Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İBB'ye yönelik soruşturma kapsamında 23 Mart'tan bu yana tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşmek üzere Silivri Cezaevi'ne gitti. Özel, saat 09.00 sıralarında cezaevine giriş yaptı. Özel, ziyareti sonrası şu açıklamalarda bulundu:
"KİMSEYİ ÇOCUĞUYLA TEHDİT ETMEYİN"
"Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'u birlikte yönettiği ekipten bir suç örgütü çıkarma zorlamasıyla alınan yetkili bürokratlarının neden burada olduklarına dair hiçbir fikirleri yok. Gerçekten insan üzülüyor ve utanıyor. Bu zulüm sürdükçe ileride verecekleri hesabın süresi de uzayacak. Kimseyi çocuğuyla, ailesiyle tehdit etmeyin. Ne demek benim istediğim şekilde ifade vermiyorsun?"
BAHÇELİYE SESLENDİ: "3T ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM"
"Buradan, dün Beylikdüzü'nden Devlet Bahçeli'ye yaptığım çağrıyı tekrarlıyorum. Bütün arkadaşlarımızla da konuştuk. Devlet Bey hep diyordu ya: "CHP, terör sustu Türkiye'ye ne diyor?" Ben diyorum ki Devlet Bey'e, hadi 3T. Ben varım, biz varız. Terörsüz Türkiye'ye, tutuksuz yargılama, tutuklulara tahliye, TRT'den yayınlama. Bütün iddiaları televizyonda, Silivri'de yapılacak olan yargılamayı televizyondan, TRT'den yayınlayın. Savcının sorularını da millet duysun, alacağı cevapları da millet duysun. Emniyette de, savcılıkta da tek tek cevaplarını verdik. Veremeyeceğimiz hesabımız yoktur. Terörsüz Türkiye'ye de ben destek veriyorum. Devlet Bey'den de tutuksuz tahliye ve TRT'den canlı yayın konusunda destek bekliyoruz. O zaman yepyeni bir Türkiye başlayacak. Yepyeni bir Türkiye. Biz üzerimize düşen, üzerimize düşen cesareti gösteriyoruz."
EKREM İMAMOĞLU NE AÇIKLAYACAK?
İmamoğlu, cumhurbaşkanı adayımız olarak ve İBB'nin seçilmiş başkanı olarak çalışıyor. Bugün, heyetimize İstanbul'a yapılan bir büyük kötülüğü yakından takip ettiğini ve önümüzdeki günlerde bunu deşifre edeceğini ve o gündemle İstanbul'un, Türkiye'nin dikkatini bu noktaya çekeceğini, İstanbul'un kendisine emanet olduğunu, onun burada tutulmasının kendisine değil İstanbul'a ihanet olduğunu söylüyor ve "İstanbul'u bu millet 5 yıllığına bana emanet etti. Ben İstanbul'un muhafızıyım. İstanbul'a saldırıyorlar. Yaptıklarının farkındayım. Yarından tezi yok bunları açıklayacağım." notunu sizlerle paylaşmak istedim.
CAN ATALAY YANITI
"Can Atalay'la yaptığımız görüşmenin tarihi bir önemi var. Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar ki mecliste okutulmak üzere yollanmış karardır, Yargıtay'a yerine getirilmek üzere yollanmış karardır. Anayasaya aykırı bir şekilde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da biliyor ki, kendisiyle bunları defalarca konuştuk ki, AYM kararları herkesi bağlar. Anayasa'da öyle yazıyor. Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı ayrı ayrı bağlar. Birileri yargıya, AYM kararına uyma dedi ve Anayasa Mahkemesi'ne bu konuda itiraz edildi. Anayasa Mahkemesi kararının herkesi bağladığını söyledi, kararı da gerekçeli olarak ilan etti. Bu kararın mecliste okunması lazım.
Can Atalay kararının Okunmaması anayasaya karşı suç. Suçu işleyen Numan Kurtulmuş. Dün o hataya ortak olmayıp Meclis Başkanvekilliği görevi sırasında kararı okutan Gülizar Biçer Karaca doğrusunu yaptı. Memlekette Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması için bir yargılama olsa Numan Kurtulmuş ceza alır. Gülizar Biçer Karaca da beraat eder. Gülizar Biçer Karaca belki de Numan Kurtulmuş'u da kurtardı yaptığı iş ile. Meclis adına yaptı. Şimdi bu yapılan iş ile ilgili atıp tutuyorlar. Yahu siz kimsiniz? Anayasa Mahkeme kararına uymamak, uyana da suçlamak. Numan Bey'e aramızdaki hukuka da binaen nezaketle uyarıyorum, nezaketle. Siz ne demiştiniz ilk başta? "Bizi, beni destekleyin." dediniz. Ben ne dedim? "2 yıllığına aday çıkarıyorum. 2 yıl boyunca tarafsız Cumhurbaşkanı, tarafsız meclis başkanlığı yapın. Tarafsız meclis başkanlığı. 2 yıl sonra karşınıza aday çıkarmayacağım, sizi destekleyeceğim."
Şimdi geldik bir sürü geçmişte hatalarınız oldu da şimdi geldik son noktaya dayandık. Zurnanın zırt dediği yerdeyiz. Miheng taşının vurulduğu yerdeyiz. Sen Anayasa Mahkemesi kararını, Anayasaya uygun okutulmuş, buna karşı artık okutuldu, gereği yapıldı demek yerine dün tutanakları, tutanaktan erişimi kaldırmaya. Neymiş efendim? Tedbiren kaldırıyormuş. Mecliste konuşulan şey tutanakta olur. Tutanak meclisin namusudur. Karar Anayasa Mahkemesi'nden, okutan meclis başkan vekili. Şimdi ona karşı bir pozisyon almaya. Yok yetkilerini kullanacakmış. Yetkini kullanmayacaksan, okutulan kararın arkasında duracaksın. Yoksa asla ve asla tarafsızlığını hiçbirimize de anlatamazsın, Türkiye'ye de anlatamazsın, kendi vicdanına da anlatamazsın. Ben o HAS Parti döneminden gelen ve aslında nasıl farklı düşündüğü bilinen bir kişinin yastığa başını koyduğunda kendine ve vicdanına anlatamayacağı bir işe imza atmamasını tavsiye ederim. Atarsa ne olur? Ne dedim? Sordu İstanbul basını. "Bu yapılanlar nedir?" dedi bu sürecin başında. "Savaş ilanıdır." dedim. "Tayyip Bey savaş ilan etmiştir. Başımın üstünedir." dedim. Siz ne yapacaksınız? Savaş ilan edilen birisi ve bir parti ne yapacaksa onu yapacağım. Numan Bey'e söylüyorum. Sakın bize savaş ilan etmeye kalkma. Savaş ilanı kabul ederim. Meclis başkan vekilim mi tehdit etme? Savaş ilanı kabul ederim. Katip üyemi tehdit etme! Savaş ilanı kabul ederim. Bundan sonra da anayasaya aykırı bir adım atma! Savaş ilanı kabul ederim."
ÖZEL'DEN ATAMAN'A YANIT
MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, Özgür Özel'e "Özgür Özel’in 3T’si talan, tezvirat, teslimiyet... CHP’ye önerimiz; belediyelerde talandan, yabancı başkentlerden medet uman teslimiyetçi politikalarından, uzaktan kumandalı tezviratlardan uzak durmasıdır." yanıtı vermişti. Özel'den bu sözlere şu sözlerle cevap verdi: "3T ile yanıt vereyim: Terbiyesizlik, terbiyesizlik, terbiyesizlik".
İMAMOĞLU, AKP VE MHP'LİLERE SESLENDİ
Ekrem İmamoğlu, AKP ve MHP'ye gönül verenlere seslenerek, "Hep birlikte barış ve huzur içinde güzel bir geleceğe yürümeliyiz. Doğruyu bulmaya çalışmaktan başka hiçbir seçeneğimiz kalmadı. Gelin, bu yanlış düzenden el birliğiyle acilen kurtulalım" açıklamasını yaptı. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti: "Yıllardır yoksulluk ve adaletsizlikle büyük bir imtihana tabi tutulan milletimiz, çok acı bir sınav daha veriyor. 19 Mart’ta yapılan sivil darbe girişimi; sırf bir kişisel ihtiras ve koltuk sevdası nedeniyle demokrasiye saygı duymayan bir avuç insan tarafından gerçekleştirildi.
"İDDİALARIN TAMAMI ASILSIZ ÇIKACAK"
Şafak operasyonlarından iftiralara, gizli tanıklardan fırsatçılara yüce Türk yargısına ağır hasarlar veren uygulamalar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Bir avuç insanın içine düştükleri durumdan çıkış için yaptıkları işler milletimizi ve yargımızı tahrip etmeye devam ediyor. Tıpkı 6 Mayıs 2019’da iptal edilen seçimde olduğu gibi, bugün de ortaya atılan iddiaların tamamı asılsız çıkacak. Aslında 19 Mart darbe girişimi; gençler başta olmak üzere toplumun kurumlara olan inancını bütünüyle kaybetmesine neden olan diploma iptali ile başladı. Ardından akla hayale gelmeyecek iftiralar ile devam etti.
"BU YANLIŞIN BEDELİ TAM 50 MİLYAR DOLAR OLDU"
Bu süreçte yoksulluk daha da derinleşti, umutsuzluk zirve yaptı, enflasyon özellikle gıda enflasyonu daha da tırmandı. Bu yanlışın bedeli tam 50 milyar dolar oldu, kul hakkı yediler bedelini milletimize pervasızca ödettiler, ödetmeye devam ediyorlar.
Milletçe bu ortamdan derhal kurtulmak zorundayız. Kul hakkının yenmediği, israfın sona erdirildiği, liyakatli bir sistem ile bunu başarabiliriz. Güçlü insan kaynağımız ve özellikle marifetli gençlerimizle ile yeni bir dönemi başlatabiliriz. Öyle bir kavşaktayız ki, ya yoksullaşacağız ya zenginleşeceğiz. Bu yol; hak, hukuk, adalet, demokrasi, demokratik parlamenter sistem, güçler ayrılığı ve millet iradesinin en büyük araç olduğu bir yoldur.
"GELİN BU YANLIŞTAN EL BİRLİĞİYLE KURTULALIM"
Buradan tekrar bilhassa AK Parti’ye, MHP’ye gönül vermiş vatandaşlarımıza sesleniyorum, hep birlikte barış ve huzur içinde güzel bir geleceğe yürümeliyiz. Doğruyu bulmaya çalışmaktan başka hiçbir seçeneğimiz kalmadı. Gelin, bu yanlış düzenden el birliğiyle acilen kurtulalım."
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen 'terör' ve 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında 19 Mart'ta gözaltına alınan Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanlığı ön seçim adayı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 23 Mart'ta tutuklandı. İmamoğlu, İBB'ye yönelik olarak "yolsuzluk" suçlamasından yürütülen soruşturma kapsamında, “ihaleye fesat, kişisel verileri kaydetme, rüşvet ve örgüt kurma” iddialarıyla tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne götürüldü. Tutuklanmasının ardından İçişleri Bakanlığı kararıyla İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırıldı.