İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Altaylı hakkında 20 Haziran 2025 tarihinde sosyal medya üzerinden yayımladığı bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerdiği öne sürülen ifadeler nedeniyle resen soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında, 21 Haziran Pazar akşamı gözaltına alınan Altaylı, adliyeye sevk edilmesinin ardından tutuklanmıştı.
İLK KEZ HÂKİM KARŞISINA ÇIKACAK
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla en az 5 yıl hapis cezası talep edilmişti. Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı ilk kez hakim karşısına çıkıyor.
İDDİANAMEDE NELER YER ALDI?
İddianamede yer verilen bilgilere göre, Altaylı emniyet ve savcılık ifadelerinde Cumhurbaşkanına yönelik herhangi bir tehdit ya da hakaret kastı taşımadığını savundu. Yayında, Türk halkının Tanzimat döneminden bu yana devlet yönetiminde oy yoluyla söz sahibi olmayı önemsediğini, bireylerin kendi iradeleri dışında devlet kademelerinde görev almasına sıcak bakmadığını anlattığını belirtti. Ayrıca, toplumun yöneticilere karşı eleştirel bir tutum takınmasının tarihsel bir özellik olduğunu, Osmanlı döneminde dahi padişahların eleştirildiğini ifade ettiğini; konuşmasında ne doğrudan ne de dolaylı bir tehdit unsuru bulunmadığını söyledi. Altaylı, tarihi bir perspektiften değerlendirme yaptığını vurgulayarak suçlamaları reddetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci Fatih Altaylı hakkında 20 Haziran 2025 tarihinde sosyal medya üzerinden yayımladığı bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik tehdit içerdiği öne sürülen ifadeler nedeniyle resen soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında, 21 Haziran Pazar akşamı gözaltına alınan Altaylı, adliyeye sevk edilmesinin ardından tutuklanmıştı.
İLK KEZ HÂKİM KARŞISINA ÇIKTI
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla en az 5 yıl hapis cezası talep edilmişti. Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı ilk kez hakim karşısına çıktı.
SAVUNMASINDA, "CUMHURBAŞKANI DUYSA 'FATİH BENİ TEHDİT EDİYOR' DEMEZ" DEDİ
- Değerli mahkeme heyeti, böyle bir gazetecilik ya da yayıncılık yaptığım için bana 'muhalif gazeteci' diyenler var. Bu tanımlama bana ait değil. Eşim beni eleştirir, bana muhalefet midir bu? Ya da kızımın eleştirileri… Gençliğimizde, çocukluğumuzda anne babamız bizi eleştirirken bize muhalif miydiler?
- Ben muhalif değilim, ben sadece ve sadece hayal etme özgürlüğünü savunuyorum, farklı hayaller kurabilme özgürlüğünü. Çünkü hayal kuramayanlar, ileri gidemez biliyorum. Demiri eritip, ilk demir kılıcı yapan Hitit Kralı da bir hayal kuruyordu, Arşimet de… İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet de, Galileo Galilei de, Atatürk de, Einstein da, Marie Curie de… Hepsi hayalperestlerdi.
- Kendisini muhalif tanımlamayı bir tercih olarak ve özgürlük kapsamında değerlendirmekle birlikte ben kendimi muhalif değil, Türkiye’nin toplumsal duygusunun merkezinde duran, durmaya çalışan biri olarak gördüm. Toplumun en ortak duygularını hissetmeye ve seslendirmeye çaba gösterdim. Hiçbir zaman lal olmadım. O yüzden de kimse beni bir ideolojinin, bir kampın, bir mahallenin adamı, temsilcisi ya da sözcüsü olarak görmedi, göremedi. Olamazdım da zaten.
- Hep farklı hayaller görme hakkını savundum. İdeolojisi ne olursa olsun her iktidara makul bir süre sonra farklı hayaller de kurabileceğimizi göstermeye çalıştım. Hepsi de kızdılar bana. Yarın bambaşka bir iktidar gelse ve ben hala hayal kurabiliyorsam ya da hala varsam onlar da kızacak bana eminim.
- Bu yüzden de bugün, Sayın Cumhurbaşkanı’nı tehdit ettiğim iddiasıyla yargılanmak üzere karşınızda bulunmak beni hem çok şaşırtıyor hem de çok üzüyor.
- Bugün burada bulunmamın nedeni, bu salonda bulunan ya da bu ülkenin en ücra köyünde yaşayan çocukları, hiç tanımadığım insanların evlatlarını kendi kızım kadar seviyor, kendi kızım gibiymişçesine düşünüyor, önemsiyor, onlar için de kendi kızımmış gibi, hatta onun için kaygılandığımdan daha fazla kaygılanıyor olmam Şanslı olmayan çocukların da benim kızım kadar, çevremdeki insanların çocukları kadar şansı olabilsin istediğim için buradayım. Onların da herhangi bir mensubiyetten, aidiyetten dolayı değil, ana babalarının kim ya da kimlerden olduğuna bakılmaksızın hayata eşit şartlarda başlamasını savunmak istediğim için, güzel, müreffeh, fırsat eşitliği olan, liyakate değer verilen bir ülkede yaşamalarını istediğim için buradayım.
- Ben Sayın Cumhurbaşkanı’nın müşteki olduğuna inanmıyorum. Ben tarihi bir örnek veriyorum. Benim konuşmamı eksik aktarıyorlar. Ben Türk halkı demokrasiyi, sandığı sever diyorum. Sözlerimin çarpıtılmasından rahatsızlık duyuyorum. Ben tarihi bir olay anlattım diye Sayın Cumhurbaşkanı rahatsız mı olmuş oluyor? Tarih kitabı okuduğunda da mı aynısı olacak? O videonun tamamını dinlediğinizde bir tehdidin söz konusu olmadığını göreceksiniz. Cumhurbaşkanı duyduğu zaman 'Eyvah Fatih beni tehdit ediyor' demez bence.
ARA KARAR ÇIKTI
Fatih Altaylı’nın tutukluluk hâlinin devamına karar verildi.
İDDİANAMEDE NELER YER ALDI?
İddianamede yer verilen bilgilere göre, Altaylı emniyet ve savcılık ifadelerinde Cumhurbaşkanına yönelik herhangi bir tehdit ya da hakaret kastı taşımadığını savundu. Yayında, Türk halkının Tanzimat döneminden bu yana devlet yönetiminde oy yoluyla söz sahibi olmayı önemsediğini, bireylerin kendi iradeleri dışında devlet kademelerinde görev almasına sıcak bakmadığını anlattığını belirtti. Ayrıca, toplumun yöneticilere karşı eleştirel bir tutum takınmasının tarihsel bir özellik olduğunu, Osmanlı döneminde dahi padişahların eleştirildiğini ifade ettiğini; konuşmasında ne doğrudan ne de dolaylı bir tehdit unsuru bulunmadığını söyledi. Altaylı, tarihi bir perspektiften değerlendirme yaptığını vurgulayarak suçlamaları reddetti.
















































