• BIST 9079.97
  • Altın 2322.819
  • Dolar 32.3239
  • Euro 34.9361
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C
  • İzmir 17 °C

‘Sessiz düşman’ hipertansiyon

‘Sessiz düşman’ hipertansiyon
SAMSUN (İHA) – Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Kenan Durna, "Hipertansiyon için "sessiz düşman" terimi kullanılır. Çünkü hastaların yarısında...

SAMSUN (İHA) – Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Kenan Durna, "Hipertansiyon için "sessiz düşman" terimi kullanılır. Çünkü hastaların yarısında hiçbir belirti vermez. Sıklıkla yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilir. Dolayısıyla belirli aralıklarla kan basıncını ölçtürmek hayat kurtarıcı olabilir" dedi.

Medicana Samsun Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nden Dr. Öğretim Üyesi Kenan Durna hipertansiyonun erken tanısı için dikkat edilmesi gereken noktaları ve tedavi yöntemlerini anlattı. Hastalık hakkında bilgi veren Dr. Kenan Durna, "Yüksek kan basıncı ya da bilinen adıyla hipertansiyon, yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine verebileceği hasar nedeniyle "sessiz düşman" olarak da anılıyor. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi hipertansiyonun oluşturduğu ciddi durumlardan korunmak için ise erken tanı büyük önem taşıyor" diye konuştu.

Aşırı tuz tüketiminin hipertansiyon riski doğurduğuna değinen Dr. Kenan Durna, "Yüksek kan basıncı ya da bilinen adıyla Hipertansiyon, vücut atardamarlarında oluşan uzun süreli yüksek basınçtır. Kan basıncının 140/90 veya üzerinde olması hipertansiyondur. Çok sık görülür, toplumun üçte birinde hipertansiyon vardır. Hipertansiyon kalp damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, göz hasarı, inme gibi durumlara yol açabilen bir rahatsızlıktır. Tam nedeni bilinemese de günlük yüksek tuz alımı (6 gr/gün), stres, obezite, genetik faktörler (ailede hipertansiyon öyküsünün bulunması), şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementler içeren besinlerin günlük olarak yetersiz tüketilmesi hipertansiyonla ilişkili sebepler arasında olsa da hipertansiyon nedeni tüm dünyada yüzde 90-95 oranında bulunamaz. Hipertansiyonun yüzde 5'lik sebepleri arasında böbrek, böbrek üstü bezleri ve aort damarlarıyla ilgili problemler sayılabilir" şeklinde konuştu.

Baş ağrısı, baş dönmesi ve nefes darlığı hissedildiğinde hastaneye başvurmak gerektiğini belirten Dr. Durna, "Hipertansiyon için "sessiz düşman" terimi kullanılır. Çünkü hastaların yarısında hiçbir belirti vermez ya tesadüfen ya da felç gibi herhangi bir organda bozukluk yaptığında saptanır. Sıklıkla yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilir. Dolayısıyla belirli aralıklarla kan basıncını ölçtürmek hayat kurtarıcı olabilir. Bazı kişilerde aşırı yüksek kan basıncı baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk yapabilir. Bu şikâyetler hissedildiğinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Her yüz kişinden birinde bulunan çok yüksek kan basıncı (malign hipertansiyon) adı verilen durumda ise zonklayıcı baş ağrısı, bulantı, kusma, görme bozukluğu, baş dönmesi bazen de böbrek yetersizliği görülebilir. Bu acil bir durumdur ve organ hasarından korunmak için mutlaka hastaneye başvurulmalıdır" ifadelerini kullandı.

Teşhis için kan basıncı ölçümünün önemini vurgulayan Durna, "Sağlık profesyonelleri tarafından uygun şartlarda yapılan ölçümlerde kan basıncının en az iki ölçümde 140/90 mm hg ve üzerinde olması hipertansiyon hastası olduğunuzu gösterir. Bu tanıyı koymada detaylı bir fizik muayene, elektrokardiyogram, ekokardiyografi, 24 saatlik kan basıncı izlemi ve laboratuvar testleri yardımcı olur. Kan basıncı birçok faktörden etkilenir. Kan basıncı ölçümü öncesi bir saat içerisinde bir şey yememek, istirahat halinde olmak, sigara ve kahve içmemek ideal ölçümü sağlar" sözlerine yer verdi.

Tedavinin başarısı için yaşam tarzı değişikliğinin şart olduğunu belirten Dr. Kenan Durna şu bilgileri verdi:

"Hipertansiyon tedavisinde hedef kan basıncını 140/90 mm hg altına düşürmektir. Şeker hastalarında, böbrek yetersizliği ve organ hasarı olan hastalarda daha düşük kan basıncı değerleri hedeflenir. Tedavinin temeli yaşam tarzı değişimi, eğer bu yeterli olmazsa ilaç tedavisinin başlanmasıdır. Çoğu hipertansiyon ilaçları tek başına veya kombinasyon şeklinde kullanılır. Belirli hastalıkları olan kişilerde ilaçlar değişiklik gösterebilir. Hipertansiyondan korunmada yaşam tarzı değişimi, düzenli egzersiz, kilo kontrolü, tuz alımının kısıtlanması (3 gr/gün) temel rol oynar. Tüm tedavilere dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına işlem yapılarak kan basıncı kontrol altına alınabilmektedir. İnme, kalp krizi, böbrek yetmezliği gibi hipertansiyonun oluşturduğu ciddi durumlardan korunmak için erken tanı önemlidir. Erken tanı koyulan ve kontrol altına alınan hipertansiyon yaşam kalitesini etkilemez. Hipertansiyon nedeni belli olmadığı için tedavi edilebilir, tansiyon düzeyi düşürülebilir ancak ortadan kaldırılamaz. Bu nedenle ilaçlı ve ilaçsız tedavi ömür boyu sürdürülmelidir."

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim