5. İzmir İktisat Kongresi'nde Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vahdettin Ertaş yönetimindeki "Türkiye'de Finans Sektörünün Geliştirilmesi" konulu panelde konuşan Lewis, Türkiye'de finansal istikrar alanında elde edilen kazanımların önemli olduğunu ifade etti.
Gelecek dönemde bu tabloyu daha da iyileştirmeye odaklanmak gerektiğini belirten Lewis, ekonomi temelleri güçlü bir ülke olan Türkiye'nin küresel krizde iyi bir performans ortaya koyduğunu kaydetti.
Lewis, Türkiye'de finans ve bankacılık sektörünün yanı sıra şirketlerin bilonçalarının da oldukça güçlü olduğuna dikkati çekerek, bunun da Türkiye'nin global şokları daha kolay atlatmasına imkan verdiğini söyledi.
Bankacılık sektörünün Türkiye'de finansal faaliyetlerin büyük çoğunluğunu oluşturduğunu ifade eden Lewis, büyüyen Türk bankalarının ülke büyümesini de desteklediğine değindi.
Finansal sektörde istikrar oluşumunun esneklikle doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Lewis, sermaye piyasası düzenlemesi güçlü olan ülkelerin başarılı olduğunu, Türkiye'de de bu yapıların bulunduğunu dile getirdi.
Lewis, volatilite riski olan ülkelerin sermaye akışını daha fazla cezbettiğini belirterek, fazla miktarda kısa vadeli sermaye akışı çekilmesinin daha yüksek volatiliteye maruz kalma sonucu doğurduğuna işaret etti.
Bir ülkenin sahip olduğu zenginlikten ziyade, sağlam makro ekonomik yapının varlığının önemli olduğunu ifade eden Lewis, "Türkiye'nin de sağlam bir makro ekonomik yapısı var. Türkiye'de faiz oranlarının düşmesi büyümeyi desteklemiştir. Tasarrufu cezbetmek istiyorsanız enflasyon oranı belirleyici olacak" dedi.
‘GLOBAL KRİZ TÜRKİYE'YE FAYDALI OLDU’
TEB Yatırım Genel Müdürü Baturalp Candermir 2008 yılındaki global ekonomik krizin toplumun bir çok kesimine zarar verdiğini ancak krizin Türkiye'ye faydalı olduğunu ve Türkiye ekonomisini başladığı noktadan daha ileri bir noktaya taşıdığını söyledi.
Bu faydanın gerçekleşmesini Türkiye'nin 2002 yılından 2008 yılındaki global ekonomik krize kadar aldığı ciddi önlemlere bağlayan Candemir, "Türkiye ekonomisini istikrara kavuşturmaya çalıştı. 2008 yılında kriz geldiğinde kriz algısı değişmeye başladı. Türkiye'de kriz öncesi ve kriz sonrası portföy yatırımlarına baktığınızda bir artış göreceksiniz. Bunda 2002 sonrası yapılmaya başlanan reformlara teşekkür etmemiz lazım" dedi.
Ekonomide risklerin her zaman bulunduğunu ifade eden Candemir, "Şimdi de risklerimiz var ancak 2000 öncesi risklerle karşılaştığımızda şimdiki risklerimiz daha az. Ben ekonomist olarak çalıştığım 2000 yıllarına kadar hazine kaç ay sonra tıkanabilir diye egzersizler yapıyordum. Fakat 8 senedir bu konuda bir çalışma yapmıyoruz" diye konuştu.
Konuşmasında İstanbul'un bir finans merkezi olma yolunda attığı adımlara dikkati çeken Candemir, bunun için birçok koşulun şu anda mevcut olduğunu dile getirdi.
Candemir, uluslararası bir finans merkezi olmak için İstanbul'un bazı yerelliklerden kurtulması gerektiğini işaret ederek, "Bu olmayacak bir dua değil, olabilir. Her şeyi yerellikten kurtarıp biraz daha globalleştirmek lazım" ifadelerini kullandı.
İstanbul'un uluslararası bir finans merkezi olabilmesi için teknolojik altyapısı ile burada işlem gören finansal enstrumanların arttırılması gerektiğini savunan Candemir, şöyle devam etti:
"Finans piyasası iki araçla olmaz. Opsiyon ve future piyasası başladı. Kullanabileceğimiz pek çok şey var artık. Finansal araçları çeşitlendirmek lazım. İstanbul'da ve Türkiye'de kullanılan finans araçlar ve onlara erişim kolaylığı artıyor."
