• BIST 9915.62
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 21 °C

Kaslowski: "İşsizliğe karşı önlem alınmalı"

Kaslowski: "İşsizliğe karşı önlem alınmalı"
TÜSİAD'ın yeni başkanı Kaslowski, görevi devralmasının ardından derneğin 'İşgücü Piyasası Dinamikleri ve İşsizlik Sorunu' toplantısında konuştu.

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, işsizliğin sıçrama yaparak 12,3'e yükseldiğini belirterek, "Yüksek oranlar bazı tedbirler alınması gerektiğine işaret ediyor. Ekonomimiz geçen ağustos ayından bu yana zorlu bir süreçten geçiyor" dedi. Kaslowski, Türkiye ekonomisinin küçüldüğünü belirterek, süreçten mümkün olduğunca hızlı çıkabilmek ve büyümeye geri dönebilmek için 2 temel koşul olduğunu söyledi.

TÜSİAD'ın yeni başkanı Kaslowski, görevi devralmasının ardından derneğin 'İşgücü Piyasası Dinamikleri ve İşsizlik Sorunu' toplantısında konuştu.

İşsizlik rakamlarına değinen Kaslowski, "Son açıklanan veriler işsizliğin bir sıçrama yaparak yüzde 12.3'e yükseldiğini gösteriyor. Mevsim etkilerinden arındırıldığında işsizlik oranı sadece bir ay içerisinde 0.6 yüzde puan artarak yüzde 12'ye çıktı. Tarım dışı işsizlik yüzde 14, genç işsizliği ise yüzde 22.2 seviyesine yükseldi. Yüksek oranlar bazı tedbirler alınması gerektiğine işaret ediyor. Ekonomimiz geçtiğimiz ağustos ayından bu yana zorlu bir süreçten geçiyor. Bugünkü buluşmamızda, yalnızca kısa vadede değil, uzun vadede de iş gücü piyasamızı nasıl daha etkin ve verimli hale getirebileceğimizi ve işsizlik oranını kalıcı olarak nasıl düşürebileceğimizi konuşacağız" dedi.

'KADIN İSTİHDAMININ ARTIRILMASI GEREKİYOR'

Kaslowski, "İş gücü piyasamız kayıtlı ve kayıt dışı olmak üzere ikiye bölünmüş durumdadır. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele etkili şekilde sürmeli, kuralsız ve güvencesiz çalışmanın önüne geçilmelidir. Bunun yanında, kurallı çalışan kayıtlı kesimde iş gücü üzerindeki ücret dışı yükler uluslararası ortalamaların hala üzerinde. Bu yüklerin azaltılması kayıtlı ekonomiye geçişi de hızlandıracaktır. Ülkemizde kadın istihdamının artırılması ve hem kadınların hem gençlerin dinamik işgücü piyasasında ihtiyaç duydukları yetkinliklerin artırılması gerekiyor. Bugün maalesef kadın işsizlik oranları erkek işsizlik oranlarının çok üzerinde. Genç işsizliği ise hepsinden yüksek" diye konuştu.

'EKONOMİMİZ KÜÇÜLÜYOR'

İstihdam teşviklerinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini söyleyen Kaslowski, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bazı yeni teşvikler de gündemde. Teşvikler istihdam üzerinde genel olarak olumlu etki yapıyor. Ancak çeşitli istihdam teşviklerinin bir düzenleme altında birleştirilerek uygulamanın sadeleştirilmesinin, kullanım etkinliğini geliştirmek açısından faydalı olacağına inanıyoruz. Küresel krizden bu yana dünyada bol ve ucuz para döneminde Türkiye dış borcunu yüzde 35'ten yüzde 53'e yükseltti. Bu finansman ekonomimizin yüksek büyüme oranlarına ulaşmasını sağladı. Ancak 2013 yılından beri yurt dışında faizler yavaş yavaş arttı ve bu borcun maliyeti de ekonomimiz için her geçen gün artıyor. Bu nedenle ekonomimizde biriken risklerin azaltılması, özellikle bazı sektörlerde yüksek artış gösteren kaldıraç oranlarının makul düzeylere inmesi gerekiyor. Dış borcumuzun büyük kısmı özel sektörün üzerinde. Kamu Özel İş birliği projeleri için sağlanan finansman da dahil yaklaşık 306 milyar dolar. 2018 yılı başından itibaren bu borç azalmaya başladı. Ağustos ayında yaşadığımız şoktan sonra hem kur hem de faizlerde görülen artış ile süreç hızlandı. Banka kredilerinde gördüğümüz yavaşlama da bunun bir sonucu. Bu durum kullanılan kapasitede gerilemeye, yeni yatırımların ertelenmesine ve üretimde düşüşe neden oluyor. Dolayısıyla ekonomimiz küçülüyor.

'İLK KOŞUL GÜVEN VE İSTİKRARI SAĞLAMAK'

Bu süreçten mümkün olduğunca hızlı çıkabilmek ve büyümeye geri dönebilmek için temel iki koşul var. İlk koşul güveni ve istikrarı sağlamak. Hem yurt dışından ülkemize finansman sağlamaya devam etmek zorundayız, hem de yurt içinde ekonomiye olan güveni pekiştirmemiz gerekiyor. Bunu ancak öngörülebilir politikalarla ve şeffaflıkla sağlayabiliriz. Bu nedenle kurumların bağımsızlığını ve serbest piyasa ilkelerinden taviz verilmeden içinde bulunduğumuz zorluklarla mücadeleyi önemsiyoruz.
İkinci koşul banka bilançolarında artık geri ödenemeyeceği düşünülen kredilerin bilanço dışına çıkaracak mekanizmaların kurulması. Pek çok ülke bu tür mekanizmalara gerektiğinde başvurdu. Kore ve İsveç gibi başarılı birçok örnek var. Bu sayede reel kesimde sağlıklı ve verimli alanlara taze kredi sağlamasının önünü açabiliriz. Böyle mekanizmaların olmadığı bir ortamda büyümeye elbette yine dönebiliriz ancak çok daha uzun bir zaman beklememiz gerekir."

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim