• BIST 10918.51
  • Altın 5745.379
  • Dolar 42.4842
  • Euro 49.4376
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara -3 °C
  • İzmir 10 °C

Bilge Yılmaz: “Benim tanıdığım Kemal Bey…”

Bilge Yılmaz: “Benim tanıdığım Kemal Bey…”
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi İYİ Parti'ye katılan ve ekonomiyi yöneteceği düşünülen 2 isimden biri olan Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 6'lı masadaki ve son olarak Mutlak Butlan tartışmalarındaki tutumuna dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

2023 seçimlerine kısa bir süre kala İYİ Parti’ye katılan ve 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından partisinden ayrılan Prof. Dr. Bilge Yılmaz, ABD’deki hayatına geri döndü. O dönem Meral Akşener tarafından İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı olarak görevlendirilen Bilge Yılmaz’ın, Millet İttifakı seçim kazansaydı ekonomiyi yöneteceği düşünülen iki isimden biri olduğu düşünülüyordu. Yılmaz, T24.com'dan Cansu Çamlıbel'e verdiği röportajda Kemal Kılıçdaroğlu'nun altılı masa dönemindeki ve mutlak butlan tartışmalarındaki tutumuna dair yorumlarını paylaştı.

“BENİM TANIDIĞIM KEMAL BEY ZATEN HEP BUYDU: İHTİRASLI, KENDİ ÇIKARINI HER ŞEYİN ÜZERİNDE TUTAN BİR İNSAN”

- İşi CHP açısından daha çetrefilli hale getiren şey kuşkusuz Kemal Kılıçdaroğlu’nun tavrıydı. Her ne kadar ortaya çıkıp alenen söylememiş olsa da ‘mutlak butlan’ kararı çıkarsa hiç tereddüt etmeden iş başına gelmeyi kafasına koyduğunu yakın çevresi deşifre etti. Size asıl sormak istediğim de Kemal Bey’in tavrı ve stratejisi. Bunu sormak istiyorum çünkü siz İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı iken partiniz Altılı Masa’da Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemeyerek de olsa destekledi. O süreçte tanıdığınız kadarıyla Kılıçdaroğlu’nun yeniden bir çeşit kayyım olarak partisine dönme niyetinde olması sizi şaşırttı mı?

Beni hiç şaşırtmadı. Beni bu konuda asıl şaşırtan CHP’li arkadaşlarımızın kendileri. Hatırlayın, 2023 seçimlerine giderken Kemal Bey’i bir ‘demokrat dede’ olarak yere göğe koyamayanlar, bu son olayda onu “kötü, açgözlü, doyumsuz, düşüncesiz” bir insan olarak sundular. Kemal Bey o zaman da öyleydi, şimdi de böyle. Yani benim tanıdığım Kemal Bey bu zaten.

- Sizin tanıdığınız ve değişmediğini düşündüğünüz Kemal Bey nasıl biriydi ve nasıl kaldı? Kendi zaviyenizden nasıl tanımlıyorsunuz bu ‘hep aynı olma’ halini?

Kemal Bey kartlarını hep göğsüne çok yakın tutan, herkesi dinleyen ama asla fikrini belli etmeyen, çok hesaplı giden ama hep kendi çıkarını her şeyin üzerinde tutan bir insan. Bir de şunu görmemiz lazım; bu stratejisi onu buraya getiren şey. Yani başarılı olmuş. Yani geçmişten beri bir stratejisi var. Fikrini belli etmemek, gerçek fikrini saklamak, insanların zaaflarını biriktirmek ve insanları birbirine karşı kullanmak, her zaman bir alternatif bulundurmak…Kemal Bey akıllı bir siyasetçi. Ama maalesef 2023 kampanyasında sunulduğu gibi “Kusursuz bir dede, Cumhuriyet’i kurtarıp gelecek nesillere bırakacak, ihtirasların arınmış bir insan” değil. Tam tersi son derece ihtiraslı bir insan. Ben bu son olanlara da hiç şaşırmadım.

“KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞININ OYLANDIĞI İYİ PARTİ BAŞKANLIK DİVANI’NDA BİR TEK BEN VE RIDVAN UZ ‘HAYIR’ OYU VERMİŞTİK”

- Ve siz aslında Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik bu analizinizi de cumhurbaşkanı adaylığına itirazını da hiç gizlemediniz. Dahası 2-4 Mart krizinde, yani Meral Akşener’in masadan kalkıp sonra geri döndüğü o parantez sırasında, Kılıçdaroğlu’na vetonuzu çekmediniz. Bunu da 2023 seçimlerinden sonra Temmuz 2023’de X’te yaptığınız bir paylaşımda şöyle dile getirmiştiniz: “Kendi adıma, geride bıraktığımız seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına engel olamadığım için milletimizden samimi olarak özür diliyorum. Ve bu özrü, sadece seçimleri kaybettiğimiz için değil aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı elde etmek ve seçimleri kazanmak için kullandığı yöntemlerle yeteri kadar mücadele edemediğim için diliyorum.” Nasıl bir mücadele vermiştiniz ki sonradan yeterli olmadığını düşündünüz?

Hatırlattığınız masadan kalkma krizinin ardından İYİ Parti Başkanlık Divanı’nda bir oylama yapıldı. O oylamada bir tek Rıdvan Uz ve ben ‘hayır’ oyu vermiştik. Dolayısıyla da Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek kararı oybirliğiyle değil oyçokluğuyla çıkmıştı.

- Dediniz ki; “Kemal Bey kartlarını hep göğsüne çok yakın tutan, herkesi dinleyen ama asla fikrini belli etmeyen, çok hesaplı giden ama hep kendi çıkarını her şeyin üzerinde tutan bir insan.” 2023’te adaylığına itiraz etmenizin nedeni böyle bir insan olması mıydı yoksa kazanamayacağını düşünmeniz miydi? İkincisi. Çünkü siyasette en üst makamda olan insanların hep çok büyük ihtirasları, hırsları oluyor.

“KEMAL BEY’E KARŞI OLMAMIN NEDENİ SİYASİ İHTİRASI DEĞİLDİ, KAZANMA ŞANSININ ÇOK AZ OLMASIYDI”

- Siyaset başka türlü yapılmıyor mu?

Yapanlar var ama zorlanıyorlar. Ama benim Kemal Bey’e benim karşı olmamın nedeni kendi ihtirası değildi. 2023 seçimleri Türkiye’de cehennemin kapılarının kapatılması ve yeni bir başlangıç yapmak için önemli bir fırsattı. Ve Kemal Bey’in kazanma şansı çok azdı. Ben kazanamayacağını gördüğüm için itiraz ediyordum. Ama Kemal Bey’in etrafındakiler çok az bir kazanma şansının olduğunu bile bile Kemal Bey’in adaylığını büyük bir baskı, tehdit ve şantajla zorladılar.

- Bu konu giderek komplo teorilerinin alanına giren bir muammaya dönüştü iki. Hatta bazıları işi, Kılıçdaroğlu’nun başından beri Adalet Kalkınma Partisi tarafından sürekli seçim kazanabilmek için CHP içine sokulan bir proje olduğunu ileri sürmeye kadar vardırdı. Halbuki siz diyorsunuz ki; “Kemal Bey’i o kafaya sokan bir kendi ihtirasları, iki yakın çevresi.”

Tabii benim bilmediğim şeyler olabilir, ben her şeyi bildiğimi iddia etmiyorum. Ama gözlemlediğim kadarıyla öncelikli olarak şahsı çıkarını düşünmesi kendisini o tarafa doğru ittirdi. Arkada başka bir şeyler de var mıydı? Ben şahit olduklarım üzerinden öyle bir çıkarımda bulunamıyorum. Ama “kesinlikle olmamıştır” diyecek bir bilgim de yok. Bence o tür şeylere fazla kafa yormamak lazım. Görünenler yeter.

“MERAL HANIM’IN KEMAL BEY’İN ADAYLIĞINA SERT ÇIKAMAMASININ SEBEBİ ASİMETRİK İLİŞKİYDİ"

- Madem eski defterlere girildi ve bir muhasebe yapıyorsunuz, Meral Akşener’in 2023 seçimlerindeki rolüne dair de bir değerlendirme yapmanızı isterim. Nitekim tam da bu yüzden İYİ Parti’den ayrıldınız. Biliyorsunuz, Kemal Bey’e atfedilenlere benzer pek çok komplo teorisi Akşener aleyhine de üretildi. Özellikle de Haziran 2025’te İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı Erdoğan-Akşener fotoğrafı sonrasında Akşener’in başından beri Altılı Masa’daki ‘truva atı’ olduğu teorisi çok popüler oldu.

Ben Meral Hanım’ın seçimler konusunda art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Ama o süreçte başarısız olduktan sonra çok ciddi hatalar yapıldığını düşünüyorum. Tabii ki o süreci yönetememesi ve seçimlerden başarısız çıkılması, bir siyasetçi için başarısızlıktır. Meral Hanım da eminim kendi içinde muhakemesini yapmıştır. Hatırlarsınız, Meral Hanım’ın Kılıçdaroğlu’nun adaylığının açıklandığı 6 Mart akşamı verdiği fotoğraf durumu zaten anlatıyordu. Sonuçta Meral Hanım o mücadeleyi kaybetti. O mücadeleyi kaybetmesinin nedeni sadece hesap hataları mı? Tabii ki değil. Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti'nin arasındaki ilişki, dengeli ve sağlıklı bir ilişki değildi.

- Tam olarak ne söylemeye çalışıyorsunuz? CHP neden ve nasıl üstünlük taslayabiliyordu?

Türkiye'de siyasetin finansmanı büyük ölçüde belediyeler üzerinden yapılıyor. O günkü ortamda delegelerin hepsi CHP’nin elindeydi. Dolayısıyla CHP’nin belediyeler kanalıyla İYİ Parti üzerinde belli bir gücü vardı. İYİ Parti’de ciddi bir delege kaynağı da yoktu. Bütün bunlar Meral Hanım’ın hareket serbestisini sınırlıyordu. Bunu, Meral Hanım bizimle hiç tartışmadı. Ama Meral Hanım’ın son kertede Kemal Bey’in adaylığına çok sert çıkamamasının nedeni o asimetrik ilişkiydi. Ama dediğim gibi bunu bizimle hiç konuşmadı. Bu benim şahsi kanaatim, spekülasyonum.

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim