• BIST 10218.58
  • Altın 2444.587
  • Dolar 32.193
  • Euro 34.7877
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 16 °C

Muhalefettin Cumhurbaşkanı adayının ilk balkon konuşması

Muhalefettin Cumhurbaşkanı adayının ilk  balkon konuşması
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, ilk balkon konuşmasını yaptı.

Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu, ilk röportajını sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'e verdi. İhsanoğlu, "Atatürk düşmanı değilim. Türkiye'de en büyük sermaye din tüccarlığı. Türk milletinin bir mensubu olmakla iftihar ediyorum" dedi. Sözcü, İhsanoğlu'nun röportajını "Türklüğümle gurur duyuyorum" başlığıyla ilk sayfadan yayınladı. 

İhsanoğlu'nun Sözcü'ye verdiği o röportaj;

Erdoğan’ın en güçlü Köşk rakibi Ekmeleddin İhsanoğlu, “Atatürk düşmanı değilim. Laikliği savunuyorum. Din, siyasete karıştırılırsa sıkıntı çıkar” dedi.

İs­tan­bul-Ye­ni­kö­y’­de, Ka­len­der Or­du­evi’­nin ar­ka­sın­da­ki de­niz man­za­ra­lı ar­sa­da “Dost­la­r” bir ara­ya ge­lip ko­ope­ra­tif kur­muş. Adı­nı da “Dost­lar Ko­ope­ra­ti­fi­” koy­muş­lar. Or­tak­lar ara­sın­da Tur­gut Özal, Nev­zat Yal­çın­taş gi­bi ün­lü­ler de var. Özal, ön­ce Baş­ba­kan, ar­dın­dan Cum­hur­baş­ka­nı se­çil­di. Ay­nı si­te­den Prof. Dr. Ek­me­ledd­din İh­sa­noğ­lu da Cum­hur­baş­ka­nı ada­yı ol­du. Kom­şu­la­rı­nın ço­ğu, si­te­nin uğu­ru­na ina­nı­yor ve Ek­me­led­din Be­y’­in aday­lı­ğı­nı yü­rük­ten des­tek­li­yor.

Ek­me­led­din İh­sa­noğ­lu­’nun evi de sa­de döşenmiş… Bal­kon­da çi­çek­le­ri… Bo­ğa­z’­dan ge­çen ge­mi­le­ri gö­rü­yor­su­nuz. Da­ha 10 gün ön­ce­si­ne ka­dar ki­tap­la­rıy­la, araş­tır­ma­la­rıy­la, bah­çey­le uğ­ra­şan Ek­me­led­din Bey, şim­di zor­lu bir ya­rı­şa gir­di. Dev büt­çe­li Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın kar­şı­sın­da pa­ra­sız-pul­suz sa­yı­lan bir aday…

Çevresindekiler gö­nül­lü ola­rak ça­lış­ma­la­rı­na des­tek olu­yor ve so­nu­na ka­dar da ol­ma­ya de­vam ede­cek. Bun­lar ara­sın­da te­le­viz­yon su­nu­cu­su Öz­lem Gür­se­s’­i, ga­ze­te­ci-ya­zar Me­te Be­lo­va­cık­lı­’yı, fo­to mu­ha­bi­ri Vol­kan Yıl­dı­rı­m’­ı gö­rü­yo­rum.

Or­tan­ca oğ­lu Azi­z’­in eşi Ba­şak Ha­nı­m’­la tanışıyoruz. Avu­kat olan Ba­şak Ha­nı­m, “Ka­yın­ba­bam hak­kın­da çok yan­lış söy­lem­ler var. Bu dü­şün­ce­de olan­la­rın, ai­le­yi ta­nı­ma­la­rı la­zım. Bi­zi en çok ra­hat­sız eden, ba­ba­mın şe­ri­at­çı, Ata­tür­k’­e kar­şı ol­du­ğu­na iliş­kin söz­ler olu­yor. Oy­sa onun Ata­türk, la­ik­lik, Cum­hu­ri­yet ile il­gi­li dü­şün­ce­le­ri çok net. Bu ko­nu­da kim­se­nin te­red­dü­tü ol­ma­sın. Ben de İz­mir­li bir ai­le­nin kı­zı ola­rak böy­le bir ka­yın­pe­de­rim, Fü­sun Ha­nım gi­bi bir ka­yın­va­li­dem ol­du­ğu için mut­lu­yu­m” di­yor.

“Ka­mu­oyu ta­nı­mı­yor den­me­si doğ­ru de­ği­l”

İki Yoz­gat­lı bir ara­ya gel­dik. Ek­me­led­din Bey, Yoz­gat zi­ya­re­ti­ni an­la­tı­yor, hem­şeh­ri­le­ri­nin il­gi­sin­den çok duy­gu­lan­dı­ğı­nı, ay­nı il­gi­nin git­ti­ği il­çe­ler­de de gös­te­ril­di­ği­ni be­lir­ti­yor. Ta­nın­ma­dı­ğı­na iliş­kin id­di­ala­rı ha­tır­lat­tı­ğım­da şun­la­rı söy­lü­yor:

“As­lın­da ‘Ka­mu­oyu ta­nı­mı­yo­r’ den­me­si doğ­ru bir ifa­de de­ğil. Çün­kü ben 1980 yı­lın­dan iti­ba­ren İs­tan­bu­l’­da önem­li birçok gö­rev­de bu­lun­dum. Yap­tı­ğı­mız kül­tü­rel, sa­nat­sal fa­ali­yet­ler, ulus­la­ra­ra­sı sem­poz­yum­lar, se­mi­ner­ler, yaz­dı­ğım ki­tap­lar, ver­di­ğim kon­fe­rans­lar­dan do­la­yı ka­mu­oyu ta­nı­mış­tır. 2005’te ge­nel sek­re­ter olduktan sonra da­ha ge­niş halk kit­le­le­ri ta­nı­ma­ya baş­la­mış­tır.

Te­le­viz­yon­la­rın ve ga­ze­te­le­rin ver­di­ği öl­çü­de yap­tı­ğım fa­ali­yet­ler, zi­ya­ret­ler, dev­let baş­kan­la­rıy­la gö­rüş­me­le­rim, Bir­leş­miş Mil­let­ler Gü­ven­lik Kon­se­yi­’n­de yap­tı­ğım ko­nuş­ma­lar, de­ği­şik dev­let baş­kan­la­rıy­la, hü­kü­met baş­kan­la­rıy­la, dı­şiş­le­ri ba­kan­la­rıy­la yap­tı­ğım gö­rüş­me­ler, Do­ğu­’da, Ba­tı­’da İs­lam dün­ya­sın­da, Af­ri­ka­’da, As­ya­’da, Av­ru­pa­’da, Ame­ri­ka­’da, Rus­ya­’da ya­zıl­dı. Fo­toğ­raf­lar çık­tı. Sa­yın Pu­ti­n’­le, Med­ve­de­v’­le, Oba­ma­’y­la, Chi­ra­c’­la, Pa­kis­tan Cum­hur­baş­ka­nı­’y­la, Suu­di Kra­lı­’y­la… O ba­kım­dan ‘ta­nı­mı­yo­-ru­z’ di­yen­ler bi­raz bu bil­gi­le­rin dı­şın­da ka­lan in­san­lar di­ye­lim.”

“Cumhuriyetin değişmez ilkelerini hep vurguladım”

Ek­me­led­din Be­y’­i, Ata­türk düş­ma­nıy­mış gi­bi gös­ter­me gay­ret­le­ri var. İs­ter is­te­mez “A­ta­tür­k’­ü na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz? Bu ko­nu­da ba­zı kuş­ku­lar va­r” di­ye so­ru­yo­rum. Bu so­ru­ya şu kar­şı­lı­ğı ve­ri­yor:

“Tah­min edi­yo­rum bun­lar gi­de­ril­di. Çün­kü yap­tı­ğım ko­nuş­ma­lar, ki­tap­la­rım­da­ki re­fe­rans­lar, Ata­türk hak­kın­da şüp­he­le­ri gi­der­di. Şim­di­ye ka­dar Ata­türk hak­kın­da ters an­la­şı­la­cak bir sö­züm yok. De­ği­şik ve­si­le­ler­le yap­tı­ğım be­yan­lar ay­rı­ca Anıt­ka­bir def­te­ri­ne yaz­dı­ğım ya­zı… Ana­ya­sa­’da be­lir­ti­len Tür­ki­ye­’nin, Türk Dev­le­ti’­nin, Cum­hu­ri­ye­ti­’nin sa­bit, de­ğiş­mez il­ke­le­ri­ni ifa­de et­tim. Tür­ki­ye­’nin bu­nu aş­mış ol­ma­sı la­zım.”

Tür­ki­ye­’de en bü­yük ser­ma­ye, din tüc­car­lı­ğı… Si­ya­se­tin bir nu­ma­ra­lı mal­ze­me­si ol­ma­ya de­vam edi­yor. İh­sa­noğ­lu­’na “si­ya­set-din iliş­ki­si­ni­” so­ru­yo­rum. Ce­va­bı şöy­le olu­yor:

“Bu ko­nu­da­ki fik­rim çok açık­tır. Ben bu­nu, Ame­ri­ka­’da, İn­gil­te­re­’de, Rus­ya­’da da ba­sı­lan ‘Ye­ni Yüz­yıl­da İs­lam Dün­ya­sı­’ ki­ta­bım­da be­lirt­tim. Din si­ya­se­te ka­rış­ma­ma­lı, si­ya­set di­ne ka­rış­ma­ma­lı. Ya­ni la­ik­li­ği sa­vun­du­ğu­mu açık açık söy­lü­yo­rum. Bu­nun kö­tü ör­nek­le­ri­ne işa­ret et­tim.

Bu­gün Ira­k’­ta, Su­ri­ye­’de ya­şa­dı­ğı­mız bü­yük sı­kın­tı­ların, bi­ze de sıç­ra­ya­bi­le­cek ateş­le­rin te­me­lin­de di­ni si­ya­se­te alet et­mek, mez­he­bi si­ya­se­te alet et­mek ve din-mez­hep ko­nu­sun­da aşı­rı­lı­ğa gi­dil­di­ğin­de şid­de­ti kul­lan­mak. Bü­tün bun­lar­la özel­lik­le ge­nel sek­re­ter ola­rak uğ­raş­tım ve bu ra­di­ka­liz­me, fa­na­tiz­me; bu kör ta­as­su­ba kar­şı ol­du­ğu­mu söy­le­dim.”

“Türk Mil­le­ti­’ne men­sup ol­mak­la if­ti­har edi­yo­ru­m”

Tür­ki­ye­’de din sö­mü­rü­sü ala­bil­di­ği­ne yaygın. Bu­nu ha­tır­la­tı­yo­rum ve gö­rüş­le­ri­ni din­li­yo­rum:

“Bu sı­kın­tı­la­rı hep çek­mi­şiz­dir. Bu­gün de di­nin si­ya­se­te ta­hak­kü­mü­ne mü­sa­ade et­me­me­miz la­zım. Çün­kü yi­ne bu bi­zi sı­kın­tı­ya so­ka­cak­tır. Sa­yın Re­cep Tay­yip Er­do­-
ğa­n’­ın son ko­nuş­ma­sı­nı ta­kip et­me im­ka­nım ol­ma­dı. Pren­sip iti­ba­riy­le di­nin si­ya­se­te, si­ya­se­tin di­ne alet edil­me­me­si­ni ar­zu edi­yo­rum ve her­ke­sin bu­na dik­kat et­me­si­nin mem­le­ke­ti­miz için da­ha ha­yır­lı ola­ca­ğı­na ina­nı­yo­rum. Ar­tık bu me­se­le­le­ri ar­ka­mız­da bı­rak­mış ol­ma­mız la­zım.”

Er­do­ğan, “Türk Mil­le­ti­” ifa­de­si­ni kul­lan­mı­yor. Ek­me­led­din İh­sa­noğ­lu, “Ben kul­la­nı­yo­ru­m” di­yor ve söz­le­ri­ni şöy­le sür­dü­rü­yor:
“Doğ­ru­su, Baş­ba­ka­n’­ın ‘Türk Mil­le­ti­’ de­yip de­me­di­ği­ne dik­kat et­me­dim. Bun­dan son­ra dik­kat ede­ce­ğim. Ben bu mil­le­te men­sup ol­mak­tan do­la­yı if­ti­har edi­yo­rum. Ha­ya­tım bo­yun­ca bu gu­ru­ru ta­şı­dım. Özel­lik­le yurt dı­şın­da doğ­muş­sa­nız Türk Mil­le­ti­’ne ai­di­ye­ti­niz si­zin için çok önem­li bir var­lık se­be­bi olu­yor. Gur­bet di­ya­rın­da doğ­du­ğu­nuz için si­zi ilk gün­den iti­ba­ren ‘Tür­k’ di­ye ta­nım­lı­yor­lar ve siz bu Türk­lük an­la­yı­şı için­de bü­yü­yor­su­nuz is­ter is­te­mez. Şu­ur al­tın­da bel­lek his­si­nin en te­mel un­su­ru olu­yor.”

Hu­zur, gü­ven ya­ra­ta­cak bi­ri

Ek­me­led­din Be­y’­in yurt ge­zi­le­ri­ne eşi Fü­sun Ha­nım da ka­tı­la­cak. Ör­ne­ğin Trab­zo­n’­da ya­nın­da ola­cak. Ek­me­led­din Be­y’­e ne gi­bi me­saj­lar ve­re­ce­ği­ni so­ru­yo­rum. An­la­tı­yor:

“Bu bir cum­hur­baş­ka­nı se­çi­mi­dir. Mil­let­ve­ki­li, be­le­di­ye baş­ka­nı se­çi­mi de­ğil. Bu dev­le­te bir baş seç­mek­tir. Bu se­çim so­nu­cun­da gö­re­ve ge­le­cek in­sa­nın na­sıl bi­ri ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni an­lat­mak la­zım. Ya­ni ül­ke­de hu­zur, gü­ven ya­ra­ta­cak, mil­le­tin kor­ku­suz, gü­ven için­de ya­şa­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak, ay­nı za­man­da ül­ke­mi­zin kom­şu­la­rıy­la, bü­tün dün­yay­la iliş­ki­le­ri­nin is­tik­rar için­de ol­ma­sı ve iti­bar­lı, say­gın ha­le gel­me­si he­def­len­me­li­dir. Cum­hur­baş­ka­nı si­ya­set dı­şı ve­ya si­ya­se­tin üs­tün­de ol­ma­lı. Si­ya­si bir prog­ram­la ge­lip, dev­le­tin me­ka­niz­ma­la­rı­na, Ana­ya­sal ku­rum­la­rı­na bu yak­la­şım­la yak­laş­ma­ma­sı la­zım ge­lir. Cum­hur­baş­ka­nı Ana­ya­sa­’nın 104. Mad­de­si­’ne gö­re dev­le­tin ba­şı­dır. Cum­hu­ri­ye­tin ve mil­le­tin bü­tün­lü­ğü­nü tem­sil eder, Ana­ya­sa­’nın uy­gu­lan­ma­sı­nı gö­ze­tir, dev­let ku­rum­la­rı­nın ara­sın­da­ki uyum­lu ça­lış­ma­yı sağ­lar. Ya­ni te­mel fonk­si­yo­nu bu­dur.”

Medyatava

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim