Başbakan'ın konuşmasından satır başları:
Türkiye'nin 10 Ağustos sürecine nasıl geldiğini hatırlatmakta fayda var. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bizim için yeni ortaya çıkmadı. Özal'ın cumhurbaşkanı adayı olmasına CHP karşı çıkıyordu.
2007 yılında biz cumhurbaşkanın seçeceğimiz zaman merhum Özal'a karşı kurulan şer cephesi bir kez daha kuruldu.
Bizim mecliste cumhurbaşkanı seçmemiz engellendi. 367 şartı biz cumhurbaşkanı seçeceğimiz zaman çıkarıldı. Biz seçeçeğimiz zaman böyle anlamsız, hukuksuz bir şart çıkarıldı.
Merhum Özal'ı seçilirse indiririz diyen CHP 2007'de de bizim için bunu yaptı. CHP tarihi boyunca ya darbecileri arkasına almış ya da kendisi arkasından gitmiştir. 2007 yılında da CHP ve bazı yüksek mahkemeler, bazı hukukçu ve akademisyenler bizim karşımızda yer aldılar.
Milli iradeye yönelik bu tehdide cevabı verdik asla geri adım atmadık. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi için anayasa değişikliğini yaptık. Bunu da TBMM'den geçirdik. Dönemin cumhurbaşkanına gönderdik. Böyle olunca halk oylamasına gidilmek zorunda kaldı. 21 ekimde yapılan halkoylamasında halk bizim yanımızda yer aldı.
"STATÜKO VE VESAYET YANINDA YER ALMADIK"
Statüko ve vesayet yanında yer almadık. TBMM kurulduğunda duvarında egemenlik milletindir yazıyordu hala öyle değil mi? İsmet İnönü zamanında bu ilke duvardan kaldırılmış, Menderes zamanında tekrar oraya konulmuştur.
Onyıllar boyunca devlet anadolunun yoksul insanlarına hiçbir zaman al demediler. Bu millet merhum Menderes döneminde aldı, merhum Özal döneminde aldı. İşte şimdi Ak Parti döneminde alıyor.
Bu ülkede seçkinler, elitler milletten her zaman istediler. Millete hiçbir zaman itibar etmediler. Biz milletin içinden geliyoruz. AK Parti her zaman milletin partisi oldu ve aynı istikamete baktı. Millet nasıl ki vekilini seçebiliyorsa çok daha rahatça cumhurbaşkanını seçer . CHP şu anda millete itibar etmiyor.
"CHP DEVLETİN ZİRVESİNE BİR VAZO, SAKSI SEÇMENİN PEŞİNDE"
CHP şimdi de bir cumhrubaşkanı değil devletin vitrinine bir vazo bir saksı seçmenin peşinde. İsmet İnönü tarafsız bir cumhurbaşkanımıydı. Eğer bu kardeşiniz seçilirse tarafsız cumhurbaşkanı olmayacak. İki taraf var: 1- millet 2- devlet. Milletin tarafında olan bir cumhurbaşkanı olacak. Türkiye'nin ve demokrasinin ihtiyacı budur. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Artık milletine veren bir devlet var.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile egemenlik tam manasıyla işlemeye başlayacak. Şu anda da bir yetki karmaşası olacağı yönünde propaganda yapılıyor.
Seçilmiş bir cumhurbaşkanı ile bir başbakan Türkiye'yi asla geri götürmez, şaha kaldırır.
Ajanshaber
