• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • İstanbul 23 °C
  • Ankara 27 °C
  • İzmir 25 °C

Turgay Kıran: "Galatasaray küllerinden doğacak"

Turgay Kıran: "Galatasaray küllerinden doğacak"
Başkan adaylığını açıklayan ilk isim olan Turgay Kıran, kulübü düze çıkaracak projelerini anlattı, Ali Sami Yen’in huzurunda Galatasaray’ın yeniden küllerinden doğacağının sözünü vereceğini söyledi.

Divan Kurulu’nda eleştirilmeleri halinde, bırakıp gitmeyeceklerinin altını çizen Turgay Kıran, “Her itirazda Galatasaray’ı yarıda bırakıp kaçamayız ki! Yapılan eleştiri haklıysa, doğruyu yapmaya çalışırız” diyor.

Divan Kurulu’nda üreteceğiniz projeler kabul görmez, eleştirilirse ne yaparsınız? Aysal örnek mi!

DİVAN elbette önemli ama sadece bir öneri kurulu, yaptı- rımı yok. Onlara bilgi veriyoruz ancak genel kuruldan 3 sene için Galatasaray’ı yönetme yetkisi alıyoruz. Biz o yetkiyi aldıktan sonra Divan Kurulu’ndaki bazı arkadaşlarımız bizi tenkit etti diye bırakmak gibi bir şansımız yok.

Biz Galatasaraylıyız. Her itirazda Galatasaray’ı yarıda bırakıp kaçamayız ki! Ha yapılan eleştiriler haklıysa, biz o doğruyu yapmaya çalışırız. Yönetimimde 7 ekonomist var. Bunu yapamazsak ne zaman yapacağız? Tarihte böyle ekonomisti bol bir yönetim var mı?

Şimdi Dursun’a bakıyorsunuz, ne kadar sayılıyorsa, bir ekonomist kendisi

Ahmet’e bakıyorsunuz sadece bir tane var Zafer, Türk Telekom’un CEO’su. Biz de 7 tane bankacı, yeminli mali müşavir, borsacı, menkul değerlerci arkadaşımız var. Biz bunu yapamazsak zaten Galatasaray’ın başka bir dinamiği yok.

Kulüp-Lise-Vakıf-Dernekler arasındaki uzlaşmaya nasıl sağlayacaksınız?

En zor soru bu, bana sorarsanız. Ben Galatasaray Spor Kulübü’nün başkanlığı için adayım. Liseli olabilirim. Üniversiteyi tartışabilirim, vakıfla hiçbir ilgim yok.

Dolayısıyla ben sadece Galatasaray Kulübü’nün varlığı için çalışmalıyım. Bana artık bu konuda ‘Reis’ denmemesi lazım. Demokrasi yerleşmiş, ama bir biat kültürü var hâlâ kulüpte. Dayatmacı bir kültür var. Gördük en son örneğini.

Çanakkale törenlerinde sevgili İnan Kıraç, Dursun Özbek’le, lise müdürü üniversite rektörü ile beraber. Boy gösterisi yapıyorlar. Yani ne demek istiyorlar? Biz gücüz, birliğiz. Şimdi bu Fair mi? Dolayısıyla biz buna karşıyız.

Bu duruma şöyle bir espri yaptım. Kenan Evren ihtilal yaptı, ihtilalden sonra demokrasiyi açtı. Parti kurdu, partinin başına silahdaşı Turgut Sunalp’i getirdi. Sonra da başbakan ilan etti. Ama halk Turgut Özal’ı seçti.

Şimdi sevgili İnan Kıraç, aynı metodu uyguluyor. Lise müdürünü, rektörü, aday olabilecek birini alıyor, demokrasiye inanmadığını belirtiyor. Bırakın Genel Kurul üyeleri istediğini seçsin. Demokrasinin gereği, işin doğrusu bu.

Herkes her işe karışmayacak!

Yönetim kurulunuz, camiada hiç bilinmeyen değil ama az bilinen isimlerden oluşuyor. Aysal da aynı yolu izlemişti. Sonrasında yaşananlar malum. Bir yıl sonra, palazlanan ya da hata yapan çalışmayan biri olursa değişir misiniz?

BİZİM öyle bir lüksümüz olmaz. Çünkü bu sıkıntı yapar, yaşadık onu. Dolayısıyla istikrarlığı sürdürülebilir bir yönetim olması lazım.

Tabii ki yönetimde çatlak sesler çıkacak. Çıkmaması mümkün mü? 15 farklı düşüncede insanla tartışacaksın. Ama herkesin görevini belirledik.

Futbolu tamamen Futbol AŞ yönetecek. Tabii ki yönetim kurulundan 3 kişiyi vereceğiz ama camianın önemli birkaç ismi, Sportif AŞ dolayısıyla futboldan tamamen sorumlu olacak. Şimdi Ali Dürüst mü var. Biz de onun değerinde bir arkadaş koyacağız.

Grinin 50 tonuna sahibiz

Adayların renk seçiminde yanlı davranıldığını belirten Kıran, “Renge değil, içinde ne olduğuna bakmak lazım”diyor.

Renklerin uğuruna inanıyor musunuz? Renk seçimindeki polemik için ne diyorsunuz? (Sarı-Kırmızı-Gri)

ÜZÜLEREK söyleyeyim griyi ben çekmedim. Tüzükteki teammül gereği, en kıdemli üye çeker ilk rengi. En kıdemli üye de benim.

Orada Dursun Özbek’in yollamış olduğu Cengiz Özyalçın beyi 45-50 dakika bir odada tutup, olmayan bir te- amülden bahsederek, buraya gelenlerin sicil yaşı önemli gibi bir havaya soktular. İtirazımıza rağmen, ilk renk seçimi Cengiz’e verildi. Bu Galatasaray’a yakışmıyor.

Hiç önemli değil renk seçimi. Galatasaray’ın rengi bizim yüreğimizde. Genel kurul renge değil, adaya oy verecek. Bizim yönetimimizde de grinin 50 tonu var.

Futbol dünyasında, maçlarda ‘totem’ yapanlar hayli fazla. Sizin böyle bir inanışınız var mı?

BENİM hiç öyle bir ritüelim olmadı. So- nunda bir müsabaka izliyorum. Dolayısıyla böyle bir şeye gerek duymadım bugüne kadar. Biz spor ruhu ve kültürüyle yetişmiş insanlarız. Mühim olan mücadeledir. Mü- cadeleyi kazananı da kutlarız.

Galatasaraylıları saf sanmasınlar!

Galatasaray’ın borcu malum. 1 trilyona yakın. Kazandınız. 3 yıl sonra bu borç ne kadara iner ya da ne olur?

EKONOMİST arkadaşlarım bunun değerlendirmesini yapıyor. Bu üç senenin sonunda borcu çok ciddi bir şekilde azaltacağımıza inanıyoruz. Ama buna rakam vermek çok zor çünkü dövize endeksli borçlarımız da var.

Türk Lirası borçlarımız da var ama bizim bu çalışmalarımızda borcun yarıdan fazlasını yani nerden baksanız 500-600 milyonunu ödeyeceğimizi varsayıyoruz. Baktığınız zaman ciddi bir rakam bu.

Galatasaray bugünkü borca nasıl ulaştı. Kim, nerede hata yaptı?

ÜNAL Aysal’ın son iki dönemde tarihimizin en fazla harcamasını yaptığı ortada. Ama sadece Aysal mı sorumlu?

Elbette değil. Rahmetli Özhan Canaydın da, öncesinde Faruk Süren de bu borçlardan sorumlu. Kimse kaçma şansına sahip değil.

Borç biriktikçe katlanmış, katlanmış, Ünal Bey’de arşa ermiş. Dolayısıyla Aysal diyor ki; dövize çevireyim.. Çok akıllı olduğu için ‘Aldığımda borç bu kadardı, dolar şu kadardı’ demek istiyor.

Bunu biz Galatasaraylılar düşünemeyecek kadar saf değiliz. Dolayısıyla şeffaf olmalıyız; aldığın para şu kadar, şu kadarını borç yaptın. Aysal’ı sportif başarıları için yürekten kutlarım ama şampiyonluklar paraların har vurulup harman savrulduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim