Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde çözüm sürecinin bitmesiyle başlayan çatışmalı ortamdan en çok çocuklar etkilendi. Sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı 7 ile bağlı 17 ilçede 44 çocuğun hayatını kaybettiği, 50'yi aşkın çocuğun da yaralandığı bildirildi.
Son dönemlerde 7 ile bağlı 17 ilçede devam eden sokağa çıkma yasaklarının bilançoları ortaya çıkmaya başladı. Sokağa çıkma yasaklarının başladığı günden bu yana çıkan çatışmalarda 44 çocuk hayatını kaybetti, 50'nin üzerinde çocuk da yaralandı. Bölgedeki çatışma ortamı ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle yüz binlerce çocuğun da eğitimi aksamış durumda.
Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi Avukat Gazal Bayram Koluman, bölgede ciddi anlamda devam eden çatışmalı bir ortamın sürdüğünü söyledi. Bu çatışmalı ortamdan her zaman olduğu gibi kadın ve çocukların etkilendiğini belirten Koluman, "İlimiz genelinde Sur ilçesinde, bölge üzerinde ise Silopi, Cizre, Dargeçit, Nusaybin gibi, toplamda 1 milyon 300 bin kişinin yaşadığı 7 ile bağlı 17 ilçede sokağa çıkma yasaklarının devam ettiğini bilmekteyiz. Sur ilçesinde ikamet eden genel nüfusun büyük çoğunluğu 90'lı süreçten itibaren bölge genelindeki köy yakmaları ve benzeri durumlar nedeni ile köyden kente gelmiş olan yoksul kesim. Bu yoksul kesim 90'lı yıllarda en büyük darbeyi yemişken bugün sokağa çıkma yasakları ve oraya başlatılan savaş konsepti ile beraber ikinci bir defa yerlerinden edilmiş durumdalar. Çatışmalı sürecin başladığı günden bugüne kadar bölge genelinde toplam 44 çocuğun öldürüldüğü ve 50'yi aşkın çocuk yaralandı. Hayatını kaybeden çocuklarımızdan bir kısmının ambulans içeriye sokulamadığından kan kaybından hayatını kaybettiği, bunların içerisinde bir aylık bebeğin de olduğu iki gün önce yine yaşanan Cizre'deki olaydaki anne karnında 7 aylıkken ölen bir bebeğimiz de mevcut. Dolayısıyla biz bu çatışmalı ortam içerisinde en çok etkilenenlerin çocukların olduğunu yaşam haklarının birincil anlamda ihlal edildiğini, bunun yanında eğitim, barınma, sağlık gibi yaşam hakkından sonra gelen bütün hakların ihlal edildiğini görmekteyiz. Aynı zamanda salt yaşam hakkı ihlali değil, ebeveynleri kardeşleri diğer aile fertlerinin ölümüne şahit olmakta. Günlerce bu ölümlerle aynı oda içinde kalmaya mahkum bırakılmakta. Okullar, savaştaki merkez üssü gibi kullanılıyor, çocukların eğitime devam edemediği çok açık. Biz bu çatışmalı ortamın derhal sonlandırılması gerektiği kanısındayız. Çocukların daha sağlıklı ortamda aile ve yaşantılarına devam etmelerini beden bütünlüğü ve ruh sağlığı açısından çok önemli. Ayrıca bu hususun Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne, yürürlükte olan Çocuk Koruma Kanunu'na aykırı bir durum olup devletin bu ulusal ve uluslararası yasalara göre çocukları çatışmalı ortamın her türlü ihmal ve istismarından korunması yükümlülüğünü hatırlatarak derhal bu duruma son vermesi, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması ve çocukların eğitimine devam edilmesi gerekmektedir" dedi.
