• BIST 10276.88
  • Altın 2390.367
  • Dolar 32.335
  • Euro 34.7427
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 9 °C
  • İzmir 14 °C

Hesap ver Mozambik!

Servet Avcı

Kiminle problemi varsa onların dinlendiğini iddia ediyor Başbakan... Meselâ muhalefetin iki büyük partisiyle ilgili dinlenme iddialarını sıkça gündeme getirmiş, onlara adeta ‘rehin’muamelesi yapmıştı... Elbette buradaki amaçlardan birisi iki partinin muhalefetini değersizleştirmek ve ‘güdümlü’havasına sokmaktı...
Sonra aynı iddiayı Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı için de tekrarladı... Abdullah Gül’ün bu konudaki ‘diplomatça’ itirazlarına rağmen ısrar etti... Bu sözler hem ‘düşman’ın ne kadar büyük bir organizasyona sahip olduğunu vurgulayarak, sözde darbenin şiddetini ispatlamaya hem de bu iki kurumu ‘örtülü’ ikaza, hatta hizada tutmaya yarıyordu... Ülkenin temel meseleleriyle ilgili bu iki kurumdan hükûmetle farklı bir görüş serdedilse yapılacak tespit belliydi: Çünkü onlar dinleniyordu ve şantajla böyle davranmaya itilmişlerdi!.. 
Ülkenin en önemli kurumlarının etrafında oluşturulmuş bu şaibe bulutu Başbakan Erdoğan’ın ifadelerinden çıkan sonuca bakarsak Anayasa Mahkemesi’ni de kuşatmış durumda... Başbakan’a göre ‘düşmanlarımız’Anayasa Mahkemesi’ni de aralıksız dinliyor... Görevi ‘engellemek’ olan bir Başbakan bu zaafı niye açıklar, onun üzerinde düşünmek lâzım... Klasikleşmiş deyimle ‘zamanlama mânidar’ değil mi? 
Amaç aslında belli: Hükûmetin keyfi uygulamalarına halen direnme kapasitesi olan tek kurum Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tartışmalı hâle getirmek, şantaj sonucu çıkmış olabileceği imajını pekiştirmek... Öyle ya, dinlenenler ve sırlarını başkalarına kaptıranlar ‘adil’ olamazlar, ‘hukukî’ davranamazlar, kendilerine dayatılana göre hareket ederler!.. Son kararlarıyla zaten hükûmetin hedefi hâline gelen mahkemenin, bundan sonra MİT kanunu ve çıkması durumunda ‘dar bölgeli’ seçim sistemiyle ilgili şimdiden markaj altına alınması, aksi durumda yaftalanacak damganın hazırlanması, bir strateji sonucu... Kanunlar Anayasa’ya aykırı bulunmazsa mesele yok, eğer Anayasa’ya aykırılığı gerekçesiyle iptal edilirse zihinlerimize yazılan kod harekete geçecek: Bunlar zaten dinleniyordu, bir anlamda ‘rehin’di, karar kesinlikle siyasete darbedir!..
Dinleniyor olmak ve sırları ele vermek, elbette her kararı ‘bağımsız’olmaktan çıkarır, tartışmaya açar... Bu durumda Türkiye’de kendisi ve çevresi en çok dinlenen ve kayıt altına alınan kişi Başbakan Erdoğan olduğuna göre, kararları en fazla tartışılması ve ‘bağımsızlıktan uzak’bulunması gereken kişi bizzat Başbakan değil mi? Başka kişi ve kurumları bu anlamda ‘rehin’olmakla suçlayan veya ima eden kişiye ‘en büyük rehin’in kim olduğunu kim soracak?
Bir de işin ‘idari’ boyutu var... Diyelim ki, bu kurumların hepsi gerçekten dinleniyor... Bu durumda ülkenin Başbakanı, tedbir alması gereken kişi midir, yoksa şayiaları medya yoluyla halka duyurma sorumlusu mudur? Devletin en üst yargı kurumunun bütün iletişimi ülke düşmanları tarafından dinlenip kayıt altına alınıyorsa, Başbakan’a düşen bunu engellemek midir, yoksa bir yandan sızlanır gibi görünüp, diğer yandan mahkemenin kararlarını itibarsızlaştırmak mıdır? Şu ana kadar Alman Cumhurbaşkanı’nın da ‘aynı düşman’tarafından dinleniyor olduğunun açıklanmaması ilginç tabii!..
Eğer Anayasa Mahkemesi ve üyeleri tek tek dinleniyorsa bu çok ciddi bir zaaftır... Ve elbette bu zaafın sorumlusu Çankaya Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü olmadığı gibi bu delik deşikliği ortadan kaldıracak olan kurum da Çankaya Güzelleştirme Derneği değildir... Sizin aslî göreviniz bu kurumların aynı zamanda iletişim güvenliğini sağlamak iken, ‘defo’lu olduklarını ima ederek onların kararlarını tartışmaya açmak çok tuhaf bir çelişki... 
Her yerden kesintisiz ‘mağduriyet’ çıkarmak tekniği, hükûmetin üzerine düşen esas sorumluluğu örtmeye yarıyor galiba... Bu ‘mağduriyet’ ne bitmez tükenmez bir madenmiş böyle, kimse bunlara 12 yıldır tek başına hükûmet olduklarını ve varsa bütün kanunsuzluklardan dolayı eziklik hissetmeleri gereken tarafın kendileri olmaları gerektiğini bile hatırlatamıyor... Ya da hatırlatmak isteyenlerin sesleri, onların ağlama sesleri tarafından öyle bir bastırılıyor ki insan evlâdı olanın acıyası geliyor!.. 
Ülkenin bütün kurumları dinleniyorsa, bu acizliğin hesabını sormak için Mozambik hükûmetine nota mı vermeliyiz yoksa? 

 

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim