• BIST 9716.77
  • Altın 2435.681
  • Dolar 32.5203
  • Euro 34.8906
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 21 °C
  • İzmir 18 °C

Sürekli hapşırıyorsanız dikkat!

Sürekli hapşırıyorsanız dikkat!
Bahar ayların gelmesi ile birlikte alerjik rahatsızlıklar artıyor. Sürekli hapşırıyorsanız alerjik rahatsızlığınız olabilir.


Türkiye’de en sık karşılaşılan kronik hastalık olan  ‘alerjik rinit’  burun içi dokuda, hava kaynaklı alerjenlere karşı gelişen, iltihabi aşırı duyarlılık reaksiyonuna bağlı meydana geliyor.

Toplumun yüzde 10 ila 30’ unda;  çocuklarınsa neredeyse yüzde 20-40’ında AR’ ye rastlanıyor. Çok ağır bir hastalık olmasa da ciddi miktarda sosyo-ekonomik kayıp yaratan hastalık, “öldürmeyen ancak süründüren bir hastalık” şeklinde tanımlanıyor.

PEK ÇOK BAŞKA HASTALIK DA TETİKLENEBİLİYOR

Hastalık; iş gücü, okul performansı ve sosyalizasyonu sınırladığı gibi göz nezlesi, sinüzit, orta kulakta sıvı birikmesi, nazal polip, astım, uyku bozuklukları ve ürtiker plakları gibi diğer hastalıklar da alerjik rinite eşlik edenler arasında yer alıyor. Alerjik rinit ve eşlik eden durumları, bu durumlarda uygulanacak tedavinin yanıtını tam olarak anlamanın yolu, hastalığın oluşum mekanizmalarını iyi bilmekten geçiyor.

Alerjik Rinit ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan İmmunoloji (Alerji) Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Kırmaz, bu hastalıkta en çok dikkat edilmesi gereken durumun, hastanın bilgilendirilmesi yönünde olduğunu belirtti.

4 ÖNEMLİ BULGUDAN 2 TANESİ ALERJİK RİNİT SEBEBİ

Burun tıkanıklığı, burunda su gibi akıntı, burun kaşıntısı ve hapşırma, 4 önemli alerjik rinit bulguları arasında yer alıyor. Bunlara göz alerjisi de ekleniyor. Gözlerde kızarıklık, kum batması,  kaşınma gibi bir his ve bunun bütün dönem devam etmesi bulgular arasında. Bu 4 bulgudan 2 tanesinin aynı anda görüldüğü zaman ve günde bir saatten fazla sürdüğünde, bu duruma alerji rinit dediklerini ifade eden Cengiz Kırmaz, hastalığın genel olarak, genetik alt yapıdan etkilendiğini belirtti.

GENETİK ALT YAPISI OLANLAR TEHLİKE TAŞIYOR!

Hastalıkta bir alerjenle ilgili sebebin olması gerekiyor, diyen Prof. Dr. Kırmaz, mikrop ve benzeri ajan yok, mutlaka bir alerjen var. Esasen sebep, kişinin kendi bağışıklık sisteminin anormal davranmasıdır. Normal şartlarda alerjik alt yapıya ait olmayan, tam tabiriyle atopisi olmayan bireyler, dışardan gelecek yabancı ama zararsız olan ajanlara cevap vermezler. Vücut yok sayar; ancak genetik olarak alt yapısı olanlar, dışardan bu zararsız yabancılara, gereksiz ve aşırı cevap verir. Biz, alerjik riniti olan insanların; anne, baba, kardeşlerini de sorgularız ve genellikle anormallik bu şekilde ortaya çıkar, dedi.

Kırmaz, hastalığı köklü tedavi etmezseniz, yani kişinin bağışıklık tarzını değiştirmezseniz, hastalık alerjik sinüzit ve astımla yavaş yavaş ilerler. O nedenle sadece bulguları bastıracak şekilde bir tedavi yöntemi benimsenmemelidir, dedi.

MUTLAKA ALERJİ UZMANINA BAŞVURUN

İlaç tedavilerinde kullanılan ağrı kesiciler, alerji hücrelerini patlatabiliyorlar. Örneğin; bir ağrı kesici aldıktan sonra, hastanın dudağı ya da gözü şişmiş oluyor. Bunlara dikkat etmek gerektiğini vurgulayan Kırmaz, hastalığı ciddiye almak gerekiyor. Hastaların, mutlaka alerji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekiyor, dedi.

TEDAVİ YOLLARI VE KORUNMA BİÇİMLERİ

Alerjik rinit, çoklu organlarla karşımıza gelen bulgularla vitrine çıkıyor; burunda, akciğerde vs. Bu nedenle, tedavi olarak birkaç yöntem birlikte kullanılıyor. Bunlardan birtanesi, korunma yöntemleri. Kişinin neye alerjisi varsa o maddeden uzak duracak, diyen Prof. Dr. Kırmaz; ancak uzak durulamayan birtakım alerjenler olduğunu söyledi. Kişinin ev tozuna alerjisi varsa, buna çözüm bulmak nispeten daha kolaydır. Diğeri ise evcil hayvan alerjisidir, bu da nispeten kolaydır. Ancak kişinin, polene alerjisi varsa bunu engellemek mümkün olmayabiliyor, dedi. Kırmaz şöyle devam etti:

Bir başka tedavi şekli ise, medikal tedavi. Başrol oyuncusunun, işlevini yapmasını engelleyerek çözüm bulmuş oluruz; ancak bu köklü bir tedavi değildir. Bulguları maskelemeye yönelik tedavi şeklidir.

KÖKTEN ÇÖZÜM ‘AŞI TEDAVİSİNDE’ 

Bunun dışında, aşı tedavisi de kullanılır. Bir immünoloji uzmanının gerçek işi budur. Bireyde sorun yaratan alerjeni bulur ve gerek enjeksiyon gerek dilaltı şeklinde bu alerjen hastaya verilir. Hasta bu alerjene karşı cevabını normalize eder. Yani normal insanlardakine çevirirsiniz. İdeali, 5 yıl süren tedavidir. En azından, hastalığın bütün bulgularını kaybedecek tek tedavi adayıdır.

Bunun dışında, hastalarda ufak şikayetler olabilir. Nadir hapşırma, nadir burun tıkanıklığı olabilir; hastalığı kökten çözecek elimizdeki tek ajan, aşı tedavisidir. Bu da immünoloji uzmanı tarafından yapılmalıdır. Devletin kurumları da aşı tedavisinde, ancak alerji immünoloji heyeti tarafından çıkarılan raporla ödeme yapıyor. Çünkü burada hataya açık bir durum var. Gereksiz masraf, zaman , sağlık kaybına neden olabilir, dedi.

DAHA DA ÖNEMLİSİ HASTA BİLGİLENDİRİLMELİ

En önemli olanın, hasta ve halkın eğitimi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kırmaz, “Aşı tedavisinin olası etkileri ya da ilaçla tedavide ne sonuçların ortaya çıkacağını anlatmak gerekiyor. Bunlardan da önce, korunma yöntemleri açısından da bilgi vermek gerekiyor. Sulu süpürge, buharlı temizlik gibi cihazların hepsi tamamen yanlıştır. Bilimsel çalışma yoktur. Yorgan, battaniye, halı vb. tekstil malzemelerin kaldırılması ya da evin içini düzenlerken nasıl mobilyalar seçileceği konusunda mutlaka bilgilendirilmeli ve anlatılmalıdır. Kısaca, hastaya zaman ayırmak gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim