Türk dizilerinin peş peşe yayınlandığı Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayın yapan MBC grubunun 4'üncü kanalında yayınlanan 'Extra Turki' programının bu haftaki bölümünde Özcan Deniz'in senaryo ve yönetmenliğini üstlenip başrolünü oynadığı 'Su ve Ateş' filmine geniş yer ayrıldı. Özcan Deniz, programı hazırlayıp sunan Liana Dahdouh'un sorularını yanıtladı.
"HAYATI BÜTÜN NOTLARIYLA YAŞADIM"
Çocukluğundan itibaren meşakkatli bir yaşamı olduğunu ifade eden Deniz, "Bu zor hayat beni geleceğime çok iyi hazırladı. Hayal kırıklıkları, yüksek mutluluklar, yüksek acılarla karşılaştığımda otokontrolümü kaybetmeme nedenlerinden bir tanesi yoğun bir çocukluk yaşıyor olmam. Çok erken yaşta sorumluluklarla karşılaştım. Haliyle hayatı bütün notalarıyla yaşamış olmak, filmlerime, şarkılarıma, bunları icra ediş biçimime yansıyor. O yüzden o zorlukları yaşamış olmayı bir kayıp olarak görmüyorum. Tam tersi benim en büyük hazinem" dedi.
"YEŞİLÇAM BENİM İÇİN ÇOK CİDDİ BİR REFERANS"
Özcan Deniz, sinemanın bugünkü durumunu değerlendirirken, "Türkiye ve dünyada 1990'lı yıllardan önce yapılan filmler daha güçlü. Düşük prodüksyonlar, senaryosu tam işlemeyen, teknikten yoksun filmler enteresan bir sıcaklığa sahip. Bu nasıl yakalandı, hep inceledim. Filmlerimde biraz bu gerçekliği ve sıcaklığı yakalamaya çalışıyorum. O yüzden Yeşilçam benim için çok ciddi bir referans. Keşke tekniğe de, yaratıcı ekiplere de yatırım yapsalardı. O zaman Türk sineması çok ileri bir yerlerde olabilirdi" diye konuştu.
"TÜRK KADINININ GÜÇLÜ OLMASINI İSTİYORUM"
Özcan Deniz, kadınlar hakkında sorulan bir soru üzerine, "Kendi ayakları üzerinde durabilecek kadar güçlü, sarsılmaz, kendilerine ait her şeye maksimum güçle sahip çıkmaları, zeki olmaları, onları farklı kılan şeyler. Artık genel olarak Türk kadının bu seviyelere gelmesini istiyorum. Kadınların Türkiye'de, Ortadoğu'da kendine güvenip kararlarını verebilen, çok genel kurallara boyun eğip büyük acılara mahkum olmayan kadınlar olmasını diliyorum" şeklinde bir cevap verdi.
www.istanbulhaber.com
