• BIST 9878.43
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C
  • İzmir 22 °C

Yıldız: Bu doğal afet değil, kusur var

Yıldız: Bu doğal afet değil, kusur var
Başbakan'ın "fıtrat" açıklamasına aykırı beyanatta bulunan Yıldız maden kazalarının doğal afet olmadığını dolayısıyla kesinlikle kusur olduğunu ifade etti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız TBMM Genel Kurulu'na hitap etti. Soma faciasıyla ilgili konuşan Bakan Yıldız, Soma faciasının doğal bir afet olmadığını dolayısıyla burada bir kusur olduğunun tartışmasız olduğunu vurguladı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Soma'daki konuşmasında bu kazanın madenciliğin "fıtratında" olduğunu söylemişti. Ancak Taner Yıldız Meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada Başbakan'ın bu yaklaşımına katılmadı. Yıldız, "Eğer bir afet doğal afet değilse orada kusur vardır. Doğal afetse oradaki kusur tartışılır. Ama buradaki kusur tartışılmaz. Bunun paydaşları kim ve hangi kuruluş olursa olsun yapacağımız çalışmaya itimad etmenizi isterim. Çünkü burada insani, siyasi, adli, hukuki, teknik denetimler açısından bu konunun irdelenmesi lazım" diyerek hesap sorulacağından kimsenin tereddütü olmaması gerektiğini kaydetti. 

FARUK ÇELİK'LE SORUMLULUK POLEMİĞİ

Öte yandan Soma'da 300'den fazla işçinin hayatını kaybettiği maden faciası, AK Parti hükümetinde de "sorumluluk polemiğine" yol açtı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "madenlerde sorumluluk enerji bakanlığında" açıklamasını yaparken, Enerji Bakanı Taner Yıldız TBMM kürsüsünden yanıtladı;

"Doğal afet dışında yaşanan kazada sadece işletmelerin değil, Enerji Bakanlığı'nın da Çalışma Bakanlığı'nın da konuyla ilgili görev yapan kurumların da sorumluluğu vardır."

Taner Yıldız'ın konuşmasından satır başları

Kaza ocağa temiz hava taşıyan ana galeride meydana geldiği için karbonmonoksit zehirlenmesi bütün ocağı kapladı. Temiz hava kirlenerek üretim yerlerine ulaştı ve çalışanları etkisi altına aldı. 

 

363 kardeşimiz behemehal kurtarıldı. Bir çok konu kriz merkezinin gündemindeydi. 

Krizin doğru yönetilmesinin en önemli gerekçelerinden bir tanesi koordinasyonun tek yerden yapılmasıdır. Bu konuda AK Parti ve bütün muhalefet partileri bu konuya son derece nezaket gösterdiler ve krizin doğru yönetilmesine katkı koydular. 

Çok büyük bir kriz, çok ciddi bir sıkıntı, derin bir üzüntü ve derinden yaralayan bir kaza oldu. 

Cumartesi günü çalışmalar nihayetlendi. Toplam 486 işçi kurtarılmış oldu. 301 işçimiz de hayatını kaybetti. 

Acıyı ortakça paylaştık. Bu acının siyaset üstü olduğunu hep beraber inandık. Sendikalar, vakıflar dernekler, sanat spor ve basın dünyasının temsilcileri de oradaydılar. 

Bütün STK'lara teşekkür ediyorum.

Eğer bir afet doğal afet değilse orada kusur vardır. Doğal afetse oradaki kusur tartışılır. Ama buradaki kusur tartışılmaz. Bunun paydaşları kim ve hangi kuruluş olursa olsun yapacağımız çalışmaya itimad etmenizi isterim. Çünkü burada insani, siyasi, adli, hukuki, teknik denetimler açısından bu konunun irdelenmesi lazım. 

Bunların her birinin enine boyuna irdeleneceğinden şüpheniz olmasın.

Üretim faaliyetleri o ocakta durdu. Maden ocağı çok canlı bir işletme. Maden ocakları karbondioksit üreten, için için yanan dinamik canlı bir varlıktır. Buraların üretiminin durdurulması ile ocağın kapatılması ayrı şeylerdir. Zonguldaktaki kömürün ana odağında metan varken, burada ise kızışma var. Kömürün için için yanması var. Böyle bir karakteristiği var. Oradaki hava dolaşımı aynı insan dolaşımındaki kalpten çıkan kirli kanın tekrar rafine dilerek temiz olarak verilmesi gibidir. Temiz ve kirli havanın karıştığı beraber yürüdüğü bir alan vardır. Burada sıkıntı temiz hava yoluna karbonmonoksit gelmesidir. Bütün vücuda kirli hava vermek gibi olmuştur. 

Bu işin odağında rödovansla işletmecilik yapan özel sektör vardır, sorumlulukta tek başına değildir. Rödovans işletmeciliği yapan TKİ ve nezaret eden teknik ve daimi nezaretçilerden tutun, ruhsat sahibine varan Enerji bakanlığı ve Çalışma bakanlğımızın içinde bulunduğu bir sorumluluk alanıdır. 

Bu kaza bir tehdittir. Şimdiye kadar yaptığımız bütün denetim ve soruşturmaların ötesinde ayrı bir boyut getirmek zorunayız. Bu kazanın olmasını kimse istemez. Şu ana kadar yapılan denetimleri sayfalar dolusu bana verdiler. Ama bu kaza olduğuna göre farklı bir şeyler var. Bunların hepsi yargıya intikal edecek. O yüzden detaya girmiyoruz. İşin başından beri bu kazanın gerekçesiyle alakalı son derece temkinli konuştum. Kazanın gerekçeleri nereden çıktığı idari ve adli soruşturmayla ortaya çıkacak.

İdari soruşturmada ruhsat sahibinin yaptığı rödovans ve sözleşmelerden tutun, adli konularda bütün burada yapılacak olan cezai işlemlere varıncaya kadar biz çaışma bakanlığıyla aramızda acaba bir çalışmalarda çakışma düplikasyon var mı, yapmadığmız iişler nelerdir 70'e yakın kalem üzerinde çok farklı denetimlerle geliyoruz. 

Bir maden kazasının çok ciddi bir haber niteliği var. Edirne'den Kars'a kadar hepimizi etkileyen bir hafta geçirdik. Ama bizi bununla alakalı yaptığımız bütün denetimlerin üzerine bazı şeyler daha eklememiz gerekiyor. Bu işin hukuki yanında maddi manevi tazminatlar olacaktır. Adli soruşturmalarda cezai uygulamalar olacaktır. İdari soruşturmalarda ruhsat bağları ve bununla alakalı korelasyonlar olacaktır. Sözleşmelerin cezai sorumlulukla alakalı bağlantısı adalet tarafından da takip edilmektedir. Burada sayın Başbakanın da açıkladığı gibi şehit yakınlarıyla yapılacak çalışmaları Aile bakanlığımız yürütecek. 

Bizim özellikle bu işleri yaparken orada sosyal medyada geçen ve her birimizin söylemekte dahi mahçup olacağı konular işlenmiştir. Detaya girmiyorum. Ama anında oradaki hizmetlerin yapılıyor olması ve çalışmalarda daha farklı yaklaşımların sunulacağını söylememiz lazım. 

Kaza olduktan sonra yapılacaklar ayrıdır, herhangi bir parlama yangın metan gazının galeriye verilmesini önleyecek çalışmalar ayrıdır. Şu anda bunla alakalı dünya örnekleri inceleniyor. Bizim karşılaşacağımız bir sürpriz var mı atladığımız nokta var mı? Bütün denetimlerden sonra işletmeye refakat konusunda mı bir atlama var herşey enine boyuna ortaya çıkacak. 

Basının huzurunda da söyledim 301 canımızı kaybettik. Bununla alakalı ne dünya ne de ahiret vebalini hiçbirimiz omzuna almaz. Almaması da lazım. Onların 500'e yakın çocukları var. Onların eğitimi ile alakalı sonuna kadar takipçisi olacağımız söylemek istiyorum. Onların sıkıntılarını hafifletecek, devletin kendilerini yanında hissedeceği bir yapıyı kurgulayacağız. 

 

Her yıl 102 milyon ton kömür kullanıyoruz. Bunların istihdamı ile alakalı konulara girmeyeceğim. Ama bizim yerli kömürü hiçbir işçimizin can güvenliğine halel getirmeden yapabiliyor olmamız lazım. Bunun çözümünü kapatmak ve dondurmak olmadığını bilmemiz lazım. Türkiye'deki kömür damarlarının çok farklı olduğunu söylemem lazım. Bize benzeyen ülkeler var benzemeyen ülkeler de var. 

Güney Afrika'dan bugün 80-82 dolar para vererek istediğiniz limana 6500 kilo kalori kömür getiriyorlar. Orada 100 iş makinesi 1000 kamyon koyuyorsunuz kömürü elde ediyorsunuz. Bizde 650 metreden, hatta Zonguldak'ta 200-300 metreden bulduğumuz madenler gibi değil. Kömürümüz şu anda bulduğumuz gibidir. Bulduğumuz yerde çıkaracağız. 

Soma kazası yalnızca Türkiye'nin en büyük maden kazası değildir, dünyada literatüre giren bir kazadır. Bu esnada meclis araştırma komisyonunda bütün katkı koyacak arkadaşlara teşekkür ediyorum. Şeffaf olarak bütün bilgileri kendileriyle paylaşacağız. 

 

 

 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim