28 ŞUBAT BENZERİ İKTİDAR UYGULAMALARI FACİAYI GETİRDİ
Güleçyüz yaşanan bu hadiselerin 28 Şubat benzeri hukuksuz uygulamalar olduğunu düşündüklerini belirterek, “Yer yer 28 Şubat’ı hatırlatır boyutlara ulaşan keyfî ve hukuksuz uygulamalar gündemde. Dahası bunların bir kısmı, o dönemde başlatılıp da arkası getirilemeyen ve yarım bırakılan bir kısım operasyonların, iktidardaki “dindar” kadrolar eliyle sürdürülen devamı niteliğinde. Onun için, peş peşe gelen kuraklık, don, maden faciası, deprem ve sel... gibi felâketlerin, bütün bunlardan bağımsız olarak meydana gelmiş “tesadüfî” hadiseler olmadığına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
17 AĞUSTOS VE SOMA FACİASI DA İLAHİ İKAZDI
Güleçyüz, son yaşanan deprem hadisesini hatırlatarak, “Biz bu hadiseye de “yeni bir İlâhî ikaz” olarak bakıyor ve bu ikazı davet eden manevî sebeplerin çok daha dikkatli bir şekilde tahlil edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tıpkı 17 Ağustos 1999 depremi ve 13 Mayıs Soma maden faciası gibi...” dedi…
ALLAH İZAN VE BASİRET VERSİN
Güleçyüz yazısının devamında, “Bu istikamette yaptığımız yorumların iktidara yakın çevrelerde-—15 yıl önce 28 Şubatçıların sergilediğine benzeyen—alerjik reaksiyonları tetiklemiş olmasını da çok manidar buluyoruz. Ne diyelim; Allah iz’an ve basiret versin” sözleriyle “ilahi ikaz” yorumlarına oldukça öfkelenen ve tepki gösteren başta Başbakan olmak üzere AK Parti yanlılarına göndermede bulundu.
ZAVALLILARA SADECE ACIYORUZ
Güleçyüz önceki gün de "Yeni Asya'dan Size" adlı köşede Yeni Asya camiasını bu bakımdan eleştiren iktidar yanlılarına çok sert bir mesaj yayınlamıştı. Zorunlu not olarak düşülen mesajda şu ifadeler kullanılmıştı: "Zorunlu bir not
Hiç arzu etmediğimiz halde, artık koymak zorunda kaldığımız bir not:
Yakalandıkları iktidar bağımlılığı virüsü ile sanal ortamın izbe çöplüklerinde debelenirken, sırf kendileriyle aynı siyasî frekansta yer almadığımız için, aradaki bütün kardeşlik hukukunu hiçe sayarak, son derece bayağı, çirkef ve seviyesiz üslûplarla Yeni Asya’ya çamur atmayı yegâne meşgaleleri haline getiren zavallılara sadece acıyor, “Allah ıslah eylesin” diyor, başka da birşey demiyoruz..."
Yeni Asya Gazetesi depremden bir sonraki gün de konuyu benzer bir şekilde yorumlayan bir manşetle çıkmıştı. “İkazlar devam ediyor” şeklinde başlık atan gazete, “Musibetler ilahi birer ihtar ve ikazdır”, “Hiçbir şey tesadüfi değildir” ve “Risale-i Nur’a ilişmeyiniz” mesajları verirken, yaşadığımız facia ve musibetler, iktidarın hukuksuz uygulama ve zulümleri ile Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur Külliyat’ına bizzat iktidar tarafından basım yasağı getirilip yayınevlerine bandrol verilmemesiyle doğrudan ilişkilendirilmişti.
