Dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in başdanışmanı Hüseyin Kocabıyık, Gümrük Birliği konusunda Başbakan Tansu Çiller'in tehdit edildiğini, Koç Grubu tarafından Çiller'in açıkça uyarıldığını söyledi.
Bugüne kadar 28 Şubat'ın genelde siyasi yönüne vurgu yapan haberler yapıldı. Star'a röportaj veren Hüseyin Kocabıyık ise siyasi yönünün yanısıra 28 Şubat'ın ekonomik yönünü de deşifre etti.
Refahyol hükümetinin ekonomik anlamda iki icraatının İstanbul sermayesini rahatsız ettiğine dikkat çeken Kocabıyık, bunun "finansal havuz sistemi ve bedelsiz ithalat uygulamaları olduğunu kaydeti.
Kocabıyık bu konuda şunları söyledi;
İSTANBUL SERMAYESİNİ RAHATSIZ EDEN İKİ UYGULAMA
1) Büyük sermayenin en büyük geliri faizdi ve hükümet bu faiz düzenini bozacak bir havuz sistemi geliştirdi. Oligarşik sermaye inanılmaz derecede rahatsız oldu bundan. Düşünün, büyük holdingler gelirlerinin neredeyse yüzde 80’ini faizden elde ediyorlardı, devlete durmadan yüksek faizle para satıyorlardı. Hükümet havuz sistemi ile buna engel oldu. 2) Hükümet, bedelsiz ithalat diye bir şey çıkardı ve Türk halkına daha ucuza, daha sağlam ve daha kaliteli, konforlu bir otomobile binebileceklerini gösterdi. Bu da çok önemliydi. Cumhuriyet tarihi boyunca yüksek gümrük duvarlarıyla kendisini koruyan ve halka teneke satan çevreler bundan çok rahatsız oldu. Buradan kendileri için bir beka sorunu çıkardılar.
"İrtica" söyleminin 28 Şubat'ta silahlı soygunu perdelemek için icat edildiğini belirten Hüseyin Kocabıyık, Çiller'in Gümrük Birliği nedeniyle tehdit edildiğini açıkladı.
İşte röportajdan o bölüm;
Ve irticanın da pompalanan bir şey olduğunu gördü.
İrticanın da yapılan bu soygunu perdelemek için öne çıkarılan bir şey olduğunu gördü. Fonda irtica ve laiklik tehlikede sembolü müziği çalıyor ve Türkiye’deki oligarşik yapı korkunç bir faiz düzeniyle devlet hazinesini soyuyor, resmen. Tansu Hanım bunu gördü. O yüzden 94 krizinden sonra ağırlıklı olarak faiz düzeninin değişmesi için bazı kararlar aldı, ilk tepkiyi buradan çekti zaten. Ondan sonra Avrupa Birliği ve özellikle Gümrük Birliği meselesine ağırlık verdi. Nitekim büyük sermaye Gümrük Birliği işinden çok rahatsız oldu. Tansu Hanım tehdit ettiler. Açıkça söyleyebilirim. Koç Grubu Tansu Hanım’ı bu konuda açıkça uyardı.
Nasıl uyardı?
“Türkiye’yi Gümrük Birliği’ne sokarsanız yerli sanayi çöker” dendi. Tansu Hanım da buna karşılık “Hayır, demokrasinin de Türkiye’nin de gelişmesi buna bağlı. Serbest piyasa üzerinde rekabet ortamını kuramazsak Türkiye bir adım ileriye gidemez” dedi, bu fikri savunuyordu. Nitekim bana göre, 28 Şubat’ın sebebi de buradan türedi.
Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne girişiyle özellikle İstanbul medyası ve büyük sermayenin Tansu Hanım’a aleni düşmanlığının başlangıç tarihi nerdeyse aynıdır.
İSTANBUL HABER AJANSI
