• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 20 °C
  • İzmir 17 °C

Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştireceği ziyaret öncesi İran’da son durum

Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştireceği ziyaret öncesi İran’da son durum
Rusya Devlet Başkanı Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Eylül'de İran'a gerçekleştireceği ziyaret öncesi İran'daki son durumu değerlendiren İran...

Rusya Devlet Başkanı Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Eylül'de İran'a gerçekleştireceği ziyaret öncesi İran'daki son durumu değerlendiren İran Uzmanı Çağatay Balcı, "Ruhani hükümetine karşı müesses nizam tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan bürokratik darbe İran'da büyük bir siyasal kırılmayı beraberinde getirebilecektir" dedi.

Balcı, İran'da, 2017 Mayıs ayında ikinci kez Cumhurbaşkanı olarak seçilen Hasan Ruhani'nin kabinesine ilişkin yaşanan gelişmelerin İran siyasal gündemini bu alana odaklandırdığına dikkat çekerek, "Uzun bir süredir ekonomik sorunların derinleşmesi ile birlikte ciddi siyasal ve toplumsal gerilimler yaşanan İran'da, Merkez Bankası yardımcısının gözaltına alınması, pek çok farklı konumdaki bürokratın azli ve son olarak ekonomi bakanının azledilmesi Ruhani hükümetini son derece zorlayıcı bir durum ile karşı karşıya bırakmıştır. 2013 ve 2017 yıllarında, İran halkına, liberal ekonomi ve liberal toplum vaatleri ile seslenen Ruhani bu yöndeki söylemleri ile İran halkında, müesses nizamın katı, baskıcı, kapalı ekonomik ve kapalı toplum anlayışına alternatif bir yönetim anlayışı adına umut oluşturmuştur. Fakat, 2013 yılından itibaren Suriye krizinin oluşturduğu iklim ile şekillenen dış politika ve 2017 yılında ise devralınan ağır ekonomik sorun mirası Ruhani hükümetini iki dönemde de halkın beklentilerini karşılamaktan uzak bir konuma sürüklemiştir. Bu süreçte, Obama döneminde ABD ile varılan nükleer anlaşma müesses nizamın itirazlarına rağmen bir dış politika başarısı olarak sunan Ruhani hükümeti bu hamlesini bugün itibariyle başarısızlık faturası olarak karşısında bulmuş durumdadır" değerlendirmesini yaptı.

"İran'da gerçekleşen pek çok protesto gösterisi ve halk hareketi İran yönetimini ciddi biçimde endişeye sevk etmiştir"

Suriye krizi ile birlikte, bölgedeki pek çok devletin sınırları içerisinde paramiliter gruplara askeri ve finansal kaynak aktaran İran'ın müesses nizamının 2017 yılına gelindiğinde bu durumun bir yansıması olarak ağır ekonomik kriz tablosu ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Balcı şunları söyledi:

"Bu bağlamda, İran'da gerçekleşen pek çok protesto gösterisi ve halk hareketi İran yönetimini ciddi biçimde endişeye sevk etmiştir. Buna ek olarak ABD'nin nükleer anlaşmayı feshi ve İran'a yönelik yeni yaptırım kararları müesses nizamın buna yönelik bir strateji geliştirme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Devrim Rehberi Ali Hamaney önderliğindeki müesses nizam İran'ın içerisinde bulunduğu koşulları bir "ekonomik savaş" olarak nitelendirmiş ve yeni strateji bu söylem üzerinden şekillendirilmiştir. Bu söyleme ilişkin olarak, İran'ın içinde bulunduğu ekonomik krizin, müesses nizamın dış politika hataları ve bölgesel yayılmacılık politikası olduğunu vurgulaması ve bu anlamda eleştirel bir tutum göstermesi halk tarafından beklenen Ruhani ise tamamen söz konusu söylemle uyumlu bir tutum ortaya koymuştur. Bu durum Ruhani'nin müesses nizama alternatif olma kimliğinden sıyrılarak müesses nizama eklemlenme sürecini beraberinde getirmiştir.

Ruhani'nin bu tutumu halkta büyük bir hayal kırıklığı oluştursa da bireysel güvenlik adına bu konuma itilmiş durumdadır. Zira, müesses nizam, ABD ile gerçekleştirilen nükleer anlaşmanın feshini başat sorun kaynağı olarak nitelendirmiş, ABD'nin İran'ı aldattığını öne sürerek bu durumun sorumluluğunu ise doğrudan Ruhani hükümetine ve dış politika anlayışına endekslemiştir. İran'daki ekonomik krizin ve ekonomik savaş ortamının sorumluluğu bu yolla Ruhani hükümetinin başarısızlığı olarak sunulmaktadır. Aynı zamanda, geçtiğimiz günlerde Kum kentinde Ruhani'ye yönelik "Sonun Rafsancani gibi olacak" şeklindeki tehdit ve yine Hamaney'e yakınlığıyla bilinen isimlerin benzer tehditkar açıklamaları, kabineye yönelik müdahalelerin yanında doğrudan bireysel düzeyde Ruhani'nin hedef alındığı bir tabloyu ortaya çıkarmıştır."

"Ruhani hükümetine karşı müesses nizam tarafından gerçekleştirilmeye çalışılan bürokratik darbe İran'da büyük bir siyasal kırılmayı beraberinde getirebilecektir" diyen Balcı şunları kaydetti:

"Özellikle, Rafsancani'nin de müesses nizam tarafından öldürüldüğü iddiasını savunan kesimlerin Ruhani'ye yönelik ölüm tehdidi ile daha sert tutum ve hamlelerde bulunmaları bugün için olasılık dahilindedir. Ruhani ise bireysel güvenliğini sağlamak adına müesses nizam ile "mecburi uzlaşma" veya halk desteği ile İran'da kaotik bir süreci başlatarak direnme seçenekleri arasında bir tercih yapma durumundadır. Bu doğrultuda Rusya Devlet Başkanı Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Eylül'de İran'a gerçekleştireceği ziyaret ve Ruhani ile görüşmeleri Ruhani'nn siyasal akıbeti ve genel ölçekte İran'ın siyasal geleceği konusunda önemli sonuçlar doğurabilecek potansiyele sahiptir."

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim