CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulundu.
Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
"ABD Başkanı 'Türkiye'de serbest bırakılmasını istediğimiz bir mahkum serbest bırakıldı ama Amerika'ya gelecek' diyor. O kadar emin ki kameralar önünde eğleniyor. Bu imkanı veren Erdoğan'a teşekkür etmeyi de ihmal etmiyor. ABD başkanı mahkumun ABD'ye gönderileceğini nereden biliyor? Türk yargısının ne yapacağını ABD Başkanı ve Erdoğan mı karar veriyor?
Sarayın damadı şubat ocaktan, mart şubattan iyi olacak demişti. Ekonomide güven endeksleri yerle bir oldu. 2018'de Türkiye'nin en büyük 50 sanayi kuruluşunun elde ettiği her 100 TL'lik karının 90 TL'si kağıtlara gitmiş.
Bugün 2019'un ilk 3 ayında ülkenin geliri geçen yıola göre yüzde 2,6 düşmüş. 2018'in ilk 3 ayında yüzde 3 daralmıştı.
Ülkede yatırım yok. İlk 3 ayda yatırımlarda gerileme yüzde 13. Bunu ilk defa görüyoruz. Yatırımlardaki gerilemenin 3 çeyrektir devam ediyor olması da görmediğimiz durum.
Makine teçhizat yatırımları 1 yıldır düşmeye devam ediyor. Yatırımcının güveni kalmamış. Türkiye sadece bugünü değil geleceğini de kaybediyor.
784 milyar dolar olan milli gelir 2019'un ilk 3 ayında 37 milyar dolar daha gerilemiş.İşler ne kadar kötüye giderse gitsin sarayın işleri düzgün gidiyor. Her 100 işsizden 24'ü üniversite mezunu. Bakıyoruz ki AK Partili siyasiler ballı maaşlarla kamu bankalarnının yönetim kurullarına atanmışlar. Bu atanan isimler banka konusunda uzmanlığı var mı, hayır. Bir banka bu kişileri yönetim kurulu üyesi olarak atar mı? Bir bankaya atanmak için hangi aşartları taşımak gerekiyor kanunla belirlenmiş. 10 yılık tecrübe gerekiyor. Bu isimler tecrübeli. Hiç mi genç kadrolar yok? Bu atamalarla saray 1 taşla iki kuş vurmak istiyor. Bankalara saray komiserleri atayarak, kamu kaynaklarını yandaşlara peşkeş çekmek. Diğeri de parti içindeki sesleri bastırmak, ağır topları satın almak.
AK Parti iktidarında kamu bankalarının seçim kazanmak için kullanıldığı biliniyor. Milletin parası iktidara oy devşirmek için kullanılıyor. Şimdi parti komiserleri eliyle bu durum daha kötüye gidecek.
Yaşadığımız ekonomik krizin tek sorumlusu saray yönetimidir.
Türkiye hızla 94'te ekonomik krize götüren hataları tekrarlıyor. Ekonominin başına damadını getirdi, eş dost akrabaları genel müdür yaptı. Türkiye aile şirketi oldu. Bunu gören yatırımcılar ülkemize kuşkuyla bakıyor.
Memleket yangın yerine dönmüş sarayın umrunda değil. İstanbul için tüm kadro ordan oraya koşturuyor. Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını alanlar İBB vekaletini ancak İstanbul valisine emanet edebildi. O da seçim adaleti dinlemiyor. Valiliğin parasıyla verdiği iftarda AK Parti adayına konuşma hakkı veriyor. Biz halkımızın hakkına sahip çıkacağız. İstanbul'un seçilmiş başkanı İmamoğlu'nun elinden alınan hakkını milletimiz hak sahibine çok daha büyük bir destekle verecek.
-Kamu bankalarının yönetim kurullarının imkanlarının oldukça iyi olduğu biliniyor. (Atananlar) Bunlardan yararlanacaklar.
-Kadri Gürsel'in karşı karşıya kaldığı muamele kabul edilemez. Kelepçeli fotoğrafları çektiriliyor, akşam serbest bırakılıyor. Bu uygulamalar hukuk devleti olmadığına dair inancı güçlendiriyor. Yapılan uygulamalar milleitmizin cebinde yangın çıkarıyor.
-İstanbul seçimleriyle ilgili ortada ciddi bir hukuksuzluk var. Buna milletimiz tahammül edemiyor. Bundan önce başka partilere oy vermiş yurttaşlarımızın bu defa daha büyük kararlılıkla sandık başına gideceğini görüyoruz. Bu nedenle diyoruz ki Ekrem İmamoğlu sadece CHP'nin adayı değil 16 milyonun adayı."
