İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), 2015 yılı Türkiye raporunu açıkladı. Raporda; medyaya yapılan baskı, yargının siyasallaşması ve iktidarın muhaliflere yönelik baskısı ön plana çıktı. İpek Medya Grubu'na yapılanları "çok çirkin" olarak niteleyen HRW Türkiye Raportörü Emma Sinclair Webb, "Yani devam eden bir yayını kesiyorlar düşünebiliyor musunuz? Hükümet bütün televizyonları kontrol ediyorsa ve eleştirel kanalları kapatıyorsa bunu Türkiye için çok karanlık bir gelecek olarak görüyorum." dedi.
HRW, 2015 yılı Türkiye insan hakları raporunu düzenlediği toplantıyla açıkladı. Beyoğlu Cezayir Restoran'daki toplantıya; HRW Başkanı Kenneth Roth, HRW Türkiye Raportörü Emma Sinclair Webb ile yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu katıldı.
'CUMHURBAŞKANI SON YILLARDA EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ ŞEKİLDE MUHALİFLERE KORKU ORTAMI YARATIYOR'
Muhaliflerin Türkiye'de korkutularak sindirilmeye çalışıldığını belirten HRW Başkanı Kenneth Roth, "Türkiye'de liderler, Cumhurbaşkanı son yıllarda emsali görülmemiş şekilde muhaliflere karşı korku ortamı yaratıyor. Aslında kendi korkularını yansıtıyor bu; eleştiri korkusu. Son yıllarda çok sert bir baskı ortaya çıktı. Hiç benzeri yoktu bunun. Türkiye demokratik çevresini yok ediyordu, geleceğini yok ediyordu aslında. Medyaya giderek daha fazla baskı yapıldığını gördük. Yargı ve hukuk sisteminin gerilemesi aslında Türkiye'yi geriye götürüyor." diye konuştu.
Mülteciler konusuna değinen Roth, şöyle konuştu: "Son günlerde mülteciler teknelere binip Avrupa'ya dayandı. Bu Avrupa'da paniğe neden oldu. Ortada bir kaos var. Mülteci akını bir kaos korkusu yarattı. Bu durum Avrupa'da kendi sınırlarını koruyamama korkusu yarattı. Bu nedenle Avrupa Birliği Türkiye'ye mülteci akınını önleme karşılığında 3 milyar Evro teklif etti. Bu mülteci akını Avrupa'da özellikle Paris saldırılarının ardından terör korkusunu artırmıştır. Son yıllarda görünüyor ki otokratlar sivil toplumdan korkmaktadırlar. Sivil toplum kuruluşları insanları sokakta kolayca toplayabiliyorlar. Otokratlar sivil insanların bir araya gelmesini istemedikleri için bu yolla insanların bir araya gelmesini engelliyorlar. Bunu Türkiye'de fazlasıyla görüyoruz. Otokratlar sivil toplum kuruluşlarının yabancılarla ilişki kurmalarını istemezler. STK'lar yabancılardan finansman desteği aldıklarında, otokratlar yabancılar bizim içişlerimize karışıyor derler. Aslında mesele STK'ların hükümetten hesap sormasını istememektir. O yüzden STK'lar yabancılardan maddi destek aldıklarında içişlerimize müdahale ediyorlar derler."
WEBB: TÜRKİYE'DE MAHKEMELER DEVLETİ ELEŞTİRENLERİ YARGILAMAK İÇİN VAR
Son 1 yılda Güneydoğu'da yaşanan çatışmalarda en fazla zararı sivillerin gördüğünü ancak devletin sivillerle ilgili hiçbir bilgi paylaşmadığını belirten HRW Türkiye Raportörü Emma Sinclair Webb de, "Son 1 yılda Güneydoğu'da yaşanan çatışmalarda en fazla zararı siviller gördü. Birçok insan öldü. Orada inceleme yapmak inanın çok zor. Bunun nedenleri sokağa çıkma yasakları var. Diğer sorun ise basına aşırı bir baskı var. O yüzden inceleme yapmak imkansız. Bu çatışmalar önce polisle başladı; sonra tanklar ve asker girdi. Devlet şu kadar askerimiz şehit oldu diyor. Şu kadar terörist öldürüldü diyor. Ama devlette sivillerin durumunun ne olduğu ve sivillerden kaç kişinin öldüğüyle ilgili bir bilgi paylaşılmıyor. AİHM kararları var ama bunlar uygulanmıyor." dedi.
Son 2 yıl içinde medyaya birçok baskının olduğunu kaydeden Webb, "Polis, Koza İpek Medya'ya çok şiddetli şekilde girdi. Can Dündar cezaevine konuldu. Erdem Gül de aynı şekilde. Hürriyet'e saldırı yapıldı. Linç saldırısıydı bu. Ahmet Hakan'a da saldırı oldu. Ve bir çok gazetecinin işlerinden atılması da çok önemli bir konu. Türkiye'de işlemeyen bir yargı sistemi var. Mevcut adalet sisteminde devletin yaptığı birtakım hukuksuz işleri mahkemede yargılamak mümkün değil. Mahkemeler devleti eleştirenleri yargılamak için var." şeklinde konuştu.
'DÜŞÜNEBİLİYOR MUSUNUZ DEVAM EDEN BİR YAYINI KESİYORLAR'
Bir gazetecinin Koza İpek Holding'e el konulmasıyla ilgili ileride uluslararası kurumlardan Türkiye'yle ilgili nasıl bir karar çıkar? şeklindeki sorusuna Emma Sinclair Webb şöyle cevap verdi: "İfade özgürlüğü, bağımsız bir medya hükümeti eleştirel bir şekilde ele alabilir. Bugün TV ve İpek Medya'ya yapılanlar çok çirkin. Yani devam eden bir yayını kesiyorlar düşünebiliyor musunuz? Hükümet bütün televizyonları kontrol ediyorsa ve eleştirel kanalları kapatıyorsa bunu Türkiye için çok karanlık bir gelecek olarak görüyorum."
