• BIST 9548.09
  • Altın 2490.038
  • Dolar 32.5015
  • Euro 34.5457
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 22 °C

Ramazan ayında neden kilo alırız?

Ramazan ayında neden kilo alırız?
​​​​​​​Ramazan ayı kilo kontrolünü yönetmek ve sağlık açısından çok önemlidir. Su ve besinlerin kıymetinin en çok bilindiği bu dönemde tabii ki akıllara oruçta beslenme ile ilgili birçok soru da gelmektedir. Bunlardan en popüler olan birkaç soruya birlikte cevap aramaya başlayabiliriz.

Sahur ve iftar arasındaki ortalama 15-16 saatlik sürede besin alımı yapılmaması gereken bu ibadette genel olarak en sık yapılan hataların başında tek öğün beslenmek geliyor. Tek öğün beslenmek öğün yapıldıktan birkaç saat sonrasından başlayarak gün boyu devam eden düşük kan şekeri anlamına gelir. Dolayısıyla uzun süre açlıktan sonra yapılan ilk öğünde daha hızlı, fazla ve basit karbonhidratları içeren besinlerle beslenmek kilo almaya sebep olabilir. Diğer yandan metabolizma hızı uzun süreli açlıklarda yavaşlar ve bu durumda kilo almak mümkün hale gelebilir. 

RAMAZAN AYINDA NEDEN KİLO ALINIR?

Genel olarak oruç tutulan dönemde enerji düşüklüğü sebebiyle hareketsiz kalmak da kilo kazanımının diğer nedenleri arasında yer alabilir. Gün içerisinde yapılan fiziksel aktivitenin oruç tutarken azalması vücudun enerji harcamasını olumsuz etkilediğinden her ne kadar besin alımı aynı düzeyde olsa da kilo kazanımı kaçınılmaz olacaktır.

ŞERBETLİ TATLILARDAN UZAK DURMAK GEREKİYOR

Toplumumuzda geleneksel hale gelmiş bol çeşitli iftar davetleri ve iftardan sonra tüketilen genellikle porsiyonu abartılan şerbetli tatlılar da kilo almaya sebep olan etmenler arasında yer almaktadır.

SAHURDA VE İFTARDA HANGİ BESİNLERİ TERCİH ETMELİYİZ?

İlk olarak sahur ihmal edilmeyerek sağlıklı bir sahur yapılmalıdır. Sahurda, uzun süre tok kalmanıza fayda sağlayacak yeterli protein ve bol lif içeren bir öğün yapılmalıdır. Örnek vermek gerekirse; kaliteli protein kaynaklarından yumurta, peynir, yoğurt, süt ve kefir gibi gıdalardan biri veya birkaçı mutlaka sahur menünüzde yer almalıdır. Bol lif ve sağlıklı besin ögeleri içeren yulaf ezmesi gibi tahıllar, sebzeler ve meyveler de sahur menünüzde yer almalıdır.

İFTARDA HAFİF BAŞLANGIÇLAR YAPILMALI

İftarda ise hafif iftariyeliklerle başlangıç yapılabilir. Örneğin; peynir, zeytin, kuru domates, ceviz gibi çiğ kuruyemişler, kuru kayısı, hurma gibi kuru meyveler. Devamında besleyici bir çorba tüketilerek bir süre ara verilmelidir. Ana ve yardımcı yemekler gayet hafif olmalı ve çok tuzlu, baharatlı ve yağlı olmamalıdır. Yeşil sebzeleri yoğunlukla barındıran bir salata, günlük ihtiyacı karşılamak için gerekli olan protein kaynakları iftar menüsünde mutlaka olmalıdır.

MEYVE TÜKETİMİ İFTARDAN SONRAYA BIRAKILMALI

İftar sonrasında en az bir ara öğün yapılmalıdır. Bağışıklığa destek sağlayacak antioksidanlar içeren meyveler, sağlıklı yağlar içeren yağlı tohumlarla birlikte bir ara öğün yapılabilir. Haftada 1-2 gün hafif bir sütlü veya meyveli tatlı tercih edilebilir. İftardan sonra sindirim sisteminin rahatlamasına destek olacak bitki çayları içilebilir.

Son olarak en önemli olan 2 litre günlük su ihtiyacı doğru zamanlarda ve miktarda azar azar içilerek karşılanmalıdır.

KİMLER ORUÇ TUTMAMALI?

Oruç ibadeti yerine getirilirken sağlığı olumsuz etkileyecek durumlarda ara verilmeli ya da sağlık durumu elverişli olmayan bireyler oruç tutmakta ısrar etmemelidir.  Akut veya kronik hastalıklara sahip olan insanlar için oruç ibadeti muaf sayılırken bazı bireyler yine de oruç tutmayı isteyebilirler. Bu durumda sağlık takiplerini yapan hekimlerin ve diyetisyenlerin önerilerine uyarak hareket etmeleri gerekmektedir.

Oruç tutması riskli olanlar arasında en başta diyabet hastaları, hipoglisemi takları yaşayan bireyler, hamileler ve emziren anneler gelmektedir.

İstanbul Haber Ajansı

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim