• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 19 °C

Yerel seçimin kaybedeni!

Recep Canpolat

Yerel seçimler ile ilgili bir hafta bekleyip, tepkileri ve beklentileri izleyip yazmayı düşündüm.

Güçlü olmak, tek adam olmak böyle bir şey… Evirip, çevirmeye gerek yok! Recep Tayyip Erdoğan, AKP isminin çatısı altında katıldığı yerel seçimlerde, kelimenin tam anlamıyla rakiplerini ezdi, geçti.

Kurduğu partinin bir adım önüne geçen Recep Tayyip Erdoğan, seçim gecesi taraftarlarını selamlamak için çıktığı AKP balkonunda sağ tarafına, oğlu Bilal, büyük kızı Esra, damadı Berat’ı alırken, sol tarafına ise eşi Emine Erdoğan ve küçük kızı Sümeyye’yi alarak, boy gösterdi. Bu resimler ile seçim öncesi taraf olmayan AKP kadrolarına da “Sizden bir cacık olmadı. Gülen cemaatine (sözde paralel yapı) karşı tek başıma, bu mücadeleyi verdim” mesajını gönderdi.

Kim ne derse desin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçim günü muhalefetin disiplinsizliği ve laçkalığını iyi kullanıp, sandıklara sahip çıkarak, seçimlerde başarılı oldu.

Kamuoyu için büyük bir hayal kırıklılığı olmamakla beraber, toplumun algısını iyi yöneten Recep Tayyip Erdoğan, tabanını militanlaştırarak, başarılı bir seçim çalışması yaptı. Bu militanlaştırma, körleşmiş bir seçmen modeli oluşmasını sağladı. Başbakan Erdoğan ve ailesi ile birlikte 4 bakan hakkında yapılan yolsuzluk ithamları, bu militanlaşan seçmen tarafından bertaraf edildi. Toplumsal algı yönetimini çok iyi kullanan AKP lideri Erdoğan, “tek adamlığın” bütün nimetlerinden faydalanarak, “inkâr – iftira –gerçek olmayan” söylemleri, seçim boyunca iyi kullandı.

Yolsuzluk iddialarını, tapelerde ortaya çıkan rüşvet söylemleri,  muhalefet tarafından kullanılmasına rağmen, seçmen üzerinde pek etkisi olmadığı, yerel seçimlerden sonra net bir şekilde ortaya çıktı. Bu seçimlerin sosyologlar ve toplum mühendisleri tarafından çok iyi analiz edilmesine ihtiyacı var. Çünkü siyasi iktidarların yumuşak karınları yolsuzluk ve rüşvet söylemleri olmasına rağmen, AKP iktidarı hakkında ortaya saçılan kirli ilişkilerin seçmen tarafından karşılık bulmaması, anlatılmaya ve izah edilmeye muhtaç olduğu görünen bir gerçek.

YOLSUZLUK VE RÜŞVET İDDİALARI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonlarını Paralel Yapı’nın kumpası olduğu ve AKP İktidarı’nı alaşağı etmek için kurguladığını belirterek, ortaya saçılan kirli ilişkileri 30 Mart Yerel Seçimlerini göstererek temizlemeye çalışması, hukuk devletini inkârdan başka bir şey değil. Demokratik ülkelerde yolsuzluk ve rüşvet iddiaları mahkemelerde sonuçlanması gerekirken, seçim sandığının da aklanmaya çalışmak, üçüncü dünya ülkelerine özgü bir olgu olarak önümüze çıkıyor. Kısacası Yolsuzluk ve Rüşvet iddiaları 30 Mart Yerel seçimleriyle sandığa gömülmüş gibi görünüyor.

SEÇİMLERİN EN KARLISI

Yerel seçimlerinin mutlak galibi Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’dir. Ancak oyunu artıramamasına rağmen, belediye başkanlığı sayısını artıran BDP-HDP bloğu yerel seçimlerin en kârlı partisi oldu. CHP Ankara’da doğru bir adayla seçime katılmasına rağmen aynı tercihi İstanbul’da yapmadığı ve Mustafa Sarıgül’ün bir “balon aday” olduğu yerel seçim sonuçlarıyla ortaya çıktı. Çünkü AKP’ye karşı İstanbul’da tüm kesimlerin birleşmesine rağmen, seçmen, yüksek bir oyla Kadir Topbaş’ı tercih etti.

MHP ise seçimlerde oyunu arttırmasına rağmen geleneksel oy deposu olarak kabul ettiği İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun ortasından beklentilerinin altında bir oy aldı. İstanbul’da ve Ankara’da büyük çöküş yaşayan MHP, Doğu Akdeniz ve İç Ege’de başarılı bir performans gösterdi.

GÜLEN CEMAATİNİN ROLÜ

Yerel seçimlerde AKP’ye karşı bir blok oluşturmaya çalışan Fethullah Gülen cemaati, seçimlerden beklediğini alamadı. Başbakan Erdoğan’ın Paralel Yapı olarak yaftaladığı Gülen Cemaati, AKP’ye karşı rakip adayları desteklemesine rağmen, başarılı olamadı. Hatta Zaman Gazetesi seçimlerden bir hafta önce en büyük kozu olan Fethullah Gülen ile yaptığı röportajı 5 gün boyunca yayınlayarak, “Hizmet Hareketi’ne” gönül verenlere net mesajlar verdi. Ancak bu mesajlar sandığa yansımadı.

TÜRKİYE MARKASI

Yerel seçimlerin en büyük kaybedeni ise Türkiye MARKASI oldu. 17 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonları’nın iktidar eliyle akamete uğratılması, yurt dışında Türkiye Markası’nın yerlerde sürünmesine neden oldu. Sosyal Medyanın kapatılması, bakanlar ile ilgili yolsuzluk ve rüşvet iddiaları, Başbakan Erdoğan’ın ve ailesi hakkında kirli ilişkiler iddiaları, Türkiye’nin itibarına çok büyük zarar verdi. Başbakan Erdoğan’ın Paralel Yapı, Casusluk ve Yurtdışı bağlantıları söylemleri maddi deliller ile ortaya koyamaması, Türkiye Markası’nın yok olmasını hızlandırdı.

Siyasi oyuncular, kendi pencerelerinden, tek tek seçimin galibi olarak kendilerini ilan etmelerine rağmen, kaybeden Türkiye Markası oldu.

Sevgiyle Kalın...

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim