Norveç’in Svalbard Adası’na yapılan Kıyamet Ambarı, yeryüzündeki tüm bitkilerin tohumları saklanıyor. İçinde "eğer kıyamet koparsa" diye dünyadaki tüm tohumlar var. Bitkisel bir "Nuh'un Gemisi" denilebilir buna.
Norveç’in Svalbard Adası’na yapılan Kıyamet Ambarı, yeryüzündeki tüm bitkilerin tohumları saklanıyor. İçinde "eğer kıyamet koparsa" diye dünyadaki tüm tohumlar var. Bitkisel bir "Nuh'un Gemisi" denilebilir buna.
Norveç’in kuzeyindeki Spitsbergen Adası'nda, buzullar arasında dev gibi bir dağın 130 metre altında inşa edilen ve 9 milyon dolara mal olan 'Svalbard Küresel Tohum Deposu', Mart 2008'den beri faaliyet gösteriyor.
Duvarları nükleer bombalara bile dayanıklı olarak inşa edilen bu ambarda, dünyada nükleer bir savaş, küresel ısınma gibi herhangi bir felaketin ardından geride kalabilen insanlığın soyunu devam ettirebilmesi için, dünyanın dört bir yanından gelen yaklaşık 4 milyon farklı tohum saklanıyor.
Projenin arkasındaki beyin ve Küresel Ürün Çeşitliliği Merkez (GDTC) yöneticisi Cary Fowler ambarın önemini şöyle açıklıyor:
"Küresel tohum deposu, tarımsal çeşitliliğimizin yok olmasına engel olmak için, en son savunma hattı. Gerçek şu ki; insanlar, dinazorların soyunun tükendiğinden haberdar, ancak ne yazık ki pek çok kimse, tarımsal ürün çeşitliliğinde kitlesel bir yok oluş ile karşı karşıya kaldığımızın farkında bile değil. Depolanan ürün çeşitliliği, besin ihtiyacımızın karşılanması açısından hayati önem taşıyor. Bizim bu depoya ihtiyacımız var. Çünkü tarımın, iklim değişimine, zararlı böceklere, hastalıklara, kuraklığa karşı adaptasyonunu sağlamak ve çiftçilere yardım elini uzatmak zorundayız."
Amerikalı araştırmacı-gazeteci F. William Engdahl'ın ise bu proje ile ilgili dehşet verici şüpheleri var. Engdahl, ilk baskısı 2007'de yapılan, Nisan 2009'da Türkçe'ye de çevrilen "ÖLÜM TOHUMLARI/ Kalıtımın Değiştirilmesinin Arkasındaki Karanlık Oyunlar" adlı kitabında Norveç'in kuzeyindeki Spitsbergen Adası'nın buzlaşmış kayalıklarının altında "dünyayı ekonomik ve genetik olarak ele geçirme planları"nın yattığını iddia ediyor.
Kulağa tam bir bilim kurgu senaryosu gibi gelse de, yapılan bu hummalı çalışma küresel ısınmanın korkulan etkilerinin hiçte uzak olmadığını hatta tahmin edilenden daha yakın bir sürede olabileceğini gösterir nitelikte...




İSTANBUL HABER AJANSI















































