İşte Davutoğlu'nun sözlerinden satır başları:
Sultan Selim'in yanında bir Kürt İdris-i Bitlisi ile Türk Fatih Paşa elele verdiler. Her birimiz Fatih Paşa, her birimiz İdris-i Bitlisi'yiz.
400 yıl biz doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelen tehdite karşı birleştirdik. Haçlılardan, Moğollardan sonra bu kez de sömürgeciler devreye girdi. O günden bugüne Mardin'in, Diyarbakır'ın, İstanbul'un birleştirici ruhu sömürgecilerin parçalayıcı ruhuna karşı dimdik ayaktadır.
OSMANLI'YI PARÇALAYIP, ŞEHİRLERİ, DAĞLARI AYIRDILAR
Kut'ül Amara'da yenilenler kapalı kapılar ardından Osmanlı'yı nasıl parçalarız diye planladılar ve şehirleri, nehirleri, vadileri, dağları insanları birbirinden ayırdılar (Osmanlı topraklarını birbirinden ayıran, İngiliz- Fransız anlaşması).
YA SKYES-PİCOT KAZANACAK, YA KUT'ÜL AMARE
Bütün bunların arkasından Anadolu'yu Mezopotamya'dan koparmak, Dicle'yi Sakarya'dan ayırmak vardı.Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir ulus devlet, sıradan nevzuhur etmiş bir devlet değildir. Millet-i İbrahim'in, Sultan Alparslan'ın, Selahaddin Eyyubi'nin ruhunun bir devletidir. Şimdi ya Kut'ül Amâre kazanacak, ya Sykes-Picot kazanacak..
Tehditçi, kadim medeniyetimize savaş açan PKK ve arkasındaki zihniyettir. Kendisinden başkasına tahammülü olmayan, parçalayıcı ve bölücü bir anlayış. İslam medeniyetinin bütün birikimini atlayıp, bir başka çerçevede şekillenen bir anlayış.