• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 16 °C

Çocuğunuz geri kalmasın

Çocuğunuz geri kalmasın
Sosyal beceri, bireyin toplumsal sorumluluklarını yerine getirmek amacıyla sergilediği davranışlardan oluşur.

Sosyal yeterlilik ise bireyin içinde bulunduğu durum ve ortamla ilgili olarak değerlendirilmesi gereken kavramdır. Bireyin ‘lütfen’ sözcüğünü kullanabilme, teşekkür etme, selamlaşma, başarısızlıkla baş etme gibi sosyal becerileri bilmesi, onun sosyal yeterliliğe sahip olduğunu göstermez.  Bireyin bu becerileri bilmenin yanı sıra, farklı ortam ve durumlar için uygun ve uygun olmayan becerileri de bilmesi, bildiği sosyal becerileri farklı ortamlarda uygun şekilde kullanabilmesi de gerekir.
 
Ülkemizde, sosyal beceri öğretiminin, müfredat programlarında henüz yer almadığını belirten Yunus Polatoğlu,  zihinsel engelli çocukların en temel gereksinimlerinin okuma-yazma, matematik becerileri ile öz bakım becerileri olduğu varsayımıyla, eğitim programları bu beceriler üzerinde odaklaşır, dedi.
 
Konuyla ilgili önemli bilgiler veren Zihinsel Engelliler Öğretmeni Yunus Polatoğlu, sosyal beceri konusuna gerektiği gibi önem verilmediğini belirtti.
 
“SOSYAL BECERİ, ÇOCUKLARIN BAŞARILARINI ARTIRIR”
 
Birçok öğretmenin, sosyal becerilerin doğrudan öğretilmesine gerek olmadığı kanaatine vardıklarını ifade eden Polatoğlu, çocukların dinleme, parmak kaldırma ya da paylaşma gibi sosyal becerileri hayat bilgisi derslerinde zaten öğrettiklerini açıkladıklarını söyledi. Ancak doğrudan sosyal beceri öğretimini temel almayan bu uygulamalarda, çocuklar bu becerileri yeterince öğrenemiyor diyen Polatoğlu,  çocukların yaşamlarını kolaylaştıracak, sosyal kabullerini ve katıldıkları etkinliklerde başarılarını arttıracak olan sosyal beceriler, eğitim programlarında yer aldığı zaman, birçok çocuğun bu becerileri öğrenebildiği ve kullanabildiği gözleniyor, şeklinde açıklama yaptı.     
          
SOSYAL BECERİLERİ ÖĞRENMEK ZİHİNSEL ENGELLİLER İÇİN DAHA DA ÖNEMLİ
 
Sosyal beceri programlarının neden gerekli olduğunu açıklayan Yunus Polatoğlu, sosyal becerilerin öğretilmesi, zihinsel engelli çocukların akademik becerileri öğrenmelerini kolaylaştırır. Öğretim sürecinde öğretmenin anlattıklarına dikkat edemeyen, anlatılan ya da konuşulanları dinlemeyen, yönergelere uymayan, söz almak için sırasını beklemeyen, araç-gerecini arkadaşları ile paylaşmayan, sorulara cevap vermeyen ya da soru sormayan çocukların, öğrenme ortamından yararlanmaları oldukça güçtür, dedi.
 
Polatoğlu, şöyle devam etti: 
 
“Zihinsel engelli çocukların, yaşıtları ve diğer bireyler tarafından sosyal olarak reddedildikleri, olumsuz sosyal davranışları ya da sosyal becerilerdeki yetersizliklerin sosyal reddi artırdığı, birçok çalışma sonucunda görülmüştür. Dolayısıyla bu çocuklar, gerekli sosyal becerileri öğrenerek, sosyal kabullerini arttıracak ve kaynaştırma programlarına devam eden çocuklar için artı bir kazanç olacaktır.”
 
EN TEMEL SORUN İŞ BULAMAMAK
 
Zihinsel engelli çocukların karşılaştıkları en temel sorunlardan birinin iş bulamamak olduğunu söyleyen Polatoğlu, ya da bir işte çalışamamak, var olan işlerini kaybetmektir. Zihinsel engelli bireyin, işle ilgili sosyal becerilere sahip olması ve bu becerileri iş ortamında etkili bir şekilde kullanması, hem işe girmesini hem de işte uzun süreli çalışmasını kolaylaştıracak; aynı zamanda iş başarısı ve iş doyumunu arttıracaktır, açıklamasını yaptı.
 
SOSYAL BECERİ NASIL ÖĞRETİLİR?
 
Sosyal becerinin nasıl öğretileceği konusunda, öncelikle sosyal beceri programında hangi becerilerin yer alması gerektiği belirlenmeli diyen Polatoğlu, aşağıdaki soruların yanıtlarını, birkaç gün gözlem yaparak not tutmanızı tavsiye ederim dedi. Böylelikle çocuğun, hangi etkinlikleri gerçekleştirirken hangi sosyal becerilere gereksinimi olduğunu; aynı zamanda çocuğun hangi becerileri öğrenirse, bu etkinliklerde başarısının artacağını belirlemiş olacaksınız.
 
  A- Çocuğun şu anda içinde bulunduğu ortamlar ve bu ortamlarda katıldığı etkinlikler nelerdir?
  B- Bu etkinliklere, çocukla beraber katılan diğer kişiler kimlerdir?
  C- Çocuğun, bu etkinliklerde başarısını azaltan sosyal yetersizlikler nelerdir?
 
İkinci olarak, çocuğun gereksinimi olan öncelikli beceriyi belirlemek gerektiğini ifade eden Polatoğlu, örneğin bir çocuk evden okula giderken, serviste hiç kimse ile konuşmuyor ve sorulan sorulara yanıt vermiyorsa, bu iki beceri, çocuk için öncelikle öğretilmesi gereken beceriler arasındadır. Çünkü bu becerilerdeki yetersizlik, arkadaşları ile etkileşimini olumsuz yönde etkiler, dedi.
 
YETERSİZLİĞİNİ ÖĞRENİN
 
Polatoğlu “Öğretim sürecinde, öğretmen çocuk için öncelikli becerileri seçtikten sonra, bu becerilere ilişkin çocuğun ne tür yetersizliği olduğunu belirlemeli ve nasıl öğretim yapacağına karar vermeli” ifadelerini kullandı.


Bu aşamada, öğretmenin kendisine “Öğrenci, öğretmenin öğretmek istediği hedef beceriyi daha önce hiç yaptı mı?”  sorusunu sorması gerektiğini belirten Polatoğlu, bu soruya cevap vererek, çocukta beceri yetersizliği mi, yoksa performans yetersizliği mi olduğu belirlenir. Çocuk, hedef beceriyi bilmiyorsa, beceri çocuğun repertuarında yoksa, beceri yetersizliği; beceriyi biliyor ancak uygun yer ve durumlarda kullanmıyorsa, performans yetersizliği söz konusudur. Sorunun yanıtı ‘hayır’ ise beceriyi önce öğretmeli, daha sonra kullanması için ortam ve fırsatlar yaratmalıdır. Sorunun cevabı ‘evet’ ya da ‘bazen’ ise bu durumda, öğretmen öncelikle bu becerinin kullanımına ilişkin kural ve beklentilerini öğrencinin fark etmesini sağlamalı, öğrenciye beceriyi kullanmasının ne gibi kazançlar getirebileceğini göstermeli ve daha sonra beceriyi uygun şekilde kullanması için fırsat vermelidir. Her iki durumda da öğretmen, beceriyi uygun olarak kullanması sonucunda, öğrenciye olumlu geri bildirim vermeli ve ödüllendirmelidir, dedi.
  
Polatoğlu, çocukların sosyal becerilerini geliştirmek için yapılması gereken diğer adımları şöyle sıralıyor: 
 
Bireysel öğretim mi, grup öğretimi mi yapacağımıza karar vermeliyiz. Öğretmenin seçtiği öncelikli beceri ya da beceriler, grubun/sınıfın ortak gereksinimi ise; bazı çocuklar bu beceriyi hiç bilmiyor, diğerleri biliyor ancak uygun yer ve zamanlarda kullanamıyorsa, grup öğretimi yapılmalı, beceri tüm grupla çalışılmalıdır. Böylece hiç bilmeyenler beceriyi öğrenirken, bilen ancak kullanmayanlar da uygulama fırsatı elde edeceklerdir.
 
Çocuğun daha önce hiç kullanmadığı ya da bilmediği, dolayısıyla davranış repertuarında olmayan bir beceriyi, doğrudan öğretim yaklaşımını temel alarak, aşağıdaki basamakları izleyerek öğretmeleri mümkün diyen Polatoğlu, aşamaları sıraladı:
 
 Öğrencinin hedef beceriyi fark etmesini sağlamak ve beceriyi öğrenciye tanıtmak:
 
Bu aşamada amaç, öğrencinin dikkatini, öğretilmek istenen beceriye çekerek, öğrenciye beceriyi kullanma ve kullanmamasının olumlu ve olumsuz sonuçlarının neler olabileceğini fark ettirmektir. Örneğin ‘lütfen’ sözcüğünü kullanırsanız ya da kullanmazsanız ne olur? gibi.
 
Hedef becerinin analiz edilmesi: Burada, ‘çocuğun bu beceriyi öğrenebilmesi için hangi alt becerileri öğrenmesi gereklidir?’ sorusuna yanıt bulmamız gerekir. Bu soruya verilen yanıt, hedef becerinin analizini oluşturacak, bu beceriyi oluşturan alt becerileri sıralamasını kolaylaştıracaktır. Örneğin dinleme becerisi gibi.
 
Model olma: Model olma, sosyal beceri öğretiminde çok etkili bir öğretim tekniğidir. Öğretmen, yardımcı öğretmen ya da bu beceriyi bilen bir çocukla gruba model olur. Model olma çalışması kuklalarla, çocuğun sevdiği çizgi film kahramanları izlettirilerek yapabilir.
 
Rol oynama/prova etme: Rol oynama aşamasında, çocuğun hedef beceriyi, günlük yaşama benzer hipotetik durumlarda canlandırması amaçlanır.  Öğrencinin, beceriyi yardım alarak doğru sergilemesi, doğru performansı sonucunda geri bildirim alması, ödüllendirilmesi sağlanır. Öğretmen çocuğa, doğru yardımı sunmalıdır. Yardımı sunduktan sonra, çocuk hala yapamıyorsa, sunduğu yardım doğru değildir. Yardım, doğru performansı ortaya çıkarmayı garantiler.
 
Becerinin alıştırmalarla tekrarlanması: Bildiğimiz gibi öğrenmenin 4 aşaması vardır: Edinim, akıcılık, kalıcılık ve genelleme. Bu aşamaların hepsini yapamayan bireylerde, tam öğrenme sağlanmamış olur. Alıştırmaları tekrarlayarak öğrenmenin, kalıcılık aşamasına hizmet etmiş oluruz. Öğretmen, öğrencilerin bu becerileri tekrar kullanmalarını sağlamak için; sınıfta görünen bir yere, becerinin basamaklarını yazılı ya da görsel olarak hazırlayıp asabilir, 4-5 gün panoda asılı olan becerileri sınıfta tekrar ettirebilir.
 
Becerinin genelleştirilmesi: Genelleştirme, araç-gereç, ortam ve kişi genelleştirmesini gerektirebilir. Böylece çocuk, başka kişilere karşı, başka ortamlarda ve başka araç-gereçlerle de beceriyi doğru olarak sergileyebilir. Bunun için çocuğun çevresindeki kişiler, çalışılan beceri hakkında bilgilendirilmeli ve ortam oluştuğunda çocuk desteklenip, pekiştirilmelidir. Farklı ortamlarda, becerinin prova edilmesi sağlanmalıdır.
 
Çocuğun kendi becerilerini değerlendirmesi: Öğretmen çocuklardan, öğretilen beceriyi kullanıp kullanmadıklarını izlemelerini, dolayısıyla kendi kendilerini değerlendirmelerini istemelidir. Öğretmen, çocuklardan beceriyi kullandıkları zaman, gelip kendisine haber verilmesini isteyebilir. Sınıfa, sınıf listesi olan bir pano asarak, öğrenciler beklenen davranışı sergilediklerinde, isimlerinin karşısına yıldız ya da hoşlandıkları bir çıkartma yapıştırabilir.
 
Öğretmenin çocukların performansını değerlendirmesi: Bu aşama, sosyal beceri öğretiminde, çocuğun öğretilen becerileri öğrenip öğrenmediğine karar verilmesi için çok önemlidir. Değerlendirmede, öncelikle beceriyi öğrenip öğrenmediği değerlendirilmeli, daha sonra farklı ortamlarda kullanıp kullanmadığı değerlendirilmelidir.

 

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim