• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 19 °C

Denktaş’ı Uğurlarken

Hasan Ulusoy

Dava adamı olmak, adam olmaktan başlar…

Adam gibi inanır, inancında karar kılar…

Hedefini belirler ve adamlığın bütün vasıflarıyla birlikte yola çıkar.

Çıkış o çıkıştır, Kadir süresinde Rab’bımın ruhları kastederek “iner de iner” dediği gibi; gider de gider.

*

Artık O tek sorumluluğu ve hesabı bir makamın sahibine arz edecektir.

O makamın sahibi ise imandan, fikirden önce mert olmayı ister.

Davanın zemini mertlik üzerine imar edilen iman, fikir ve azimdir.

Bu yüzden etrafın velvelesine kulakları kapalıdır.

O’nu ilgilendiren ahdidir, hedefidir, idealidir, ülküsüdür.

*

Hedefinin uzaklığı dermanıdır.

Pespayelerde olmayan bir vasıftır bu.

Hiçbir zaman endişe duymaz, korku duymaz, yalnızlık hesabına girmez ve dünyalıklara tenezzül etmez.

Yolda karşısına çıkan hedef benzerliklerine aldanmaz, o benzerine değil, aslına yürü hep…

*

Onun dönmesini ister yanındakiler.

Ona güç veren hedefin uzaklığı yanındakilerine korku körükler ve dönmesini isterler..

Uzağa gitmeden yakınlarda da hedefe benzer şeylerin olduğuna ikna etmeye uğraşırlar.

Menfaat uzatırlar, terk edeceklerini söylerler…

O aldırmaz “Bir elime güneşi bir elime de ayı verseniz yine dönmem” diyen bir nurun ışığı vardır onda…

*

Bazen etrafı kalabalık olur, bu onu fazla da sevindirmez.

Bazen kalabalıklar kül bulutu gibi kaybolur, bu onu fazlaca üzmez.

Bilir ki bu yol çetindir, her çıkan serden geçemez, o yüreğe sahip olmaya bilir, nefsine uyabilir; hatta gidenlere darılmaz bile…

O, o yola çıkarken ne yanındaki vefasızların himmetine, ne de yoldaki azabın ebadına bakmıştır.

Yolu yol eden değerler ve gösteren vardır sadece onun için.

*

Günübirlik işere bakmaz o.

Modalarla alakası olmaz.

Salaksın, akılsızsın, delisin, diyen ağızların kınamasına aldırmaz.

Bilir ki, sevdanın temelinde teslim edilen akıl sadece bir yere bakar, her yeri ve her şeyi terk eder, bu onun tabiatındandır.

*

Öyle aşılmaz sarplıklar çıkar ki, onu marazlı biri görürler…

Terk ederler ve dertler içerisinde kendi başına bırakırlar.

O orada Eyup’dur artık…

Ateşin içine doğru sallayıp atarlar; o orada İbrahim’dir.

Zulme baş eğmesini, biatini isterler, uymayınca ölüm gösterilir.

O her şeyini sırtlar şerefsiz bir biat yerine şerefli bir ölümü seçer; o Hüseyin’dir artık.

*

Çünkü o vaadinin, ahdinin ve hedefinin adamı, hak bildiği yolun yolcusudur.

O dava adamıdır.

Yol kırıklarına, yol sapmalarına, yolunu terk etmeye ne karakteri, ne imanı ne de imkânı vardır.

Bu vasıflara sahip birkaç dava adamı tanıdım.

O yiğitlere sağlığında azap verenler bile öldüğünde tabutuna yalakalık yapmayı şeref sayarlar.

Merhum Osman Bölükbaşı’nın dediği gibi  “Kâfir diye öldürürler şehit diye namazını kılarlar”

Elbette onlar gökteki yıldızlar gibidir, uyan kurtulur, uymayan kaybolur.

Yorumlar
kemal yarenlik
02 Şubat 2012 Perşembe 17:10
yabancılaşıyoruz
Sayın yazar yazınızı okuyunca çok duygulandım. Biz bizim olan her şeye yabancılaşırken liderlerimizi deunutuyotuz. Karşımıza çlıkarılan küresel güçlerin sundukları zirzoplara lider demeye meahkum olacağız bu gidişlw. saygılarımla efendim
88.248.10.134
25 Ocak 2012 Çarşamba 15:17
lider olmak
Hasan bey liderler az yetişir. Dava adamları sayısı gittikçe azalıyor. sonumuız hayrola deaygılsr
81.215.13.221
Emine Sevinç
20 Ocak 2012 Cuma 20:30
işte buuuu
Yalakalar, menfaatçiler her dönemin adamlarından dava adamı olmaz. Haklısınız sayın yazar saygılar.
78.167.169.251
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim