Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel CHP'nin Parti Programı Çalıştayı'nda konuşuyor.
Özgür Özel'in konuşmasının satır başları şu şekilde:
CHP tüzüğüne göre, parti programında değişiklik yapma yetkisi kurultayda bulunuyor. Çalıştay ile elde edilecek çıktılar sayesinde son hali verilecek olan yeni parti programı, kasımda yapılması beklenen 39. Olağan Kurultay'da 1323 kurultay delegesinin oyuna sunulacak. Program değişikliğinde karar yeter sayısı için kurultay üye tam sayısının salt çoğunluğu aranacak. 4-9 Eylül, geçen sene aynı tarihlerde yaptığımız ve üzerinde uzun uzun tartıştığımız değişen parti tüzüğümüzde artık kuruluş haftası olarak tanımlandı. CHP'nin 9 Eylül 1923 tarihinde verdiği Osmanlıca dilekçe ile kurulduk. Ama geçen seneye kadar bir tartışmamız vardı. Çok sayıda CHP'li buna itiraz ediyordu. Çünkü 1927 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk CHP'nin ilk kurultayında 'CHP'nin 2'inci kongresine hoş geldiniz. Birincisini Sivas'ta yapmıştık' dedi. Bu CHP'nin nerden geldiğini hatırlatması açısından tarihe bir not düşüş. Birinci vaadimiz olarak çağın ihtiyaçlarını karşılayan parti içi demokrasiyi önceleyen demokratik bir tüzük yapmaktı. Yerine getirdik. Ardında parti programımızı içinde bulunduğumuz sürece ve iktidara hazır hale getireceğiz demiştik. Arkadaşlarımız yaz aylarında tatillerinden fedakarlık ederek eksiklerimizi kapattılar.
"BAŞTA KÜRT SORUNU OLMAK ÜZERE HER TÜRLÜ SORUNA DEMOKRATİK ÇÖZÜM ÖNERİYORUZ"
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyaset kalesinin başarı kapısını 47 yıldır bir türlü aşamıyorduk. Elbette yerel seçimlerde kayda değer başarılar var ancak kurulduğu gün Türkiye'nin birinci partisi olan ve ne zaman iktidar olsa Türkiye'nin önemli sorunlarına tarihsel çözümler üreten; Cumhuriyeti kuran, yokluğu, kıtlığı, yoksulluğu aşan 10 yılda 15 milyon genç yaratan ve sonra kaybettiği seçimde Türkiye'ye çok partili seçimde iktidarın seçimle el değiştirebileceğini gösteren, hediye eden tekrar iktidar olduğunda bu sefer örgütlenme hakkını ve sendikalı mücadeleyi Türkiye'ye kazandırmış olan toprak reformunu tartıştıran her türlü eşitsizliğe soldan bir bakış açısıyla eşitlikçi ve kalkınmacı bir tavırla çözüm üreten bir partiyiz. Uzun süredir iktidardan uzak kaldığımız süreçte bir kez daha demokrasiyi kurma Türkiye'yi ayağa kaldırma, kalkındırma, adil bölüşüme dayalı olarak aynı zamanda demokrasiye ve barışa yönelik olarak başta Kürt sorunu olmak üzere her türlü sorununa demokratik çözüm önererek ve cesaretle üzerine giderek ve çok büyük sıkıntılar çekilen toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında tarihsel ve kalıcı bir noktada bulunmak üzere iktidara hazırlanıyoruz.
"31 MART SEÇİMLERİNDEN SONRA DEMOKRASİ TRAMVAYINDAN İNMEYE KARAR VERDİLER"
Yaşadığımız bütün kötülükler, bütün antidemokratik müdahaleler tarihte eşine benzerine rastlanmayacak şekilde yargı eliyle bir sivil darbe girişimi, Türkiye'nin mevcut değil gelecekteki iktidarına gelecekteki cumhurbaşkanına darbe girişimi de hiçbirisi boşuna değil. Bu dönüşüme direnenlerin, cumaları hutbelerde kadınla erkek mirastan eş pay alırsa bu erkeğin iki kat mirastan pay alması gerektiren İslam hukukuna aykırıdır, bu yüzden kadın erkeğin hakkına girmiş olur diyecek hutbeleri okutmaya başlayanların okuttukları hutbelerde neredeyse kadınların bütün toplumsal kazanımlarına el uzatmaya niyetlenenlerin buna bir zemin yaratmaya çalışanların diğer yandan işimize geldi bindik, işimize gelmediği gün ineriz dedikleri demokrasi tramvayından 31 Mart seçimlerinde, kaybettikleri bir seçimden sonra inmeye karar verenlerin yaşattığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Yani içinde bulunduklarımız ana muhalefet partisinin iki yıl önce yapılmış seçiminde seçilmiş ve yenisi seçilmesine 15 gün kalmış İstanbul İl Başkanlığına kayyum atanacak kadar 2025 yılında ve CHP'nin genel merkezine kayyum atamayı ya da yapılmış seçimleri yok saymayı hedefleyecek kadar ki geri dönmüşlük, aslında vadettiğimiz değişimin ne kadar büyük, ne kadar yapısal ve ne kadar kalıcı olduğunu o yüzden de ne kadar birilerini korkuttuğunu gösteriyor. Karşımızdakilerin araç olarak gördükleri demokrasiyi artık bir kenara bırakıp buraya gelmelerini sağlayan sandığı ortadan kaldırmaya niyetlendikleri bir sürecin içindeyiz.
O yüzden bize bu mücadeledede cesaret düşüyor, kararlılık düşüyor. Ama her mücadelenin bir fiziki tarafı birilerimiz ne kadar daha süreceğini bilmeyen, haksız mahkumiyetle ve lüzumsuz uygulanan, kötü niyetle uygulanan bir tutuklama tedbiriyle zindanlarda bedel ödüyorlar. Kimilerimiz meydanlardayız otobüslerin üstündeyiz. Tarihte görülmemiş mitinglerle meydanların bize kattığı enerjiyle birlikte bir mücadeledeyiz. Ama işin bu büyük değişim ve dönüşümün bir de bu safhası var. Bu safhasını yapmak için de sizlerle birlikteyiz.
"SANDIĞI ORTADAN KALDIRMAYA NİYETLENDİKLERİ BİR SÜRECİN İÇİNDEYİZ"
CHP'nin il başkanlığına kayyum atayacak kadar hatta genel merkezine kayyum atamayı düşünecek kadar ki gözü dönmüşlük aslında kaydettiğimiz değişimin ne kadar büyük, yapısal ve kalıcı olduğunu gösteriyor. Karşımızdakilerin buraya gelmek için bir araç olarak gördüğü demokrasiyi askıya alıp, hatta buraya gelmelerini sağlayan sandığı ortadan kaldırmaya niyetlendikleri bir sürecin içindeyiz. O yüzden bu mücadelenin içinde bize kararlılık düşüyor.
"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK METROPOLLERİNİ GEÇLERE VE KADINLARA EMANET ETME İMKANI BULDUK"
47 yıldır siyaset kalesinin açamadığımız başarı kapısını 47 yıl sonra nasıl açacağız diye oturduğumuz MYK salonunda aslında nasıl açacağımız gözümüzün önündeydi. Hatta şakasını yaptım. Dedim ki bakın içeride üç tane anahtar olacak, Atatürk onları bir yere koymuştur, o anahtarlar bu koca kalenin başarı kapısını açacak muhakkak. Aslında salonda gözümüzün önündeydi anahtarlar. Ortalaması 42'ydi bunu söylediğim Merkez Yönetim Kurulu'nun. Ve gölge kabineden oluşuyordu. 17 bakan bir Cumhurbaşkanı yardımcısı 18 kişi, Tayyip Erdoğan'ın o 18 kişisinin gerçek bakanların 17'si erkekti. Sadece aile bakanı kadındı. Kadını çünkü kafasında aileden sorumlu, sadece aileyle var olan, çocuğu doğuran, çocuğunu büyüten, kocasını bekleyen, varsa hastasını engellisine bakan ve evde duran olarak kodladıkları için Dışişleri, İçişleri, kültür sanat herhangi bir bakanlık kadına göre değildi.
O evde oturmalıydı. Ama benim karşımdaki MYK'da 18 gölge bakanın dokuzu kadındı, dokuzu erkekti. Yani kadınlarla birlikte yani gençlerle birlikte ve üçüncü anahtar bilimle birlikte bu sorunlar çözülecekti. Bütün analizlerimizi eğer kazanabilecek bir aday varsa ki onu en bilimsel yöntemlerle ölçme değerlendirmeyle 355 bin anket yaparak adayları belirleyip 250 bin anketle sahada takip ederek anbean bu raporların hepsini her toplantıda tartışarak devam ettik. Eğer kazanabilecek adaylar içinde genç varsa mutlaka genç aday olmalıydı. Kazanabilecek adaylardan bir tanesi kadınsa, kadın aday olmalıydı, birden çok kadın varsa kadınların arasında bir tercih olmalıydı. Böylelikle örneğin 6 bin 500 belediye meclis üyesini seçilecek yerlerden kadın aday gösterebildik. Örneğin tüm Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sadece altı tane kadın belediye başkanı varken İzmir'de tüm partilerden CHP gösterdiği dokuz kadın adaydan sekizini İzmir'de seçtirebildi. Türkiye'de 40 kadın belediye başkanına ulaşabildik. Gençlik Kollarından gelen yüzlerce arkadaşımız belediye başkan adayı oldu. Ve çok önemli belediyelerde Türkiye'nin en büyük metropollerini 30'lu yaşlarındaki gençlere ve kadınlara emanet etme imkanı bulduk. Ve sonra bu kürsüye çıkıp da seçim akşamı Türkiye'nin gözünün içine baka baka bu başarının kadınlarla gençlerle ve bilimle geldiğini söyleyebilmiştik".
İMAMOĞLU: MESELE CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMA MESELESİDİR
CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Partisinin Genel Merkezi'nde düzenlenen CHP Program Çalıştayı'na bir mesaj yolladı. İmamoğlu'nun mesajını CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke okudu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, iktidarın şahsi menfaatlerini ülkenin ali menfaatlerinin önüne koyduğunu ifade ederek, "Bugün mesele demokrasiye, geleceğimize ve cumhuriyete sahip çıkma meselesidir. Eğer birinci parti olmuş CHP'nin dahi önü kesilmeye çalışılıyorsa, bu yalnızca bir partiye değil, milletin iradesini yapılmaya çalışılan çok açık bir darbedir. İşte bu yüzden CHP'li olsun veya olmasın, demokrasiye inanan herkesin bu mücadeleye omuz vermesi bir tercih değil, tarihi bir sorumluluktur. Bizler bu uğurda gövdemizi taşın altına koyarken her bir vatandaşımız da elini o taşın altına sokmalıdır" dedi.
"MİLLETİN YÜZÜNÜ BİZE DÖNMÜŞ OLMASINI HAZMEDEMEYENLER BİZE BEDEL ÖDETMEYE ÇALIŞIYOR"
CHP sadece bir siyasi parti değildir. Bu topraklarda bağımsızlığın, halk iradesinin, demokrasinin en büyük güvencesidir. Olmaya da devam edecektir. 100 yıl önce partimiz milletimizin yeniden ayağa kalkmasının simgesi olmayı başardıysa bugün de aynı görev ve sorumluluk omuzlarımızdadır. Attığımız her adımda, sarf ettiğimiz her sözde tarihin omuzlarımıza yüklediği bu sorumluluğun bilincinde hareket ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz.
Bir yıl önce yerel seçimlerde milletimiz bize tarihi bir sorumluluk verdi. CHP Türkiye'nin birinci partisi oldu. Bu sonuç sıradan bir yerel seçim galibiyeti olmanın ötesinde, yerelden merkeze Türkiye'nin kaderinde olan değişimin işaret fişeğidir. Bu sonuç halkımızın 'Artık değişim başlamalıdır' haykırışının bir ifadesidir. Türkiye'de demokrasiyi yaşatmak, halkın iradesini hakim kılmak, özgürlüğü ve eşitliği büyütmek için verilen büyük bir yetkidir. Ve bizler biliyoruz ki, bugün yaşadıklarımızın en temel sebebi budur.
"BASKILARINIZA YENİLMEDİK ZİNDANLARINIZA DA YENİLMEYECEĞİZ"
Milletimizin bize olan teveccühünü bizim onların sesine ses olma konusundaki başarımızı, milletin yüzünü bize dönmüş olmasını hazmedemeyenler aylardır hepimize bedel ödettirmeye çalışıyor. Önümüze diploma iptaliyle, hukuksuz tutuklamalarla engeller koyup milletimizin iradesine gölge düşürmeye çalışıyorlar. Ama biz buradayız, dimdik ayaktayız. Bizleri korkutamazsınız, sindiremezsiniz, diz çöktüremezsiniz. Baskılarınızı yenilmedik, zindanlarınıza da yenilmeyeceğiz.
"BU MİLLETİN İRADESİNE AÇIK BİR DARBEDİR"
Sizlerin halihazırda bildiği üzere bugün meselemiz CHP'nin başarılı olmasından ibaret değildir. Bugün mesele demokrasiye, geleceğimize ve cumhuriyete sahip çıkma meselesidir. Eğer birinci parti olmuş CHP'nin dahi önü kesilmeye çalışılıyorsa, bu yalnızca bir partiye değil, milletin iradesini yapılmaya çalışılan çok açık bir darbedir. İşte bu yüzden CHP'li olsun veya olmasın, demokrasiye inanan herkesin bu mücadeleye omuz vermesi bir tercih değil, tarihi bir sorumluluktur. Çünkü CHP'nin önüne konulan engeller hukuka, bilime ve özgür düşünceye konulan, aslında Türkiye'nin geleceğine, çocuklarımızın yarınlarına konulan engellerdir. Ancak müsterih olun ki bizler bu mücadeleden alnımızın akıyla çıkacağız. Bizler bu uğurda gövdemizi taşın altına koyarken her bir vatandaşımız da elini o taşın altına sokmalıdır. Biliyoruz ki tıpkı geçmişte olduğu gibi milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
"CHP ARTIK HERKESİN UMUDU OLMUŞTUR"
Sevgili yurttaşlarım, CHP bu sorumluluğun farkındadır. Bizler farkındayız. Biz pek çok değişimi başlatmış ve hayata geçirmiş bir partiyiz. Bir yıl içinde kadrolarımızı yeniledik. Vizyonumuzu genişlettik. Halkımızla aramızdaki mesafeyi kaldırdık. Artık CHP sınırlı bir kesimin değil, toplumun her kesiminin umudu olmuştur. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında CHP'li olsun olmasın demokrasiye inanan milyonlar bu ortak mücadelede yanımızdadır. Çünkü biliyorlar ki CHP değişti, Türkiye değişecek.
Bizler hem partimiz için hem ülkemiz için yeni bir vizyon inşa ediyoruz. Partimiz için vizyonumuz nettir. Daha demokratik, daha katılımcı, daha kapsayıcı bir CHP. Parti içi demokrasiyi güçlendiren, gençlere ve kadınlara, bilime, gerçek söz hakkı veren, liyakati esas alan bir CHP. Seçimden seçime halkın kapısını çalan değil, her gün vatandaşının yanında olan bir CHP. Vatandaşa kendi bildiği doğruları dayatan değil, onlara kulak verip onların doğrularının sözcüsü olan bir CHP. 'İktidar kötü ama muhalefet' de bu işi yapamaz dedirten değil, 'Bu iktidarın oluşturduğu tahribatları ancak CHP ortadan kaldırır. Sorunları uzmanlarla birlikte CHP çözer' dedirten bir CHP. İşte biz bu değişimi başlattık, sürdürüyoruz ve büyütmekteyiz.
'BİLİMİN HAKİM OLDUĞU BİR TÜRKİYE HAYAL EDİYORUZ"
Türkiye için vizyonumuz ise daha büyük, daha iddialıdır. Biz gelir adaletsizliğini kökten bitirmek istiyoruz. Biz fırsat eşitliğini bütün çocuklarımıza sunmak istiyoruz. Kolay para peşinde koşanların, illegal ilişkiler içinde olanların değil, daha iyi ürün, daha iyi hizmet verenin, kısacası daha iyi çalışanın kazandığı bir ülke hedefliyoruz. Biz gençlerimize hayallerini kendi ülkelerinde kurabilecekleri bir gelecek yaratmak istiyoruz. Kadınların toplumun her alanında eşit ve güçlü bir şekilde var olduğu, özgürlüğün ve adaletin herkese ait olduğu, bilimin hakim olduğu bir Türkiye hayal ediyoruz. Arzularımız ve kararlılığımız bu toprakların ötesinde bulunduğu coğrafyada, liyakatli kurumlarıyla, şahlanan ekonomisiyle, durmaksızın gelişen savunma sanayisiyle bir yıldız gibi parlayıp imrenilen bir Türkiye olmaktır. Bu hayal uzak değildir. Çünkü milletimizin iradesi bu hayali gerçeğe dönüştürmeye hazırdır.
Bu iktidar şahsi menfaatlerini ülkemizin ali menfaatlerinin önüne koymaktadır. Bu iktidarın kalan son enerjisini de memleketimizin geleceğinde imzası olacak kıymetli çalışma arkadaşlarımıza zulmederek tüketmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Çünkü bizler 86 milyon için 86 milyonun azmini yüreğimizle hissederek mücadele etmekteyiz. Yüzümüzü, sesimizi dahi yasaklayanlara sesleniyorum: bizi yerin yedi kat altına da gömseniz bu azim bizi tırnaklarımızla kazıyarak yeniden gökyüzüne ulaştıracak. Ne bu topluma bizi unutturabilirsin, ne de bizim dirayetimizi bir parça dahi olsa kırabilirsin. Tahmin bile edemeyeceğiniz azim ve kararlılığımız bütün engelleri aşıp geçecek kudrete sahiptir.
"MİLLETİMİZİN İRADESİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Dünya zor bir dönemden geçiyor. Sosyal demokrasi birçok ülkede krizlerle karşı karşıya. Toplumların acil sorunlarına kulak tıkayıp, kimlik politikalarını üstenci bir eda ile topluma dayatmaya çalışan sözde demokrat tüm siyasi yapılar gerilemekte. Toplumlar bu mış gibi yapan demokratlar yerine her yerde popülist sağa yönelmekte. Bu nedenle demokrasi tüm dünyada krizde. Biz ise CHP olarak bu krize çözüm üretecek, dünyaya örnek olacak bir model ortaya koyuyoruz. Kendi halkıyla bütünleşmiş, özgürlük ve adaleti temel alan, çağın sorunlarına cesurca yanıt veren bir CHP. Bu vizyon yalnızca Türkiye için değil, bölge ve dünya için de umut olacaktır.
Önümüzde uzun ve meşakkatli bir yol var. Antidemokratik engelleri aşacağız. Milletimizin iradesine sahip çıkacağız. CHP değişti, Türkiye değişiyor ve değişecek. Biz bu mücadeleyi yalnızca partimiz için değil, Cumhuriyetimiz, demokrasimiz ve çocuklarımızın geleceği için veriyoruz. Bu mücadelede en ön safta yorulmadan yürüyen Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e hem kendi adıma hem de millet adına teşekkür ediyorum. Yol arkadaşlığı, dava arkadaşlığının en güzelini gösteren tüm parti yöneticilerimize, üyelerimize şükranla bir kez daha selamlıyorum.
"MİLLETİMİZ İÇİN HAYIRLI OLMASINI DİLİYORUM"
İçinde bulunduğumuz parti programı çalışmalarına katkı veren değerli tüm uzmanlara, tüm yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu parti programı çalışmalarının iktidar yolculuğumuzu hazırlayan bir vizyonu ortaya çıkartacağına tüm kalbimle inanıyorum. Ve hepimiz için, ülkemiz, milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bizler Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu CHP'nin evlatlarıyız. Bizim gücümüz milletten gelir. İrademiz cumhuriyettir. Yolumuz aydınlıktır. Baskılar, engeller, karanlık girişimler bu yürüyüşü durduramayacaktır. Çünkü biz haklıyız. Çünkü biz halkız. Çünkü biz cumhuriyetiz. Yaşasın CHP, yaşasın cumhuriyet, yaşasın demokrasi."
















































