erdoğan, depremde hasar gören yol, su, elektrik, doğalgaz, haberleşme altyapısının kurumların gece gündüz çalışmasıyla kısa sürede hizmet verebilir hale getirildiğini bildirdi. Otoyolları, anayolları trafiğe açık tutarak yardım ekiplerinin bölgeye gelişinin ve depremzedelerin tahliyesinin kolaylaştırıldığını belirten Erdoğan, "Çocuklarımızın eğitim-öğretiminde kesinti olmaması için geçici barınma merkezlerinde okul öncesinden başlayarak her seviyede etkinlikler başlattık" dedi.
Deprem şehirlerinde kademeli olarak 1 Mart'tan itibaren eğitim öğretime başlandığını söyleyen Erdoğan, okulların kapalı olduğu Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay'da 27 Mart'tan itibaren şartları uygun binalarda eğitim öğretimi başlatmak için hazırlık yapıldığını dile getirdi. Sağlıkçıların zarar gören hastanelerde verdikleri hizmetleri en yakındaki illerden başlayarak çevre illere taşımayı sürdürdüklerini belirten Erdoğan, sahra hastaneleri başta olmak üzere kurulan geçici merkezlerle vatandaşlara sağlık hizmetlerinin kesintisiz verildiğini söyledi.
"Depremzede vatandaşlarımızın 14 Mayıs seçimlerinde oy kullanabilmeleri için ikamet kayıtlarını kaldıkları yere aldırmaları gerekiyor"
Diğer tüm alanlarda benzer faaliyetlerin kesintisiz devam ettiğini ifade eden Erdoğan, "Geçtiğimiz günlerde deprem bölgesinde yaşarken felaketin ardından başka illere taşınan ve nüfus kayıtlarını oralara aldıran vatandaşlarımızla ilgili bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınladık. Bu kararname ile adres kayıtlarını gittikleri yere aldıran vatandaşlarımızın depremle ilgili kendilerine sağlanan haklarda herhangi bir kayba uğramayacaklarını güvence altına aldık. Depremzede vatandaşlarımızın 14 Mayıs seçimlerinde oy kullanabilmeleri için ikamet kayıtlarını kaldıkları yere aldırmaları gerekiyor. Adres güncelleme işlemleri elektronik devlet üzerinden veya nüfus müdürlükleri vasıtasıyla 17 Mart Cuma günü gece yarısına kadar tamamlanmalıdır. Deprem belgesinde yaşayıp evi dışında çadır kent konteyner kent, kamu tesisi ve ya başka herhangi bir yerde yaşayan vatandaşlarımızın adres kayıtlarını bulundukları yere taşımaları gerekiyor. Vatandaşlarımızı milli iradenin sağlıklı şekilde tecellisine katkı vermek üzere demokratik haklarını kullanabilmeleri için bu konuda kayba uğramamak için adres güncellemelerini yapmaya davet ediyorum" açıklamasını yaptı.
"Önümüzdeki 1 yıl içinde 319 bin, toplamda ise 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz"
"Bugüne kadar sunduğumuz arama kurtarma-acil yardım ve geçici barınma hizmetlerinin ötesinde bizim milletimize depremde yıkılan şehirlerimizi bir yıl içinde yeniden ayağa kaldırma sözümüz var" diyen Erdoğan, hasar tespit çalışmalarında sona gelinmek üzere olunduğunu belirtti. Erdoğan, "Önümüzdeki 1 yıl içinde 319 bin, toplamda ise 650 bin konut yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Bunların bir kısmını zemin artı 3, bir kısmını zemin artı 4 katlı olarak, köylerde ise ahırı ve bahçesiyle köy evi olarak inşa ediyoruz. Daha önce Van, Bingöl, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Bartın, Kastamonu, Giresun sel afetlerinde, Antalya ve Muğla yangınında bu konutları yapan bir iktidarız. Laf ola beri gele yok. Biz icatlarımızla konuşuyoruz" dedi.
6 şubat depreminde evi yıkılan veya kullanılmaz hale gelen hiçbir vatandaşı mağdur etmeyeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zemini sağlam yerlerde kuracağımız evlerimizin yanında mevcut şehirlerimizin tarihi ve kültürel dokusunu koruma altına alacak şekilde bir planlama yapıyoruz. Hazırlıkları tamamlanan yerlerde şu anda kazmalar vuruldu, inşaatlara başlandı. TOKİ'nin kurumsal birikimi ve ülkemiz inşaat sektörünün kapasitesi bir yıl içinde tamamlama sözü verdiğimiz konutları yapmaya fazlasıyla yeterlidir. Geçtiğimiz 20 yılda hizmete sunduğumuz 1 milyon 180 bin toplu konut ve inşasını gerçekleştiğimiz 3.3 milyon kentsel dönüşüm projesi sözümüzü tutacağımızın teminatıdır" açıklamasını yaptı.
Ana muhalefete seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz kentsel dönüşümden bahsediyoruz ama siz kendinizi rantsal dönüşüm olarak tanımlıyorsunuz, o ayrı bir konu. Deprem bölgesindeki faaliyetlerin ötesinde ülke genelinde afetlere hazırlık çalışmalarımızı da şu anda hızlandırdık. Biz işte bu mücadelelerle, bu gayretlerde bugünlere geldik. Ülkemizin dört bir yanında başlattığımız kentsel dönüşüm projelerinin bir kısmının nasıl yalan ve iftira furyasıyla engellendiğini hiçbir zaman unutmayacağız. Vatandaşlarımızı modern yuvalara kavuşturma çabalarımızın ideolojik bağnazlıklar sebebi ile nasıl sabote edildiğini gayet iyi hatırlıyoruz. 6 Şubat depremlerinin önümüze serdiği deprem gerçeği karşısında bu projelere her kesimden samimi ve etkin destek veriyoruz. Görüldüğü gibi depremler bizim kendi aramızdaki tartışmaları bitirmemizi beklemiyor. Bir an önce şehirlerimizi sağlam, dayanıklı, güvenli binalarla dönüştürmezsek hep beraber o yıkıntıların altında kalabiliriz. Bakanlıklarımızla, belediyelerimizle, özel sektörümüzle, hak sahibi vatandaşlarımızla el birliği içinde hareket edersek bu meselenin üstesinden kısa sürede gelebileceğimize inanıyorum" diye konuştu.
"Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantısında gördüğümüz anlayış birliği, bize bundan sonraki çalışmalar için doğrusu umut verdi"
Türkiye'nin önde gelen bilim adamları ve uzmanlarıyla yapılan toplantıda önemli fikirler beyan edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli toplantısında gördüğümüz anlayış birliği, bize bundan sonraki çalışmalar için doğrusu umut verdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum, Gaziantep'te yaptığı ikinci toplantı ile 13 çalışma grubu oluşturarak, süreci kararlılıkla sürdürüyor. Biz de gelişmeleri yakından takip etmeye, atılan adımları desteklemeye, çıkan engelleri aşmaya devam edeceğiz. Bu kadar büyük alanda yaşanan devasa yıkım ve beraberinde gelen sayısız sıkıntı ile kimi eksikler, aksaklıklar elbette olabilir. Allah'ın izni ile bunların hepsini de kısa sürede gideririz ve gidereceğiz. Önemli olan samimiyetle ve fayda sağlayacak şekilde depremzede vatandaşlarımızın yanında yer almaktır. Biz kendimize asla hiçbir sorumluluk üstelenemeden, ortada sadece dolaşan, ezberlerini, yalanlarını, kinlerini tekrarlayan deprem turistleriyle kıyaslayamayız. Böyle bir kıyas hem bize hem depremzede vatandaşlarımıza haksızlık olur. Biz ilk günden beri seçim döneminde de gündemimiz deprem yaralarının sarılması olacak diyoruz. Anlaşılan o ki birileri bu sözü yanlış anlamış. Biz Hatay'ıyla, Kahramanmaraş'ıyla, Adıyaman'ıyla, Malatya'sıyla, diğer şehirleriyle deprem bölgesinde sadece vatandaşlarımızla dertleşmeye, çalışmaları yerinde görmeye, gereken talimatları vermeye gideriz. Bundan sonra da depremde zarar gören il ve ilçelerimizi ziyaret edecek, atılan her adımı, yapılan her işi bizzat yerinde görecek, depremzedelerimizle kucaklaşmayı sürdüreceğiz" dedi.
Erdoğan, "Deprem bölgesine seçim kampanyasını başlatmaya gidenler, oradaki insanımızla aramızdaki muhabbeti, sevgiyi, güven ilişkisini anlayamaz. Seçim kampanyasını deprem yıkıntıları önünde başlatarak yaptığı siyasi utanmazlığı, siyasi ihtirası, siyasi arsızlığı bir kenara bıraktık diyelim, gittiği yerde depremin ilk saatlerinden beri gece gündüz orada çalışan bakanlarımıza, valilerimize, kamu görevlilerimize edepsizce iftira atmasına ne diyeceğiz. Üste başımız sağ olsun yazıp, altında oradaki acılı vatandaşlarımızın yüzlerini kızartarak başlarını eğdirecek sözler etmek kimin hangi derdine derman olabilir. Yarısı yalan, yarısı yanlış bir konuşma depremde canı yanan, evi yanan hangi kardeşimizin yüreğini ferahlatır, umudunu artırır. Bugüne kadar sayısız defa tekrarlanmış bühtanları bir kez daha gündeme getirmek ülkenin ve milletin hangi meselesine çözüm getirir" diye konuştu.