• BIST 10218.58
  • Altın 2444.587
  • Dolar 32.193
  • Euro 34.7877
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 15 °C

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Sen kimsin ya'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kemal Kılıçdaroğlu'na 'Sen kimsin ya'
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen İkinci Muhtarlar Toplantısı'nda konuşuyor.

Muhtarlara seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu aralar ben başkanlık sistemi diyorum, onlar diktatörlük diyor. Daha düne kadar başkanlık sistemini savunanlar dahi ben bunu söyleyince aksini söylemeye başladılar. Geçmişte tek parti döneminin milli şefine itaati vatandaşlık borcu olarak görenler şimdi diktatörlükten bahsediyorlar. Bu nasıl bir diktatörlük ki bugün ülkemizde faal durumda 87 parti var" dedi.

Erdoğan, "7 Haziran’da da bunlardan 31’ini katılıyor. Bu nasıl diktatörlük ya, diktatörlükte bu kadar parti seçime girebilir mi? Bu ithamı bir türlü milletin yanında yer almayı beceremeyenlerin dolayısıyla onun teveccühüne mazhar olamayanların sayıklamasıdır" diye konuştu.

"CHP olduğu sürece bu ülkeye başkanlık sistemi gelmez" diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, "Çıkmış bir tanesi, 'ben burada olduğum sürece başkanlık sistemi gelemez' diyor. Milletin iradesinin karşısında durulmaz, millet istediği zaman milletin istediği olur. Sen kimsin ya?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen İkinci Muhtarlar Toplantısı'nda konuşuyor.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Muhtarlık kavramının hayatımda ayrı bir anlamı var. Bana muhtar bile olamaz demişlerdi. Rastgele bir ifade değil. Muhtarlık doğrudan milletin iradesiyle gelinen görevin ilk basamağıdır. Muhtarlıktan başlayan görev alma silsilesi artık Cumhurbaşkanlığı’na kadar uzanıyor. Milletin tercihlerine karşı olanlar için muhtarla cumhurbaşkanının bir farkı yok.

Çünkü onlar bu işin ruhuna karşı. İstiyorlar ki Türkiye hep kendi kurdukları, kendi kontrolleri altında olan vesayet düzeniyle yönetilsin. Millet sadece üretsin, koştursun, sonra getirsin her şeyi onlara teslim etsin onlar da diledikleri gibi kullansın.

Büyükşehir Belediye başkanlığımda İstanbul halkının vesayet düzenine isyanının ifadesidir. 12 yıllık başbakanlığım da, cumhurbaşkanlığım da millete alenen hakaret edenlere karşı bir başkaldırıdır. Bir taraftan duvarlara “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazacaksın, sonra egemenliği millete vermemek için her yola başvuracaksın.

Muhtar ne demektir? Belediye başkanı ne demektir, milletvekili ne demektir, bunları bilmezler. Milletin değerlerine, inancına, kültürüne, tarihine, kılığına, kıyafetine karışanların demokrasiden, eşitlikten, özgürlükten bahsetmeye hakkı yoktur. Millete saygı göstermeyi öğreneceksiniz.

Ne olacak ya, köy muhtarı, ne olacak mahalle muhtarı diyemezsin arkadaş, diyemezsin. 50 kişi de seçse, 100 kişi de seçse, 30 bin kişi de seçse, 20 milyon seçse seçilmiştir, saygı duyacaksın. Bunun başka izahı yok.

Bu aralar ben başkanlık sistemi diyorum, onlar diktatörlük diyor. Daha düne kadar başkanlık sistemini savunanlar dahi ben bunu söyleyince aksini söylemeye başladılar. Geçmişte tek parti döneminin milli şefine itaati vatandaşlık borcu olarak görenler şimdi diktatörlükten bahsediyorlar. Bu nasıl bir diktatörlük ki bugün ülkemizde faal durumda 87 parti var.

7 Haziran’da da bunlardan 31’ini katılıyor. Bu nasıl diktatörlük ya, diktatörlükte bu kadar parti seçime girebilir mi? Bu ithamı bir türlü milletin yanında yer almayı beceremeyenlerin dolayısıyla onun teveccühüne mazhar olamayanların sayıklamasıdır.

Çıkmış bir tanesi, "ben burada olduğum sürece başkanlık sistemi gelemez" diyor. Milletin iradesinin karşısında durulmaz, millet istediği zaman milletin istediği olur. Sen kimsin ya?

Mahallenizdeki garipleri, mağdurları, ihtiyaç sahiplerini tespit edip, onlara sahip çıkmanız, sahip çıkılmasını temin etmeniz şarttır. Yani Cumhurbaşkanı olarak benim en ücra köşedeki elim ayağım, kulağım, gözüm sizler olmalısınız.

Bu formlar İçişleri Bakanımıza gelmeli ve bizler birlikte inşallah bu sıkıntıları gidermeliyiz. Hamdolsun devletimizin, STK’larımızın bu konuda çok iyi çok detaylı çalışmaları var. Onlarla uyum içinde hareket ettiğimizde meseleleri hızlı bir şekilde çözüm yoluna koyabilirsiniz.

Öte yandan bizim insanımız onurludur, gururludur, giyecek kıyafeti, yakacak odunu, kullanacak ilacı bulunmadığı halde kapısını kapatıp hiç kimseye el açmadan kendi dünyasında yaşıyor olabilir. Sizler bunların hepsini teker teker tespit edip ilgili kurumların o insanlara el uzatmasını sağlamak zorundasın. Muhtar inşallah budur.

Aynı şekilde, esnaftan, hanımlardan, öğrencilerden, yaşlılardan farklı sıkıntılar olabilir. Dargınlar olabilir, hepsine vakıf olmalısınız.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
    Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim