Türkçe Konuşan Ülkeler ve Uluslararası Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Güngör Yavuzaslan, üst üste yaşanan terör saldırıları ardından Ankara ve İstanbul'a gitti.

İki ilde patlamaların olduğu alanlarda incelemelerde bulunan Yavuzaslan, saldırıların ardından Ankara ve İstanbul'da büyük tedirginlik olduğunu belirterek, "Saldırılar direkt Türkiye Devleti'nin varlığına yöneliktir. Bu mücadelede kuklaları değil kuklacıyı bulmamız gerek. Kuklacıyı bulmadan bu sorunun çözümü çok zor. Artık Şam'da, Bağdat'da, Halep'te, Kerkük'te hergün yaşanan bombalı şiddet Türkiye'de yaşanıyor. Terör sınırları tanımıyor. 13 Kasım 2015 gecesi Paris'in yedi ayrı noktasında meydana gelen eş zamanlı terör saldırılarında 129 kişi hayatını kaybettiği saldırının ardından Belçika'da da meydana gelen terör olayının ardından Avrupa'ya sıçrayan bu saldırılar Ankara, İstanbul, Paris, Bürüksel hattında kalmayacaktır" diye konuştu.

"İSTANBUL PAYİTAHTIDIR"

İnsanların korku ve belirsizlik içinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldıklarını ifade eden Yavuzaslan, Ankara başkent, İstanbul payitahttır. Terör örgütleri birlik olmuş, sıra ile bize saldırıyor. İstanbul'a baktığımızda adı konmamış bir tedirginlik ve ne olacak sorusu var. Ankara ise sokaklardan uzak duruyor. Taksim ve Kızılay'a giden insanlar bir an önce geri gitmek için işlerini halledip geri gidiyorlar. Sokakta durmak istemiyorlar. Asıl sorulması gereken soru, "Bu saldırılar yeni bir 11 Eylül sürecinin ön artçıları mı" olmalıdır. PKK, DEAŞ ya da EL KAİDE benzeri örgütler artık sınır aşan eylemleri yapıyorlar. Türkiye sadece 3 milyon Suriyeliyi misafir etmesinin yanında yüksek oranda terör saldırılarını göğüslemek zorunda kalıyor. PKK güneydoğu bölgesinde halka, askere, polise saldırmanın yanında başkent merkezli saldırılar ile Türkiye'nin geleceğini yok etmeye çalışıyor. PKK, El Kaide ve DEAŞ askeri anlamda mağlup edilmesi ne kadar önemliyse bu örgütleri ortaya çıkaran ve besleyen sorunlara odaklanılmalı ve yenir örgütlerin ortaya çıkması da engellenmelidir" şeklinde konuştu.