Topbaş, büyükşehir belediye başkanlığına yeniden aday gösterildikten sonra ilk cuma namazını Fatih Camisi'nde kıldı.
Namazın ardından Saraçhane'deki belediye binasına geçen Topbaş'ı, personel, meclis üyeleri ve vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı.
Bazı vatandaşlar, "Kazanan İstanbul", "İstanbul aşığı Kadir Topbaş" pankartını açarak, "Sarıgül evine büyükşehir senin neyine" şeklinde slogan attı.
Burada kurulan kürsüde konuşan Topbaş, kendisi için bu karşılamanın sürpriz olduğunu ifade ederek, medeniyetlerin beşiği, kıtaların buluştuğu ve bütün geçmişteki liderlerin hedefi noktasına gelmiş İstanbul'a 10 yıldan beri hizmet etmekten gurur duyduğunu söyledi.
"Peygamber efendimiz tarafından müjdelenmiş, gerçekten dünyanın gıpta ile baktığı, hayran kaldığı bu şehirde yaşamak bir ayrıcalık aynı zamanda ciddi bir sorumluluktur" diyen Topbaş, mesai arkadaşlarıyla İstanbulluların verdiği bu sorumluluğu yerine getirmek için gece gündüz çalıştıklarını kaydetti.
Topbaş, "Yine İstanbul sevdalısı Başbakanımıza, siyasi partime ve İstanbulların kamuoyu yoklamalarında gösterdiği vefa duygusuna, hizmetimizin karşılığı olarak bize gösterdiği kamuoyu yansımalarına teşekkür ediyorum. Uzun çalışmalar sonucunda tabii ki Türkiye'nin siyasi hayatının merkezi sayılan bu güzel şehrin belediye başkanlığı çok önemliydi. Sadece Türkiye'ye karşı değil, dünyaya karşı sorumlu olan bu şehirde yönetici tespit etmek biraz hassasiyet isterdi. Sayın Başbakanımız ve mesai arkadaşlarım, partimizin üst konumdaki yöneticilerine özellikle teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
"İstanbul'u biz biliriz"
Kadir Topbaş, hedeflerinin İstanbulluların güven duygusunu almak, seçimlerde buna layık olduklarını göstermek ve bunun dışında yetki almak olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstanbul'u biz biliriz, İstanbul da bizi bilir. Bu kentin hafızası bizde, bu kente hizmet etmenin gururunu yaşamaktayız. İstanbul tesadüflere terk edilemez, İstanbul maceralara sürüklenemez, 'İstanbul ne olursa olsun denemez', böyle bir şehir. Bu şehir, aşk ister, sevda ister, bir emanetin ne olduğu duygusunu bilen ister, bu hassasiyetle çalışacak, görevi taşıyacak insanlar gerekir.
Geçmişi gayet iyi hatırlıyoruz. 1994 yılı öncesi suları akmayan, hava kirliliğinden nefes alınamayacak dereceye gelen hatta kalp hastalarına dışarı çıkması yasaklanan, çöp yığınlarından geçilemeyen İstanbul'dan, bugün 2050 projelerini dahi konuşabileceğimiz, su sıkıntısı olmayan, suyu içilebilen, hava temizliği Avrupa kriterlerinin çok ötesinde olan, tertemiz çevresiyle yapılan yatırımlarla dünyanın gözünü kamaştıran bir şehirdeyiz. Bunlar kendiliğinden olmadı, olsaydı zaten geçmişte olurdu. İstanbulların bize emanet ettiği bütçeyi de doğru kullanmak suretiyle sorunları birbir çözüyoruz. Bunu sadece biz çözeriz, çünkü sevdamız var. Geçmişte bir söz kullanmıştım ve zülfiyare dokunmuştu 'Boş tenekenin sesi çok çıkar' demiştim. Biz iş yapıyoruz, hizmet üretiyoruz."
"İstanbul'u kıskanılan bir kent haline getireceğiz"
Topbaş, yeniden aday gösterilmesini değerlendirirken, "İnanıyorum ki partimin tekrar beni aday göstermesiyle birlikte İstanbulların da vereceğe desteğe inanıyorum ve 2019'a vardığımız zaman bu kürsüde veda ederken çok şeyler söyleyeceğiz ve göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Görevi 2019'da sona erdiğinde İstanbul'a yaptıklarından gurur duyacağını ve İstanbulluların hayır duasıyla hayatını devam ettireceğini dile getiren Erdoğan, "Siyaset iki şey için yapılır; ya idealiniz ya da menfaattiniz için. Bizim bir idealimiz var; bu şehri hak ettiği yere ve diğer şehirlerin kıskandığı bir kent haline getirmek. Dünyanın gelişmiş şehirleri İstanbul'u kıskansınlar istiyorum" diye konuştu.
"Yakında açıklayacağımız büyük bir projemiz var"
Çok konuşarak ve üreterek kendilerinden bahsettirmek istediklerini belirten Topbaş, yapamayacakları hiçbir şeyi söylemediklerini ve söyledikleri hiçbir sözü yerde bırakmadıklarını vurguladı.
İstanbulların boş vaadlerle aldatılamayacak kadar fesaset sahibi olduğunu dile getiren Topbaş, birçok projeleri bulunduğunu belirtti. Kadir Topbaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Metrolar başlı başına büyük bir olay, çevreyle ilgili büyük projelerimiz var. İstanbul suyu ile ilgili ayrı bir projemiz var ama yakın gelecekte güzel bir projeden bahsedeceğiz. Bir çoğunun aklı yetmeyecek, hayali yetişemeyecek, şaşıracaklar, hayretler içerisinde kalacaklar. Gerçekten büyük bir proje daha geliştirdik, onu da zamanı gelince açıklayacağız. Zabıta ve itfaiyemizde taşeronda bulunan arkdaşlarımızla ilgili elimizdeki kadrodan sözleşmeli kadroya geçebilecek ve kriterlere erişmiş 693 kardeşimizi de sözleşmeli olarak alacağız, bu talimatı verdim. 3. dönemde birlikte olacağımıza yürekten inanıyorum ve İstanbulların vefa duygusuna inanıyorum. Kim ne derse desin, hangi türlü entrika çevirse çevirsinler. Bizim evvelallah Rabbimiz ve milletimiz var. İnanıyorum ki sizlerin desteğiyle bu başarıya birlikte erişeceğiz."
