• BIST 10218.58
  • Altın 2444.587
  • Dolar 32.193
  • Euro 34.7877
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 16 °C

Kavramsal sanata yabancı değiliz!

Bienaller, fuarlar, sergiler... Her sezon düzenlenen çeşitli etkinliklerle sıklıkla karşılaştığımız ‘Kavramsal Sanat’ı sanatçı Uğursal Şark’a sorduk. Şark, “Bu sanat türü bize uzak değil. 1970’ten beri üretiyoruz” diyor.
Klasik sanat ile ilgili etkinlikler henüz şehrin geneline yayılmamışken 1960’lı yıllarda gündeme gelen ‘kavramsal sanat’ ile olan ilişkimiz ne durumda? 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde öğretim görevlisi olan, geçtiğimiz yıl Tophane’de düzenlenen ‘Dali’ sergisinin sanat yönetmeni olan Uğursal Şark ile konuştuk.  
 
MODERN SANATA BİR TEPKİ 
 
“Güncel ya da kavramsal sanat çeşitli disiplinler tarafından tarih dizinsel bir bağlamda Avrupa merkezli klasik sanatın ardılı veya sonucu olarak gösterilse de aslında sanatın demokratikleşme sürecinin bir parçasıdır. Bu nedenle kavramsal sanatı insan figürünü yok eden, gündelik olan hemen her şeyi sanat dışına iten ve seçkinci bir dil yaratma çabasında olan modern sanata bir tepki olarak görmek daha yerinde olur. Çağdaş sanatın kemikleşmiş değerlerinin yerine daha evrensel önermeler getiren kavramsal sanat, kaynak olarak da sipariş verenin isteklerinin alınır satılır bir ürüne dönüştürülerek gerçekleştirilmesi yerine tekrarlanabilen, taşınabilen ve geçiciliği mesele etmeyen durumları kendisine gerçek anlamda mesele eder.” 
 
1970’LERDEN BERİ ÜRETİM VAR
 
“Kavramsal sanatın önceki yıllara oranla daha gündemde olduğu doğru değil. Türkiye 1970’li yılların sonlarından itibaren Cengiz Çekil, Füsün Onur, Gülsun Karamustafa ve Ayşe Erkmen gibi ilk kuşak pek çok kavramsal sanatçının sayısız üretimlerine tanık oldu. Sanat inisiyatifleri çalışmalarını devam ettirdi. Bu anlayışa olan ilginin bienal yıllarında ve özellikle eylül ayında arttığı doğru. Ancak İstanbul sanat merkezinin klasik Nişantaşı galerilerinden Tophane ve Galata eksenine doğru kayması bu organizasyonlar ile değil, organizasyonları kendileri oluşturan, idari görevler alan sanatçı gruplarıyla ilişkilendirilmelidir.”   
SORUN YEREL DEĞİL
 
Şark, kavramsal sanat sorunun yerel olmadığını anlattı: “Kavramsal sanatın algılanma sorunu sadece yerel bir problem değil. Sanatın tüm kurumlarıyla yerleştiği, sanat tarihi olarak anlatılan sürecin tüm evrelerinin gerçekleştiği coğrafyalarda da geçerlidir. Klasik sanatın anlatım biçimine direnen, benzersizlik yerine çokluk, kalıcılık yerine geçicilik, sonuç yerine süreç önermeleri  yapan bu anlayışın izlenme süreçlerinin tanımlanması da oldukça sorunludur. Birçok alanda tuval üzerine yağlıboya ya da mermer veya bronz heykel izlemeye, ortaya konan yeteneği takdir etmeye alışkın izleyici için sıkça bir doymamışlık hissi uyandırır.” 
 
ORTAK BİR DİLİ KODLUYOR
 
“Gündelik dil aracılığıyla yapılan mizah, kültürümüzün önemli bir parçası ve hayati ya da güncel olan ile bağlarını kopartmış veya faklı kültürlerden ihraç edilerek dayatılmış seçkincilik ile sıkça uğraşır. Bu üretimler sokak sloganları ya da yazıları gibi alternatif üretimlerden mizah dergileri gibi daha yerleşik kâr amaçlı üretimlere kadar farklı alanlarda kendilerine yer bulurlar. Güncel sanat da bu meseleler ile uğraştığından izleyici için ortak bir dil kodlaması oluşur ve izleyicinin kendisini izlediğiyle ilişkilendirebildiği sonuçlar oluşur.” 
 
BEKLENTİ YÜKSEK TUTULMAMALI
 
“Temel problem izleyicinin beklentisinin yüksek olması, izlenen sanat nesnesinin ise genellikle bu beklentiyi karşılamak için değil, aksine bu beklentinin yüzeyselliğini vurgulamak için gerçekleştirilmiş olması. Bu üretimlerin çoğu, kendilerini, ortak bir belleği tetikleyerek izleyiciyi angaje etmekle sorumlu kılmazlar. Hatta yine pek çoğunun izlenmek gibi doğrudan bir talebi de yoktur. İzleyeni müellifin önüne koyar ve kendisinin bir tecrübe oluşturmasını beklerler. Güncel sanat ancak büyük beklentileri hayal kırıklığına uğratır.”
 
SINIRINA DAHİL EDİYOR
 
“Avrupa merkezli bir anlayış olmaktan kısmen de olsa uzaklaştırır ve bizim gibi klasik sanat sürecini yaşamamış coğrafyaları da sınırlarına dahil eder. Hazır nesnelerin törenlerde dini kimliklere büründüğü Afrika kültürleri veya temsil alanlarının sınırlandırılmalara tabi olduğu Asya kültürleri gibi farklı anlayışlar hazır nesneler, müdahaleler ve belgeler gibi üretim biçimleriyle sürece dahil olurlar. Sanat üretimindeki bu çeşitlilik izleme sürecine yansır. Galeri ressam ya da heykeltıraş alıcı zinciri yerini faklı bir izleyici modeline bırakır.” 
 
AKADEMİ DE İRDELEYECEK
 
Trakya Üniversitesi’nde de ‘Görsel Kültür’ adıyla yüksek lisans programı açıldı. 20 kişilik kontenjana 80 kişi başvurdu. Prof. Dr. Engin Beksaç “Avrupa ve Amerika’da yaygın bir konu. Günümüz sanatındaki görselliğin arkası ve sosyal kimliğine, çağdaş sanata duyulan ilginin değişik boyutu. ilginç bir aşama. Gerçek bir dönüşümü gösteriyor. Sadece güzel sanatlar öğrencileri değil farklı alanlardan gelen öğrenciler de var. Sanatın bütünleşme sürecindeki farklılıkları da gösteriyor.”
 
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim