Gazete, Erdoğan'ın "zorbalığının" Türkiye'nin refahını tehdit ettiğini yazdı.
Son 10 yıl içerisinde Erdoğan'ın Türkiye'ye getirdiği siyasi ve ekonomik dönüşümün takdir edildiğini belirten gazete, oysa şimdi Türkiye'nin siyasi karışıklık yaşadığına, ekonominin zayıfladığına ve uluslararası itibarının lekelendiğine dikkat çekti.
Yazıda, son iki yıl içersinde skandalların Erdoğan yönetimini lekelediği ve Erdoğan'ın eski müttefiki Fetullah Gülen ile güç savaşına girdiği hatırlatılıyor.
Financial Times, Gülencilerin ülke bürokrasisindeki güçlü konumlarını kullanarak Erdoğan ve dostlarının adlarının yolsuzluğa karıştığına işaret eden kanıtları yayınladıklarını, ancak Başbakan'ın bunlara soruşturmaları sabote ederek, muhaliflerini taciz edip tutuklattırarak, "kendi ahbap çavuşlarını" koruyarak ve genelde yasaları ters çevirerek cevap verdiğini vurguladı.
Bu davranış tarzı nedeniyle Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı arayışlarının birçok çevreyi alarma geçirdiğini yazan Financial Times, özellikle yabancı yatırımcıların komşuları Suriye ve Irak'ın krizde olduğu bir sırada Türkiye'deki bu çalkantılar nedeniyle gergin olduklarına işaret ediyor.
Gazeteye göre, tüm bunlara karşın Erdoğan, ne hırslarını ne de sert yönetim tarzını değiştireceğine dair herhangi bir belirti göstermiyor.
Financial Times, Başbakan'ın devletin başına geçmeyi uzun bir süreden beri istediğini, zira ülkenin siyasi sisteminin ancak bu sayede değiştirebileceğine inandığını belirtti.
Gazete, "Erdoğan, zafer kazanarak 'vesayet dönemi' olarak adlandırdığı, Mustafa Kemal Atatürk tarafından yaratılan ve eskiden cumhuriyeti yönetmeyi kendi haklarıymış gibi gören laik ve kentli elitlerin etkinliği anlamına gelen dönemden nihayet kurtulanacağını savunuyor" diye yazdı.
Makale şöyle devam ediyor:
"Başbakan aynı zamanda Türkiye'yi parlementer sistemden, daha çok devlet başkanının karizmasına ve siyasi otoritesine dayalı bir sisteme kaydırmayı umuyor. Bu görüş, gittikçe artan otoriterizm uyarılarında bulunan muhaliflerini telaşlandırıyor.
Erdoğan'ın bu seçimi kazanıp kazanamayacağı seçmene bağlı. Ama cumhurbaşkanı seçilse bile, bunun Türkiye için daha iyi olacağını görmek zor.
2011 yılında yeniden başbakan seçilmesinden bu yana Erdoğan ne yapacağı belli, olmayani sıkıntı yaratan siyasi bir figür oldu. Cumhurbaşkanlığına yükselmesinin bu durumu değiştireceğini düşünmek zor.
Bazı konunlarda devlet adamlığı örneği gösterdi. Erdoğan, yıllarca hiçbir netiece alınamadan süren çatışmaların ardından cesur bir kumar oynayarak PKK'nın 30 yıldır süren ve 40 bin hayata mal olan isyanına son verme girişimi başlattı. Ama bu, Ortadoğu politikasında tartışmalı bir aktör olduğu bir sırada siyasi olgunluğun nadir örneklerinden biri oldu.
Buldozer ile dümdüz edilerek kazanılan bir zafer, onu sosyal dokusu yıpranmış bir ülkenin başına getirecek ve bir Atatürk'den daha çok bir Putin olacak. Bu Erdoğan'ın Türkiye'si, başbakanlığının ilk 10 yılındaki o hayranlık uyandıran Türkiye olmayacak."
