• BIST 11335.05
  • Altın 5951.43
  • Dolar 42.7244
  • Euro 50.1995
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 0 °C
  • İzmir 7 °C

Fikri Akyüz tiksindi mi, tiksindirdi mi?

En baştan söyleyeyim, Fikri Akyüz benim dostumdur! O yüzden acı yazacağım. Acı yazmalıyım ki arkadaşım, dostum gerçeklerle yüzleşsin, yüzleşebilsin.
Fikri Akyüz bildiğiniz gibi, yazarlık hayatına İnternethaber'den başladı. Ona hep daha fazla yazmasını önerdiysem de, sözüme itibar etmedi. O yüzden benim nazarımda adı "tembel"e çıktı.

Gitti, geldi Fikri...

Yazdı, yazmadı, ara verdi vesaire...

Politikada gözü vardı hep, istiyordu ki milletvekili olsun. Öyle olunca hedefini küçülttü, küçük politikacılarla kolkola girdi ve Yeni Şafak'ta yazmanın ona tüm yolları açacağını düşündü. Ardından sizin de bildiğiniz gibi, televizyonlara çıkarak İnternethaber'de elde ettiği gücünü katlayarak yola devam etti.

Yeni Şafak onu kesmemişti. TV'lerde her gün boy gösteren Fikri Akyüz, daha büyük bir gazetede yazmalıydı. Ya da Yeni Şafak'ta kalsa bile yazı sayısı çok olmalıydı ki, daha etkili bir yazar olabilsin.

O'nunki merdivenleri basamak basamak çıkmak değil, birden yukarılara atlama arzusuydu. Olmadı, Fikri'nin "Ne kadar büyük bir yazar" olduğunu Yeni Şafak'taki hiçbir yönetici görmedi, göremedi.

Hal böyle olunca; Fikri ilk keskin çıkışını, yani ilk isyanını Yeni Şafak'ta başlattı ve "hadi bana eyvallah" diyerek genel yayın yönetmeni ile uzlaşamadığını, fikir ayrılıkları olduğunu anlattı yakın dostlarına. Sonra da Serhat Albayrak'ın desteğiyle Takvim'de yazmaya başladı.

Tezcanlı, heyecanlı Fikri bu, durur mu "büyük yazar büyük gazetede yazmalı" düşüncesiyle Sabah'ta yazma arzusunu Serhat Albayrak'a iletti ama istediği olmadı. Baktı ki kısa vadede Sabah'ta yazma hayali gerçekleşmeyecek, bir kez daha "hadi bana eyvallah" dedi.

Giderken de, "büyük bir yazar" olarak "küçük gazete"ye yakışmadığını ima eden bir de veda yazısı yazdı. Fikri'nin bana göre en büyük hatası buydu. Sabırsızlık ederek, uzun vadede geleceği veya gelebileceği yerleri elinin tersiyle yıkıverdi. Ardından haber7.com serüveni ve en büyük patlama.

Yıllardır içinde olduğu, yol arkadaşlığı ettiği insanlara, Kanal7'nin çatısı altında küfretti. (Küfür etmedi tabi, ağır yazı yazdı) Karaalioğlu, öteki beriki herkesi bir araya topladı, resmen tokatladı.

Fikri, yine hata yapmıştı. Biz daha fazla hata yapmasın diye, İnternethaber'in kapılarını ardına kadar kendisine açtık. Geldi başımızın tacı oldu, yazdı ama sadece birgün. Ertesi gün "ben başladığım yerde olamam" diyerek İnternethaber'i küçümsedi. Oysa İnternethaber onun başladığı yerden çok çok ilerideydi. Bugün çok yazmak istediği gazeteleri çoktaaan geride bırakmıştı İnternethaber.

Üzüldük!

Ama dostluk ağır bastı. Fikri ile hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam ettik.

Hala da dostuz!

Fikri, epey sessiz kaldı. Kanaltürk'te program yapmaya başladı. TRT'de program sözü almıştı. Ne olduysa o proje gerçekleşmedi. Bugün'de yazmak istedi, Erhan Başyurt'tan icazet çıkmadı. Star'ın kapıları zaten ona kapalıydı. O da "Ben yazarlık yapmayacağım" sözünden dönmüş, yazmak istiyordu.

Hiçbir yerden ışık alamayınca, tuttu Fatih Altaylı'ya yazdı.

Hem de ne yazma!

Fikri, tiksinmişti ama aslında tiksindirmişti!

Fatih Altaylı da bir güzel onu kullanmıştı.

Amaç Ergun Babahan'a giydirmekti.

Dün Fikri ile konuştum.

İyi bir iş yapmışçasına, burnundan kıl aldırmıyordu.

"Ben" diyordu Fikri, eskiden daha mutevazıydı oysa.

Peki, ne oldu Fikri'ye?

Sevgili arkadaşım farkında değil ama ben söyleyeyim.

Fikri'yi televizyonlar bitirdi.

Televizyonlara çıka çıka bu hale geldi.

Yeni Şafak'ta yazmasaydı, İnternethaber'de yazmasaydı, bugün tokatladığı kişilerle dost olmasaydı o televizyonlara çıkabilir miydi Fikri? Fikirlerini özgürce yazmasaydı, avukatlıktan yazarlığa terfi edebilir miydi Fikri? Eğri oturalım, doğru konuşalım, Fikri'ye o kapılar açılmasaydı, Fatih Altaylı'ya ya da Mehmet Ali Birand'a, ya da Mehmet Barlas'a ulaşabilir miydi Fikri?

Fikri ne yazık ki intihar etti?

O bir gazeteci değil, aç da kalmaz.

Güzel de bir mesleği var.

Ama acıdır ki, televizyon manyağı oldu kısa zamanda.

Fikri, hala farkında değil, konuştukça veya yazdıkça ne kadar güvenilmez bir adam olduğunu ortaya koyuyor ve bundan sonra hiç kimsenin yüzüne bakmayacağını hesaplayamıyor. Öteki tarafa küfür edince, beriki tarafın kendisini ödüllendireceğini sanıyorsun sevgili arkadaşım. Yanılıyor, onu kullanabilen kullanır, sonra da bir köşeye atıverirler.

Fikri, güzel fikirlerine de kendine de yazık etti.

Bundan sonra susmayı bilse keşke!

İSTANBULHABER AJANSI
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim