Yapılan açıklamada “İnsanlığın ortak değerleri ve kazanılmış tecrübelerini daima göz önünde tutacağız. Bu vesileyle dar günde Türkiye’den ve dünyadan desteklerini ve yapıcı eleştirilerini esirgemeyen demokrat camiaya, meslektaşlarımıza, fikir ve gönül erbabına, dualarıyla istikametimizi güçlendiren okuyucularımıza şükranlarımızı ifade etmekten zevk duyuyoruz. Gün, cesaretle demokrasi, hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğüne sahip çıkma günüdür. Söz: Demokrasiden dönüş yok!” ifadelerine yer verildi.
Zaman gazetesinden yapılan duyuru (21 Aralık 2014) şöyle:
Demokrasiden dönüş olamaz!
Basın özgürlüğü, basın çalışanlarının özgürlüğünden ibaret değildir; bütün toplumun haber alma özgürlüğüdür. Yaşama hakkı başta olmak üzere diğer temel hakların da öncülü durumundadır.
Köşe yazıları, haberler ve dizi senaryolarının silahlı terör örgütü suçlaması için delil sayıldığı; taraftar gruplarının darbeci diye yargılandığı, hukuk hatırlatması yapan işadamlarının hain diye damgalandığı, dünya çapında bir barış, eğitim ve diyalog hareketinin terörle yaftalandığı, farklı kesimlerden aydınların baskıyla susturulduğu, siyasi partilerin etkinlik yapmak için salon bulamadığı bir ülkede evrensel insan haklarından söz edilemez. Bu şartlarda farklı düşünen herkes tehdit altındadır.
Zaman Gazetesi, kurumsal kimliğine yönelmiş bu ağır saldırıyı, bu sebeple çoğulcu demokrasinin kalbine yöneltilmiş bilinçli bir baskı olarak görüyor.
Gazetemizin yaklaşımı, ilk sayısından bu yana değişmedi ve hiç değişmeyecek: Mücadelemiz, evrensel demokratik değer ve kurumları inanç ve kararlılıkla savunmaktır.
Çoğulcu demokrasinin temel kurum ve kavramlarını, ‘akıl ve dinin hoş ve uygun gördüğü’ bir anlam kapsamında “Ma’ruf” kavramı çerçevesinde değerlendiriyoruz. İnsanın doğuştan kazandığı temel haklar başta olmak üzere hukuk devletini, güçler ayrılığı ve dengesini, basın hürriyetini, kamu yönetiminin kamuoyuna karşı şeffaf şekilde hesap verebilirliğini, adil yargılanma hakkını, söz söyleme, inanç ve fikir özgürlüğünü bütün insanlık için fakat özellikle Müslüman toplumlar için vazgeçilmez derecede önemli ve gerekli görüyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini de baştan beri bu anlayışla destekliyoruz. Bugün yaşadığımız demokrasi ve hukuk bunalımının nedenini de iktidarın bu çizgiyi terk ederek otoriter bir anlayışa savrulması olarak görüyoruz.
Türkiye’yi nefes alamaz hale getiren ağır hukuksuzluklar, sadece gazetemize değil bütün renkleri, inançları, etnik kimlikleri ve siyasal farklılıklarıyla ‘bir arada barış içinde yaşama hakkımıza’ yönelmiştir.
Evrensel demokratik değerleri paylaşan bütün çevrelerle dayanışma halindeyiz. Özellikle geçmişe yönelik yayınlarımız konusunda etkili ve sahici bir kritik yapıyor, yapıcı tüm eleştirilerden de istifade ediyoruz.
İnsanlığın ortak değerleri ve kazanılmış tecrübelerini daima göz önünde tutacağız. Bu vesileyle dar günde Türkiye’den ve dünyadan desteklerini ve yapıcı eleştirilerini esirgemeyen demokrat camiaya, meslektaşlarımıza, fikir ve gönül erbabına, dualarıyla istikametimizi güçlendiren okuyucularımıza şükranlarımızı ifade etmekten zevk duyuyoruz. Gün, cesaretle demokrasi, hukukun üstünlüğü ve medya özgürlüğüne sahip çıkma günüdür.
Söz: Demokrasiden dönüş yok!
