Yaşamı gözeten ve kapsayan bir büyümenin CHP ile gerçekleşeceğini bunun en önemli gücünün kadınlar olacağını dile getiren Böke, kadınların ekonomideki yerinin farkında olduklarını ve kadınların gücünü ortaya koyacaklarını ifade etti. Her iki kadından birinin hayatının bir noktasında iş aradığını ama uzun soluklu bir çalışma hayatını tercih etmediğini anlatan Böke, evlenen, çocuk sahibi olan ve bakıma muhtaç ebeveyni bulunan kadının işgücü piyasasından çıktığını kaydetti.
Çalışmak isteyen kadınların bu yüklerini devlet olarak kaldıracaklarını belirten Böke, "Kadının ekonomik ve sosyal hayata dahil olmasını istiyorsak; o zaman bu hizmetleri bir mecburiyet olmaktan çıkarmalıyız. Kreş, gece ve gündüzlü yaşlı bakımevleri ile Türkiye’nin bu alandaki sorunu ciddi oranda çözeceğiz. Genelde kadınlar evlendikleri, çocuk sahibi oldukları, yaşlılara ya da engelli bir yakınlarına bakmak durumunda kaldıkları noktada istihdamdan kopuyorlar. Kreş ve bakımevleriyle bir yandan kadının sosyal olarak ekonomiye ve sosyal hayata dahil olmasını sağlayacağız, diğer yandan çocuklarımıza ilk günden yatırım yaparak, yarının ekonomisini de inşa etmiş olacağız." diye konuştu.
Evinden çıkmak isteyen, sosyal ve ekonomik özgürlük isteyen kadına bu özgürlüğün CHP iktidarında sağlanacağını dile getiren Böke, Türkiye’nin OECD ülkeleri içinde çalışan kadın sayısının en düşük olduğu ülke olduğunu ve yönetimde görev alan kadın sayısının da AKP ile birlikte inişe geçtiğini vurguladı. Böke, bürokraside üst düzey yöneticilerin yüzde 90,8’inin erkek, yüzde 9,2’si kadın olduğunu bildirdi. Böke, “İş Yasası’nda kadınlara yönelik doğrudan ve dolaylı ayrımcılığı net olarak tanımlayacak, etkin yaptırımlar yoluyla ayrımcılıkla mücadele edeceğiz ve kadınların iş gücüne katılımını uzun vadede yüzde 60’a çıkaracağız." şeklinde konuştu.
SOSYAL MEDYA HESABININ OLMASI BİLE SUÇ
Kadına yönelik şiddet konusuna da değinen Böke, Türkiye’de kadınlara yönelik cinayet oranının 2002 ile 2009 yılları arasında yüzde bin 400 artış gösterdiğini söyledi. 2009 yılından sonra kadına şiddet konusundaki istatistiğin Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyu ile paylaşılmadığını vurgulayan Böke şunları söyledi: "Son yıllardaki anlayış, kadının evden çıkmasını bile hoş karşılamıyor, sosyal hayata sahip olmasını yadırgıyor. Kadının kocasından ayrılmak istemesi, giydiği bir kıyafet, hatta sosyal medyada bir hesap sahibi olması cinayete neden olabiliyor. Başka ülkelerdeki kadınların öldürülmesine ağlaşan hükümet, kendi ülkelerinde yaşanan cinayetlerdeki artışın nedenlerine inmiyor. Eğer bir ülke, nüfusunun yarısına aktif ayrımcılık yapıyor, haklarını gasp ediyor, onların sosyal yaşama katılmalarını engelliyor, onların üretici güçlerini ve yaratıcılığını baskı altında tutuyorsa gelişemez. Böyle bir ülkede hukuk bilinci gelişmeyeceği gibi, temel haklara saygı da gösterilmez. Kadın haklarının gelişmesi sadece kadınların değil, bu ülkede yaşayan herkesin hayatını geliştirecek, hepimize daha yüksek standartlarda bir yaşam olanağı sağlayacak bir demokratikleşme hareketidir. Bizim dönemimizin kadının sosyal hayata katılmasını desteklerken, kadın cinayetleri için günlük çetelenin tutulmadığı bir dönem olacağın açıklıkla söyleyebilirim."
