• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 19 °C

Yavşaklar, Uşaklar ve Zift Sendikalar…

Hasan Ulusoy

Sendika kelimesi öteden beri zihnimde çözümsüz muammadır.

Nedir sendika?

Lügat manasına bakıyorum..

Sendika; İşçilerin veya işverenlerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürelkonular bakımından çıkarlarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birlik.

*

Hadi beee…

Demek geliyor içimizden…

Sendika iktidara ya payanda, ya da işçi konularının dışında muhalefet için kurulan STK grubunda adlandırılan bir kuruluştur..

*

Uzun yıllar kamuda çalışmış…

Ve MKE gibi bir kurumun bulunduğu –bir zamanların- işçi memleketinde yaşamış biri olarak bu tespiti yapıyorum. İktidarın ilk işi, ya bir yeni sendika kurmak, ya da mevcutların birini hakimiyeti alanına almaktır.

*

İşçiler ise, işveren karşısında dirayeti değil, iktidara payandalık yapan taklacıları tercih eder her nedense… Bu belki dünyada az görülen veya görülmeyen bir haslettir.

Kendisini sürü gören bir anlayışın temsilcilerine itibar eden işçiler belki sadece bizde vardır.

*

Bunun sosyal sebeplerine bakmak sosyologların özel ilgisini gerektirir. Ama esas altında yatan, fakirleştirilmenin, sömürülmeye açık alan bırakmanın ve cesaretini yitirmenin verdiği mecburiyettir. İş bulmak kolay değilse, öğretmen olan gençlerin madende asgari ücrete çalışmak için torpil, tavassut aramaları hayatın gerçeğidir.

*

Kapitalizmin iki tipi vardır…

Birisi efendileştirilmek üzere yetişen yavşaklar…

Öteki kanı emilmek üzere uyuşturulan uşaklar…

*

Allah’tan korkun…

İşçilerden aldığınız paralarla servetlerinizin hesabını şaşırırken…

İşçilerin çalışma şartlarını görmeyecek kadar kör olmayın…

Şerefini bilen sendikacı, aidatıyla sefa sürdüğü işçilerin hakkını korumak için çırpınır…

*

Sarı sendikacılardan bahsederdik..

Şimdi sarıyı, yeşili unutturan çıfıt hissiyatlı zift sendikacılık devri başladı…

Keşke 201 kişinin şahadetine sebep olan ocağa bir tek şerefli sendikacı inebilseydi…

İşçileri dinleseydi ve kusurlarını mertçe açıklayıp namert listesinden adını sildirmeyi deneseydi..

Sonra o ocağın kapısında tomalara, polislere ve her zorluğa karşı ölümüne mücadeleye girseydi..

301 kişinin vebalinden kurtaran şerefli bir hayatın timsali olurdu…

*

Ve şimdi…

Utanmazların tekmelerine muhatap etti işçileri…

Başvekilin yumruklarına muhatap etti acıların ezdiği insanları…

Sahte münafık fetvaların eşliğinde teselliye mahkum olan binlerce insan yarın yine indirilecek dehlizlere…

Ama ne yönetenler ne de işçileri temsil eden sendikalar istifini bozacak..

Hatta, 17 ağustos depreminden sonra her zeminde boy veren binalar gibi, bu tip ocaklar çoğalacak, yavşaklar beslenecek…

Yine yavşaklar işçilerin bedenine konacak, sendikaların uyutmasıyla kanları emilecek…

Sen de milli vicdanınla övün ey büyük millet…

Yorumlar
Emine Şahmaran
22 Mayıs 2014 Perşembe 19:51
19:51
İlk defa sendikacılığın onurlu bir tenkidini görüyorum. Müptelayım yazılarınıza. Lütfen sürekli yazın efendim. saygılarımla
88.226.80.204
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim