• BIST 9203.37
  • Altın 4296.947
  • Dolar 39.6155
  • Euro 45.6765
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 33 °C

Özgür Özel, ‘Salı’ gününe dikkat çekti!

Özgür Özel, ‘Salı’ gününe dikkat çekti!
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevi önünde açıklama yaptı. İBB'ye yapılan operasyonlara tepki gösteren Özel, 'Salı' gününe işaret ederek, "Sayıştay'ın 'işlem yapın' deyip bunların yapmadığı İstanbul'daki Belediyeleri teker teker kanıtlarıyla açıklayacağım" dedi.

Tutuklu Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, bugün “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla Silivri Cezaevi'nde hakim karşısına çıktı. Mahkemeye katılan CHP lideri Özgür Özel ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti. Burada açıklama yapan Özel, şunları kaydetti:

İBB OPERASYONLARINA TEPKİ GÖSTERDİ

"Bugün sabahleyin de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlarda yeni bir dalga gerçekleşti. Onu da yakından takip ediyoruz. Öncelikle şunu söylemek isterim. Ekrem Başkanımızın Özel Kalem Müdürü değerli arkadaşımız Kadriye Hanım'ı bir kez daha sabahın köründe oğluyla birlikte yaşadığı konutundan gelip gözaltına yapıyorlar. Kadriye Hanım daha önce gözaltına alındı ve 4 gün kaldı. Artık, artık emniyette verecek bir ifadesi yok. Usul böyle, kural böyle. Bu davadan artık savcıya ifade verebilir, yeni ifadeler verebilir. Onun için de savcılığa çağrıldığında gidecek zaten. Bakın bırakmışsınız kaçmamış. İşinin başında. Çağırsa savcı, "Şunu da soracağım" dese sorar, öyle olması lazım. Bütün Türkiye'de hukuk fakültelerinden aldıkları diplomalarıyla mesleklerini yapan birçok sayın savcı daha önce gözaltına alınmış, emniyet sorgusu yapılmış, savcılığa gelmiş, şu anda serbest olan kişilere yeni bir şey soracaksa çağırıp soruyor.

"DÜŞMAN HUKUKU"

Bu nedir ya düşman hukuku? Sabahın köründe küçücük oğluyla yaşadığı evden yalnız bir kadını gidip polisle almak. Kardeşinin şehir dışından yetişmesine bile imkan yok. Evladı başkalarının yanında kalıyor şimdi teyzesi yetişecek. Bu kadar vicdansızlık olmaz. Bu zulme ne diyorsunuz şimdi? Ne bekliyorsunuz? Ne yapıyorsunuz yani ne, bunu yapmanın size faydası ne? İçiniz mi soğuyor? İntikam mı alıyorsunuz? Bu hırs kime? Bu kin kime? Kadriye Hanım gibi görevi Ekrem Başkan'ın özel kalemi olmak birisine zulmedince ne oluyor? Ne oluyor evladını üzünce, ailesini ağlatınca? Sana ne faydası var? Hukuka ne faydası var? Erdoğan'a ne faydası var? Ne faydası var o çocuğun gözyaşlarının Erdoğan'ın siyasi kariyerine?

EKREM İMAMOĞLU'NUN 2. TELEFONU İDDİASI

Neden almış? Telefon bulundu ya, dün hatta söyledim, Ekrem Başkan da çok gülmüş ona. Graham Bell bile bir telefonu bulduğuna bu kadar sevinmedi. Telefonun mucidi, AK Partili troller seviniyor. Her şey sil baştan, her şey sil baştan. Şimdi yeniden başlıyoruz. O telefon numarasını daha önce söyledim, tekrar edebilirim. O telefon numarasını girince ben de Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu yazıyor. Aday adayı iken, belediye başkanlığına adayken tanımışım Ekrem Bey'i. 2013'te kaydettiğim ilk numara. Şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir 2 milyon üyesi Ekrem İmamoğlu'nun ismine bastığında, biz hepimiz birbirimizin telefonlarını görebildiğimiz bir sistem var, o numara çıkıyor. Ekrem Başkan'ın savcılık sorgusunda verdiği ilk numara o. O numara Beylikdüzü Belediye Başkanlığı bitip İBB Belediye Başkanlığı başladığından beri o telefon bilgi işlemdeki bir kişiye verilmiş. 'Bunu yönlendir santrale' denmiş. Özel kaleme 'Beylikdüzü'nden bir arayan olursa bu numarasını kendi açamıyor, notunuzu biz alıp' deyip Ekrem Bey'e bilgi verilen numara. Hiç araması yok.

"WHATSAPP BİLE YOK"

Üzüntüyle ifade ediyorum ki arama hiç yok. Çok üzülecek troller ama WhatsApp yok. Varsa 5 yıl önce, 6 yıl önce WhatsApp'a ne yazıldıysa en son o yazılmış. Kuvvetli ihtimal Dilek Hanım'a yazdığı mesaj var. 'Hakkımızda hayırlısı, seçimi aldık falan.' diye yani. İyi gidiyor ya sabaha karşı. O iptal edilen seçim de o. Benim Ekrem Başkan'ı 6 yıl önce aradığım numara o. Avucunuzu yaladınız, boşuna sevindiniz. Hopladınız, zıpladınız ama bir şeyi itiraf ettiniz. O telefondan bir şey çıkması dışında bir umudunuz yok. Hiçbir şey bulamadınız bugüne kadar. İtiraf ediyor ki o AK Partili telefonun bulunduğuna hoplayan, zıplayan arkadaşlar Bugüne kadar güvendiğimiz dağlara kar yağdı. Rezil oldunuz rezil, rezil. Hiçbir şey yok işte.

"YOLSUZLUK ALGISI YARATMAYA ÇALIŞIYORLAR"

Arkadaşlardan raylı sistemleri alıyor. 'Orda da yolsuzluk yapmışlar' algısı yaratacak. Aldıkları ihale iptal edilmiş. İptal edilmesine, iptal edilen firma dava açmış. İdare Mahkemesi'nde reddedilmiş, Danıştay'da onaylanmış. Şu anda üzülerek söylüyorum ki raylı sistemlerle ilgili iddia ettikleri dosyanın İBB tarafından o ihalenin iptalini Danıştay onaylamış. Mahkeme kararıyla sabit yapılan işlemin doğru olduğu. O yüzden fasarya işlerle uğraşıyorlar. Mustafa Bey'i tutukluyorlar, gözaltına alıyorlar. 'İşte koruma müdürünü aldık' Ne yapmış Mustafa Bey? Ne bulursanız bana yazın iki katını, hadi. Bu kadar söylüyorum. Devletin polisinden, devletin memurundan, geçmişin başarılı emniyet müdüründen, yıllardır Ekrem Bey'in bir adım yanından ayrılmayan arkadaşa, Ekrem Bey'e koyduğum kefaleti koyuyorum. Sadece algı yönetimi, başka hiçbir şey yok. Ve bugün Silivri'de neye tanık olduk?

TRT'YE SESLENDİ: "ANADOLU AJANSIM BURADA SEN NEREDESİN?"

TRT talebimizi, nerede TRT? Nerede? Anadolu Ajansı'm burada da TRT nerede? Biz TRT'den ne bekliyor, o zona yapıyor. Neredesin TRT de, neredesin? Biz diyoruz ki: 'Gel şu davaları canlı ver' Erdoğan'a diyorum ki: 'Ben başkanlarıma güveniyorum. Gel, yargılamaları canlı verelim' diyorum TRT'den. Anadolu Ajansı canlı versin, ona da razıyım. Cepheden haber versin diye Ata'mın kurduğu ajans bu. Kimin yönettiğine bakma. Bütün çalışanları çok kıymetli. O yönetenlerin neler yaptığına bakmayın. Böyle TRT'nin, Anadolu Ajansı'nın marka değerini Tayyip Erdoğan bile düşüremez. O itibarlı günlerine geri dönecekler.

AHMET ÖZER'İN DAVASI

Bakın, Ahmet Özer'in yargılaması keşke, keşke yayınlansaydı da millet artık nelerin olduğunu gözüyle görseydi. 4 ay iddianame bekledi. 7 ayın sonunda hakim karşısında ve her konuştuğu kelimede 'Bu kadar da olmaz' dedirtti ya. İddianame böyle tel tel döküldü. İzleyen heyet için hiçbir şey diyemem, mutlaka onlar da çok şaşırdı ama iddia makamındaki savcının santim santim çünkü biri yazmış o da kabullenmiş ya o iddianameyi savunacak şimdi o. Santim santim makama gömülüyor. Arkasında durulamayacak bir durum ne biliyor musunuz arkadaşlar? Lütfen okuyun Ahmet Özer'in savunmasını.

'Birilerine para yollamışsın' diyorlar. Terör örgütüyle ilişkili isimler. Tek tek çıkardı. İsim bu, damadımız. Parayı yolladım, dekont bu. Altında yazıyor, kurban parası. İki kurban parası yollamış. 'Bir eşim için, bir benim için kurban kes' diye. 1600 lira yollamış birisine. 'Terör örgütüne yardım mı yaptın?' diyor. O birisi Van'ın Beko bayisi, işte sana faturası, almışım elektrik süpürgesi. Çıldırır insan. Birisine yüklü miktarda para yollamış. 2500 liradan 4 aylık aidat birikmiş. Ev sahibi olduğu sitenin profesyonel yöneticisi. Tek tek ispatlıyor. Teker teker teker koydu. Böyle yani deyim yerindeyse iddianameyi böyle uçak yaptı, attı savcıya doğru. Böyle başının üstünden geçti. Fiilen değil.

Yapılan iş o. İddianameyi uçak yaptı yolladı, gemi yapsa yüzmez batar. İddianamede görüştüğü, 17 yıl boyunca görüştüğü kişileri taramışlar. 610 tanesinin hakkında adli işlem varmış. 14 tanesi milletvekili çıktı. Neymiş? Zeynel Emre ile görüşmüş, falancayla görüşmüş, önceki dönem milletvekilleriyle, Mahmut Tanal'la görüşmüş. Hakkımızda fezleke oluyor ya bizi de suçlu sayıyorlar. Onun gibi teker teker görüştüğü isimleri söyledi, hesap veremediği hiç yok. En çok söyledikleri... Ne yapıyor bu şu an? Sizin adınız neydi? Temize çektim ben onu. Başkan taslak notu ilave veriyor. En çok görüştüğü Remzi Kartal. 14 kez. Terör örgütü yöneticisi. Ne çıktı?

İki kez görüşmüş, 12'si yanında sıfır yazıyor, savcı bey görmemiş. O şu demek: Aradığında bağlantı kuramayınca sıfır yazıyormuş. Dıt dıt dıt yapıyor ya ya da çalarsa açmazsa. Remzi Kartal'la o hiç aramamış. Remzi Kartal anlaşılan onu aramış. İki kez görüşmüş ama ilk görüşme 3-5 saniye, yine düşmemiş. İkincide görüşmüş. Remzi Kartal'la 14 görüşme bire iniyor. O bir görüşmenin yapıldığını da Ahmet Özer bilmiyor. "Tut ki yapıldı." diyor. "Tut ki yapıldı." Çünkü aramıştır beni. "Hocam ben falanca bir konuda bir şey söylemiştir, davet yapmıştır, şunu yapmıştır, hatırlamıyorum." diyor kim olduğunu. 10 yıl önce bir görüşme. 12 kere arıyor düşmüyor, dıt dıt dıt, 13'üncüde birkaç dakika bir şey söylüyor ama bu kişiyle AK Parti aktif milletvekili Hüseyin Yayman oturmuş, yemek yemiş.

Hüseyin Yayman'ın savunması şu: 'Evet, oturduk yemek yedik ama ben o dönem siyasetçi değildim, akademisyendim." diyor. E Ahmet Özer de o görüşmenin yapıldığı gün akademisyendi. Sen doçentsin, o profesör. Ahmet Özer'in 10 yıl önce akademisyenken yaptığı görüşmeyi soruyorlar. Bunun dışındaki bütün görüşmeleri tel tel döktü. Ben o iddianameyi yazan savcı olacaktım vallahi billahi her şeyi bırakırdım, her işi bırakırdım. Hukuk diplomasını bana veren hocalarımdan özür dilerdim. Gider başka bir iş yapardım. Bu kadar kul hakkına giren bir iddianame olmaz. Ahmet Özer neden tutuklu? Belediye Başkanı seçilmeseydi 10 yıl önceki görüşmeleri didikleyecekler miydi? Esenyurt'u aldı diye tutuklu. Ahmet Özer neden tutuklu? Esenyurt'u AK Parti alamıyor, kayyum atamak istiyor diye tutuklu. Terörle ilişkilendirecek. Neden tutuklu? Kürt diye tutuklu. Ben olsaydım Esenyurt Belediye Başkanı, Namık'tan olsaydı tutuklu olacak mıydık? Suç: Kürtsün, Esenyurt'taki Kürtlerden oy aldın, belediyeyi AKP'ye kaptırmadın. 25 yıl yönettiği belediyeyi Tayyip Bey alamıyor CHP'den iki seçimdir. Esenyurt'u kazanma suçu. TCK'da yazmıyor ama vallahi de billahi de milletimin vicdanına söylüyorum. Esenyurt'u kazanma suçundan yatırıyorlar adamı.

İddianameye yazmış. 'Kürtler doğuda belediye kazanabiliyor, oralara da kayyum atıyorlar. Batıda belediye kazanamadıkları için belediye meclislerine Kürtlerden birer temsilci koymak suretiyle onlara belediyede temsil hakkı tanınma suçu' Bizim belediye başkanlarımızı bununla suçluyorlar. Ben bu suçun mucidiyim, mucidi, sahibiyim. Ben Esenyurt'ta Kürtlerden en iyi oyu alabilecek adayı belirleme fikrinin sahibiyim kardeşim. Ben Esenyurt'u almak için yapıyorum bunu. Diğer ilçelerde örneğin dün HDK davasında 10 saatin sonunda tutukluluğuna devam dediği arkadaşların her biri ilçelerinde Kürtlerin oy verebileceği kanaat önderleri. Temiz isimler, temiz kağıdını ben ne bileyim? Siz verdiniz adliyeye geldiler. Biz dedik ki: 'Burada Kürtlerin oyunu kim çeker?' Dediler ki: 'Şu isim iyi isim' İkna ettik, temiz kağıdını devlet verdi, bir suçu yok. Suçu Kürt olmak adamların, suçu bize oy getirmek. Çatır çatır kazandık mı belediyeleri? Kazandık. Yenebildin mi bizi? Yenemedin. Şimdi ne yapıyorsun? Kürtleri aday göstermek suretiyle oyları almak. Bu suç değil! Bu siyaset, bu politika. Bunun için yapıyoruz. Bu başarı, bu bükemediğin bilek, o fikrin sahibi benim, ben. Ben Türkiye ittifakını mucidiyim, icat etmişim, adını koymuşum, hayata geçirmişim.

Övünüyorum ben bununla. Beni yarın alsan buraya yatırsan, 50 sene hapis yatırsan 51. sene ben yine bununla övünürüm. 'Nasıl yendim Tayyip Bey'i?' derim. 'Nasıl kazandık? Nasıl aldık Esenyurt'u?' derim. 'Nasıl doğru adaylar?' derim. 'Nasıl?' derim, "Onlar Kürtlerin oyu alamazken biz doğru, saygın kanaat önderlerini listelerimize koyarak Kürtlerden oy aldık." derim. Tayyip Bey bunu yapınca efendim Kürtlerin ikinci partisi olmakla övünüyordu bir ara. Bir ara Kürtlerin en çok oy verdiği kişi olmakla övünüyordu. E şimdi benim o. Ekrem Bey o. Biziz, bizim belediye başkanlarımız o. Niye şişiniyorsunuz? Niye hasetlik yapıyorsunuz? Niye sonra insanların namusuyla oynuyorsunuz, iftira atıyorsunuz? Kazanacak adayı AK Parti bulursa Gabar'da petrol bulmuş gibi sevinecek, ona hepimiz seviniyoruz. Özgür Özel bulursa dövünecek, çatlayacak, iftira atacak. Ya yolsuzluk diyecek ya terör diyecek. Millet bunu görmeyecek değil mi? Görmeyecek. Bu zulüm ne kadar sürerse sürsün bir yerde bitecek. Millet eline o oy vereceği gün mührü alacak. Bu vicdansızlıkların inadına doğru yere mührü basacak, basacak, basacak. O zaman göreceğiz bakalım ne olacaksınız. Nasıl kaçacaksınız? O yüzden darbeciliğe kalkışan, cuntacılığa girişen bir iktidarla karşı karşıyayız. Şunu bir kez daha ısrarla hatırlatmak istiyorum. Bakın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yalanlasın beni. 3 haftadır söylüyorum, yalanlayamıyorsun. 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden şu ihale dosyalarını bir yolla' diyorsunuz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hepsini birden yolluyor. 'Dur ya bu çok' 2019 öncesini istemiyorum. Niye istemiyorsun sen? Sen adalet mi arıyorsun yoksa bulduğun kişiye suç mu arıyorsun? İçeri attığın kişiye suç mu arıyorsun?

2019 öncesinde yolsuzluk görse görmeyecekmiş, baksa bakmayacakmış. Ya sen cumhuriyetin savcısı mısın, AK Parti'nin savcısı mısın? Niye bakmıyorsun? Sonra 'Şu şirketleri getir, bunu getirme' aynı ihalede. Niye? Getirme dedikleri AK Parti'ye yakın, AK Parti'den de iş alan, koruyup kolladıkları şirketler. Getir dediklerinin de özeli var. AK Parti'ye yakınken gelip buralarda ihaleye girmiş diye acaba. Onları da sorguluyor. Ama bakanlıklarda duran, AK Parti'ye yakın şu şirketleri istemiyorum, bunu istiyorum. Niye? CHP'li, İyi Partili, DEM Partili, MHP'li, MHP'de ilişemezsin de. Görüşte olan müteahhit yolsuzluk yaptıysa yakalayayım, AK Partili yaptıysa yakalamayayım. Senin yeminin nerede? Vicdanın nerede? İnsafın nerede? Belli bir yıldan sonrasına.

Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımıza suç bulabilmek için tane tane tane bakıyor. Açıkça söylüyorum. Belediyelerin nasıl denetleneceği belli. Sayıştay denetliyor. Mülkiye müfettişleri denetliyor, iç denetçisi denetliyor. Suç bulursa suç duyurusunda bulunuyor. Bulunduğu suç duyurusuna göre savcılık harekete geçiyor. Suç varsa soruşturma, iddianame, kabul edilirse kovuşturma. Bitti. Senin işin bu ama koskoca İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı şu anda ne yapıyor? İBB denetimi, denetlenmiş dosyaları suç bulabilmek umuduyla yeniden denetliyor. Senin işin bulunmuş suçun üstüne gitmek. Sayıştay bakmış, bir şey yok demiş. Sayıştay bakmış, bir dosyada bir şey var demiş. Ne demiş? Dijital Deneyim Müzesi'nde. Bak orada senin işlem yapman lazım. Yaptın mı? Yaptın. Ne yaptın? Sayıştay kusur bulunca Ekrem Bey iç denetçi görevlendirip de Dijital Deneyim Müzesi'nde hatalar bulup, kusurlar bulup bununla ilgili gereğini yaptığı dosyada, gereğini yaptığı kişiye itirafçılık imkanı tanıyor. 'Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden dosya istedik, tarih vermedik. Tarih vermeyince hepsi geldi. 2019 öncesini geri yollamadık' diye açıklama yapsın. Bütün vatandaşlarımıza, vicdanlarına suç duyurusunda bulunuyorum. Partizanlık yapıyorlar. Sadece CHP dönemine bakıyorlar. Hırsızlık, yolsuzluk AK Parti dönemindeyse bakmıyorlar.

FATİH BELEDİYESİ'NE VE 'SALI' GÜNÜNE İŞARET ETTİ

Önümüzdeki salı Sayıştay'ın "İşlem yapın." deyip bunların yapmadığı İstanbul'daki belediyeleri teker teker kanıtlarıyla açıklayacağım. Salıya kadar AK Partili belediyelere operasyon yaparsa Fatih Belediyesi'nden başlayacağım. Fatih. Fatih Belediyesi 3 yıldır, 2 yıldır bunları operasyon yapılması gerektiği halde beklettiğiniz dosyaları haftaya salı açıklayacağım. Ya salıya kadar Fatih Belediyesi'ni, bak yine benim tavsiyem, belediye başkanını çağır gelsin. Öyle evine gitme, çoluğunu çocuğunu ürkütme, korkutma. Annesinin, babasının canına kastetme kimsenin. Çağır, ifadesini al. Orada ismi geçen herkesi gözaltına al. Getir. Hadi bakalım. Bir gün şurada onları tutukluyor, atıyor göreyim. Fatih'ten başlıyoruz. Fatih'ten. Fatih Belediyesi'nin Sayıştay raporları elimde. 3 senedir söylüyor, bir şey yapılmıyor denilen raporlar elimde. Fatih Belediyesi'ni alıyor mu, almıyor mu göreyim. 

İnsan gibi çağır ama. Öyle insanlık onuruna aykırı muameleyi Fatih Belediye Başkanı'na da yapman doğru değil. Hiçbir belediye başkanına yapma. Biz yönetiyor olsak ülkeyi sana bunu yaptıрмаm zaten de yönetenlerde iş yok. Seni Türkiye başsavcısı gibi veya böyle işte hukuk devleti olmayan yerde kendince düzen tutturmuş zorbanın temsilcisi gibi iş yapıyorsunuz. Bu kadar haksızlık milletin vicdanından döndü, dönüyor, dönecek. Her hafta Tayyip Bey'e inananların sayısı azalıyor, bize inananların sayısı artıyor. O anketleri de görüyorsunuz. İşte bu yüzden yerin dibine batıyorsunuz. Bu yüzden. Beter olun, beter olun"

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim