Konya Türk Ocağında bu hafta "Terör ve terörle mücadele yöntemleri" konuşuldu.
21. Yüzyıl Enstitüsünden Terörizm ve Terörizmle Mücadele Merkezi Başkanı Merve Önenli Güven, yaptığı konuşmada, terör ile terörizmin tanımını yaptı. Terörün baskı ve şiddetle korkutma ve yıldırma anlamına geldiğini ve şiddet içerdiğini anlatan Güven, terörizmin ise karşı tarafı kendi düşüncesine ikna etmek için terörün bir baskı ve şiddet unsuru olarak kullanılması olduğunu söyledi.
Terör ve terörizm kavramlarının birbirlerinin yerine kullanılamayacağını ifade eden Güven; şöyle konuştu: "Terör ve terörizm kavramları birbirini içinde barındırmakla birlikte birbirinin yerine kullanılmayacak kavramlardır. Terörizm, sistematik ve stratejik olarak uyguladığı en önemli özelliği eylem yoluyla propaganda yapmaktır. Bu eylem şiddet içermektedir. Diğer bir önemli faktör siyasi bir amaca yönelik olmasıdır. Uyguladığı şiddet ve baskı ile karşı tarafı siyasi ve ideolojik düşüncesini kabul ettirme olayıdır. Diğer en önemli özelliklerinden bir tanesi asimetrik olmasıdır. Siz terör örgütünü incelersiniz, hareketlerini kontrol etmeye çalışırsınız; fakat inisiyatif karşı tarafın elindedir. Çünkü, terör örgütünün eylem planları son derece gizlidir. Fiziksel yönden ziyade bir yıpratma psikolojisi içermektedir."
Güven, terörle mücadelede büyük devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda teröre bakış açısı geliştirdiklerini, bunun da çözümü zorlaştırdığını söyledi.
Terör örgütlerinin özelliklerinden birisinin yaptıkları hareketi meşru bir zemine oturtmak gayreti olduğunu anlatan Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karşı tarafa davasında haklılığını göstermek için öldürmek zorunda olduğunu kabul ettirmeye çalışıyor. Suriye'de Kürt koridorunun açılması ve PKK'nın doğu ve güney doğu illerimizde özerklik talepleri gibi şeylerin altında meşrulaştırma amacı yatmaktadır. Bu noktada ulus devletlerin terörizme bakış açıları terörle mücadelede engel olan faktörlerden bir tanesidir."
Merve Önenli Güven, terörle mücadelede, devletin karşı tarafı kesinlikle küçük görmemesi, terörist guruplarının özelliklerinin çok iyi tespit edilmesi, propaganda faaliyetleri, örgüte insan gücü kazanım metodları, iaşe, barınma, ikna etme yöntemleri ve insan katılımın nedenlerinin araştırılması gerektiğini anlattı.
Özellikle kadın katılımcıların daha çok aileleri tarafından istismar edildiği, okutulmadığının yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıktığını anlatan Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terör örgütü gençlerin sosyalleşmesini, sosyal aktivitelere girmesini yasaklar. Özellikle ulusal akım dediğimiz gazetelerin ve televizyon kanallarının izlenmesi yasaktır. Devlet, gençleri çekmek adına bu tip aktiviteler yapabilir. Terör örgütünün istediği halk arasında kutuplaşma ve kaos ortamı oluşturarak istediğini elde etmektir. Bunlara fırsat verilmemesi gerekir. Toplumun aşiret yapısı da dikkate alınmalıdır."
