• BIST 9915.62
  • Altın 2440.177
  • Dolar 32.4575
  • Euro 34.7559
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 15 °C

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan emekli amirallerin bildirisiyle ilgili kritik açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan emekli amirallerin bildirisiyle ilgili kritik açıklamalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 104 emekli amiralin Montrö anlaşması, Kanal İstanbul ve TSK'nın kadrolarıyla ilgili yayınladığı bildirinin ardından açıklamalarda bulunuyor. Amirallere sert tepki gösteren Erdoğan, "Her şeyden önce bir gece yarısı yapılan bu eylem kesinlikle art niyetli bir girişimdir" dedi.

104 emekli amiralin cumartesi gecesi yayımladığı bildiri gündemdeki yerini koruyor. Siyasi partilerden art arda açıklamalar gelirken, AKP perşembe günü yapılacak olan MYK toplantısını bugüne aldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Beştepe’de bugün konuyla ilgili bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıya Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Deniz Kuvvetleri Komutanı da katıldı.

Yaklaşık 2 saat 10 dakika süren toplantının ardından kameralar karşısına geçen Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

*Az önce yaptığımız toplantıda iki gündür ülkemizi meşgul eden bir mesele ile ilgili tartışmaları ayrıntılarıyla değerlendirdik her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem hem üslubu hem yönetimi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibari ile kesinlikle art niyetli bir girişimdir.

*Emekli amirallerin vazifesi 104 tanesi bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir.

*Aynı şekilde hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur biz bu amirallerin diplomatların ve diğerlerinin son dönemde Suriye'den Libya'ya Doğu Akdeniz'den Ege'ye Kıbrıs'tan Karabağ’a kadar verdiğimiz mücadelelerin hiçbirinde bir araya gelerek ülkeleri için destek bildirisi yayınladıklarını görmedik.

“ÜZÜNTÜYLE TAKİP ETTİK”

*Yine bunları FETÖ’cü hainlerin başlattıkları 15 Temmuz darbe girişimi ne karşı milletimizin yanında yer alırken de görmedik tam tersine imza sahibi amirallerden bazılarının geçmişten bugüne ülkemizin hak ve menfaatleri aleyhine medyada verdikleri demeçleri sergiledikleri duruşları üzüntüyle takip ettik.

*Tartışmanın sebebi kesinlikle ifade özgürlüğü meselesi değildir. Buradaki isimlerin bir kısmı aynı görüşleri çeşitli medya mecralarında ve siyasi zeminlerde uzun süredir dile getirmektedir.

“BUNUN ADINA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DİYEMEYİZ”

*Hiçbir isme medyadaki ve siyasi alandaki açıklamaları sebebiyle herhangi bir soruşturma açılmış veya benzeri işlem yapılmış değildir ancak geçmişi darbeler ve bildirilerle dolu bir ülkede bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez.

*Bunun adına ifade özgürlüğü diyemeyiz ifade özgürlüğü aksi halde diyerek başlayan ve ülkenin seçilmiş yönetimini darbeyle tehtid eden cümleleri de kesinlikle kapsamaz.

“SALDIRI OLARAK KABUL EDİLİR, AYNI MUAMELEYE MARUZ KALIR”

*Bu tarz ifadeler dünyanın her yerinde demokrasiye hukuk devletine milli iradenin üstünlüğüne saldırı olarak kabul edilir ve aynı şekilde muameleye maruz kalır.

*Yayınlanan bildirinin milletimiz nezdinde bu derece sert tepki görmesinin bir diğer sebebi de çok daha büyük bir kampanyanın parçası olarak algılanmış olmasıdır.

*Eski diplomatlardan, eski milletvekillerinden ülkemize karşı husumetleri ile bilinen sözde aydınlardan oluşan kimi kesimler bir süredir benzeri söylemlerle yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı hedef almaktadır.

*Üstelik bunların çoğu da ülkede dikilitaşı olmayan millete zerre faydası dokunmamış kişilerdir. Maalesef siyasetçilerimizden bazıları da bu kirli kampanyaya destek vererek adeta kendilerini inkar etmektedirler.

“KARŞI DURUŞ SERGİLEMELERİNİ BEKLERDİM”

*Bildiri yayınlanır yayınlanmaz tüm siyasetçilerin kararlı bir şekilde ve en yüksek seste karşı duruş sergilemelerini bu noktadaki duruşlarını güçlü bir şekilde beklerdim eğer böyle yapmış olsalardı bugün burada sadece milli iradeye verilen desteğe teşekkür için huzurlarınızda bulunacaktım.

*Ülkemizde yapılan tüm darbelerin vesayetin milli irade üzerinde kurduğu takım çabalarının hepsinin demokrasi karşıtı tüm bildirilerin özellikle arkasında yer alan bir zihniyet bu defa da safını aynı istikamette belirlemiştir.

*Girdiği her seçimde milletimizden gereken mesajı almış olmasına rağmen küçük örgütlü bir kesimin kontrolünden çıkmayı başaramayan ana muhalefet partisini bir kez daha demokrasiden yana tutum almaya çağırıyoruz.

“HADLERİNİ MİLLETİMİZLE BİRLİKTE GÖSTERECEĞİZ”

*Buna karşılık yapılan açıklamayı hak ettiği cevabı vererek milli iradeden yana tavır koyan tüm siyasi parti liderlerine ve temsilcilerine, yargı kurumlarına, üniversitelere illerimizdeki sivil toplum kuruluşlarına da ayrıca şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

*Her zamanki gibi bizim muhatabımız doğrudan milletimizdir bugün de yaşananların muhasebesini milletimizle birlikte yapmak, yol haritamızı milletimizde paylaşmak üzere bir araya geldik. Milletin seçtiği yönetimi tehdit etme cüretini gösterenlere hadlerini yine milletimizle birlikte göstereceğiz.

*Bazılarının yapılan işi bunda büyütülecek ne var diyerek küçümseme yoluna gittiklerini görüyoruz. Türkiye'de demokrasiye yönelik her saldırı bu tarz bildirilerin ardından gelmiştir. 27 Mayıs'ta merhum Menderes'e böyle yapmışlar, 12 Mart yönetimi yine bir bildiriyle müdahale etmiştir. 12 Eylül'den önceki hükümetleri aynı şekilde tehditle sindirmeye çalışmışlardır.

*28 Şubat'ta ülkenin meşru yönetimine bu pervasızlıkla saldırmışlardı. Kendi hükümetlerimiz döneminde ise bu tür girişimlere karşı en ağır tepkiyi ortaya koyduğumuz için gerisini getiremediler. 15 Temmuz gecesi silahlı darbe denediler ama milletimizin şanlı direnişi karşısında gün ağarırken kuyruklarını kıstırıp kaçmak mecburiyetinde kaldılar.

“GEREKEN HER TEDBİRİ UYGULAMA KARARLILIĞIMIZI ORTAYA KOYUYORUZ”

*Milli iradeye yönelik açık tehditler karşısında derhal ve en etkin şekilde tavır alınmadığı taktirde işin sonunun nereye varabileceğini milletimiz yakın tarihinden çok iyi biliyor. İşte bu sebeple yayınlanan bildiriyi özellikle dikkate alıp gereken her tedbiri uygulama kararlılığımızı ortaya koyuyoruz.

*Elbette bu meseleyi siyasi istismar aracı hale getirmek isteyenler çıkacaktır. Onlarla da sandıkta hesaplaşacağız. Milletimiz kimin demokrasinin ve hukuk devletinin yanında durduğunu, kimin darbecilerin ve vesayetçilerin koltuğun altına girdiğini görüyor.

*İnşallah 2023 seçimlerinde tüm bu Yaşananları milletimizin takdirine soracak istiklal ve istikbal yolunda verdiğimiz mücadelenin neticesini hep birlikte takip edeceğiz. Yapılan açıklamada iki temel iddia ortaya konmaktadır. Birincisi Montrö anlaşmasının tartışmaya açılmasıdır ikinci iddiaysa basınında ve sosyal medyada yer alan bazı görüntülerdir.

*Bilindiği gibi İstiklal savaşımızın ardından kimi konularla birlikte Boğazların statüsü ile ilgili sorunun çözümü de sonraki yıllara bırakılmıştı uzun görüşmelerin ardından ikinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde 1936 yılında bir kısmı da Boğazlarla doğrudan ilgisi olmayan kimi devletlerle Montrö sözleşmesini imzaladık.

“SÖZLEŞMEYE BAĞLILIĞIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”

*Hiç şüphesiz Boğazların kontrolünü uluslararası bir komisyon yerine pekçok sınırlamayla da olsa Türkiye bırakın bu sözleşme dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır imzalandı tarihten bugüne kadar boğazlarda bu sözleşmeye uygun olmayan pek çok tartışmalı hususla karşılaştığımız da bir gerçektir.

*Boğazlardaki gemi trafiğinin güvenliğini tehdit edecek veya ciddi vakit kayıplarına yol açacak düzeye ulaşmış olması da meselenin ayrı bir boyutudur. Her şeye rağmen Montrö'nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor ve daha iyisi için imkan bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim