CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin "Geleceği birlikte kuracağız" ana temalı İstanbul bölge toplantısına katıldı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Bugün iki aşamalı bir toplantı yapacağız ilki medyaya açık. İkinci bölümde sizlerle dertleşeceğiz. Napolyon diyor ki Dünya tek bir ülke olsaydı Başkenti İstanbul olurdu. Bu kadar güzel bir kent istanbul. İstanbul'u gözümüz gibi korumamız gerekiyor. Nüfusumuzun 3'te 1'i İstanbul'a yaşıyor.
Bir İsviçre standartlarında yaşayan İstanbul bir de asgari ücretle yaşamaya çalışan İstanbul var. İstanbul'da yaşayıp denizi görmeyen var. Bizim rüyalarımdaki İstanbul. Kişi başına gelirin 25 -30 bin dolar olduğu geleceğe umutla bakan insanların oturduğu bir İstanbul.
Bugün İstanbul'da deprem olursa toplanabilecek alan sayısı oldukça sınırlı. Sana değer vermeyen bir anlayışa prim verme sevgili İstanbullu kardeşim. Bana sorarsanız dünyanın en çirkin binası hangisi derseniz Zeytinburnu'nda yükselen ve Sultanahmet'in silüetini bozan 16/9 kuleleridir.
Kentleri en iyi biz yönetiriz. Türkiye'yi de en iyi biz yönetiriz. Namusuyla ahlakla her kuruşun hesabını vererek yönetiriz. İstanbul Shangay ve Bombay'dan sonra en kirli kentlerden biri. Boğazlar olmasa İstanbul ne olurdu? Buna rağmen dünya üçüncüsü hava kirliğinde. Kilometre başına düşen insan sayısı 68 binden fazla. New York'ta 53 bin, Berlin'de 17 bin. Ama biz İstanbul'a akını sürdürüyoruz. Herkes İstanbul'a geliyor iş için. Daha bu rakamlar büyüyecek. İstanbul yaşanabilir bir kent olmaktan çıkacak.
Kişi başına düşen yeşil alan... New York'ta 29 metrekare, Londra'da 26,9, Stockholm'de 87,5 metre kare. Bahçelievler, Güngören, Tuzla, Kağıthane, Ümraniye'de kişi başına düşen yeşil alan 1 metrekareden az. Hangi insandan sözediyoruz biz. Hangi mutluluktan söz ediyoruz biz. Çatalca ve Ağva gibi yerleri de dahil ederseniz İstanbul'da kişi başına düşen yeşil alan 5 metrekareye çıkıyor. İnsan için en asgari yeşil alan 9 metrekare olmalı. 3. Köprüyle beraber 535 bin hektar orman alanı talan edilecek, 2 buçuk milyon ağaç kesildi kesilmeye de devam edecek.
Bir başbakan var. Ahmet Davutoğlu ben başbakanım diyor. Başkasını muhatap almayın diyor. Eyvallah, biz de seni zaten muhatap almak istiyoruz. Sanal değil gerçek başbakan ol. Açıklama yapmış. Diyor ki, siyaseti erdem ve ahlak meselesi yapacağız. Ahlakımız şeyh edebalinin ahlakıdır diyor. Madem ki böyle diyorsun. Madem ki Şeyh Edebali'den bahsediyorsun. Ahlak erdemdir diyorsun. 16/9 kulelerini traşlayacak mısını, traşlamayacak mısın. Seni bir görelim bakalım.
Kadim şehirlerimizde dikey değil yatay mimariyi geçerli kılacağız diyor. Kadim şehir hangisi? İstanbul... Madem ki yatay mimariyi esas alacaksın işe başla bakalım. Sen dindar olduğunu söylüyorsun, Sultan Ahmet mahsun duruyor orada. Hançer gibi saplanmış 16-9 kulesi. Traşla onu. Bunu yaparsan başbakansın, yapmazsan sanal başbakansın. O koltukta oturuyorsun ama tokmak başkalarının elinde.
Milletin hakkına uzanacak eli kardeşimiz bile olsa koparırız diyor. Valla kimsenin elini koparma. Oturduğun koltuğun hakkını veriyorsan hadi 16-9'u traşla. Yoksa senin başbakanlığın her zaman tartışma konusu olur.
17-25 Aralık'ta Cumhuriyet tarihin en büyük yolsuzluğu gerçekleşti. TBMM'de kurulan komisyonla ilgili yayın yasağı getirildi. Ne zamandan beri TBMM hırsızların hamisi konumuna geldi sayın Cemil Çiçek, bunu bir açıklar mısın? TBMM'nin görevi bu mudur? Senin görevin başka bir şey. TBMM'nin itibarını korumaktır. Yayın yasağı getirerek kimlere arka çıkıyorsun sen. Ayıp günah değil midir? Senin vicdanın buna el veriyor mu? Devlet soyulacak, tüyü bitmemiş yetimin hakkı elinden alınacak sen kalkacaksın hırsızların koruyucusu olacaksın. Böyle bir şey olamaz.
Tarihte hiçbir zaman TBMM Başkanları hırsıları korumadı. İlk kez böyle bir tablo ile karşı karşıyayız.
