Psikiyatrist Prof.Dr.M.Kerem Doksat, artan kadın cinayetlerinin sebepleri hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Prof.Dr.M.Kerem Doksat, "Maalesef memleketimizde feodal düzen hâlâ yaygın ve kadın cinayetleri de aslında hem insanlık suçu, hem de günah. Dini yanlış anlamak ve aslında silm ve selâm'dan gelen muazzez dinimizi yanlış anlayıp, tamamen ar damarı patlamış olan ve Antisosyal Kişilik Bozukluğundan muzdarip kişilerin yaptıkları akıl dışı şeyler bunlar. Bunlara Amerika'da Sosyopat da derler. Hem yasal olarak suç, hem dinen günah, hem de ahlâki açıdan ayıp ötesi şeyler ve aslında insanlık suçu" diye konuştu.
Psikiyatri Uzmanı Prof.Dr.M.Kerem Doksat, ülkemizin 2016 senesinde bile bu kadar günahkâr ve kötü uygulamaları yaması, bunların müşahede edilmesinin çok üzücü olduğunu ifade ederek, "Her konuda olduğu gibi, bu menfur cinayetlerin önlenebilmesi için eğitimin her şeyin başında geldiğini görüyoruz. Cennetin ayaklarının altından aktığı kadınlarımız, lâyık oldukları sevgi ve saygı göremiyorlar; bir de vahşice katlediliyorlar! Ne hazindir ki, bu kadar ağır günahlarının vebalinin altından kalkması mümkün olmayan bu insanlık dışı caniler aramızda dolaşmakta. İnşallah bu konunun iyi yetişmiş kadrolar ve gönlü vatan, millet ve ihlâsla dolu insanlar tarafından düzeltilmesi mümkün olur. Bu insanlara yeterince insan sevgisi ve dinî, ahlâkî bilgiler ehil kişiler tarafından verilebilirse, belki bundan sonra daha az üzülür ve dertleniriz. En vahim olanı da, bu kişilerin özdeşim ve benimseme suretiyle teşvik edici mesajlar vererek, kötü rol modelleri oluşturmalarıdır. Bazen mevcut ceza sistemi kifayetsiz mi diye düşünmüyor değilim. Bazı ülkelerde idam cezası var ama bizde hâlâ hapis cezası verilmekte. Bu canilerin bir kısmı da bir şekilde yolunu bulup firar edip, menfur cinayetlerini devam ettiriyorlar" diye konuştu.
"8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde bile kadının değerinin bilinmemesi ve bunlara şahit olmaya devam etmemiz de ne kadar geri kaldığımızın hazin bir göstergesidir" diyen Prof.Dr.M.Kerem Doksat, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Antisosyaller dinlerin günah, yasaların ayıp ve ahlâkın da ayıp olarak gördüğü her türlü fenalığı yapan, teknik terimle, Süperegoları güdük kalmış, en ilkel duygularıyla bu tür menfur cinayetleri işleyen kişilerdir. Tedavide bazı depresyon ve duygudurum dengeleyicisi ilaçlar verilmekte olup, vakaların az bir kısmında salah (iyileşme) veya şifa (düzelme) elde edilebilmektedir. Memleketimizde bunların cezalandırılmaları eksik kalmakta ve tedavisi de pek yüz güldürücü olmamaktadır.
HER ŞEYİN BAŞI EĞİTİMDİR
Ağır vakaları ise tıp değil, kanun koyucu müesseseler ele alarak, adlî psikiyatrik muayeneden geçirdikten sonra gereken yapılmalıdır. Eğer tedavi edilebilirse bu cihete girilmeli, yoksa yasal yaptırımlar uygulanarak, daha fazla cemiyetimize zarar vermeleri önlenmelidir. Aklıselim şuna işaret ediyor: Ya iyi bir eğitim ve tedavi, ya da hapiste uzun seneler tecrit edilmek!"
