• BIST 9061.94
  • Altın 2300.267
  • Dolar 32.3186
  • Euro 35.0764
  • İstanbul 19 °C
  • Ankara 22 °C
  • İzmir 25 °C

Korona virüsü salgını ve böbrek nakli

Korona virüsü salgını ve böbrek nakli
Böbrek nakli olmuş hastalar bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullandıkları için genel enfeksiyonlara karşı dirençlerinin düşük olduğu belirten...

Böbrek nakli olmuş hastalar bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullandıkları için genel enfeksiyonlara karşı dirençlerinin düşük olduğu belirten Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Siren Sezer, nakil hastalarının korona virüsüne karşı maksimum önlem ile koruma tedbirlerini alması gerektiğini bildirdi.

Medicana International Ankara Hastanesi Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Siren Sezer, böbrek nakli olmuş hastaların korona virüsüne karşı alması gereken önlemleri açıkladı. Prof. Dr. Siren Sezer, "Nakilden sonra ilk 6 ay nakil sırasında uygulanan tedavilerin etkisiyle bağışıklıklarının en güçsüz olduğu dönemdir. Bu dönemde sitomegalovirüs gibi kendi vücudunda uyuyor halde bulunan virüsler canlanarak enfeksiyona yol açabildiği gibi, sağlıklı kişilerde pek görülmeyen pnömosistis karini gibi zatürre yapan bakteriyel enfeksiyonlara açıktırlar. Yine vücudumuzda üriner sistemde uyuyor halde bulunan ve daha yoğun immün sistemi baskılayan ilaç kullanan hastalarda canlanan polioma olarak isimlendirilen bir virüs nakil böbrekte enfeksiyon yapabilmekte ve böbrek kaybına yol açabilmektedir" uyarısında bulundu.

Böbrek naklinden sonraki ilk 3-6 ay hastalarda mantar, sitomegalovirus ve pnömosistis karini enfeksiyonlarına karşı koruyucu/baskılayıcı antibiyotik, anti-viral ve anti-mantar ilaçlar kullanıldığını açıklayan Dr. Sezer, "Bu dönemde kişisel hijyenin maksimum olmasına dikkat edilmeli, çevrenizde enfeksiyonların sık olduğu bir dönem ise (örneğin grip) kişisel izolasyona önem verilmesi gerekmektedir" dedi.

Böbrek nakli öncesi ve sonrası grip aşılarının düzenli yapılması, hekim kontrolünde zatürre aşısının uygulanmasının önemli olduğunun altını çizen Dr. Sezer, ayrıca nakil hastalarına canlı aşı uygulamalarının önerilmediğini vurgulayarak, "Genelde nakilden sonraki birinci yıldan sonra görülen enfeksiyonlar sağlıklı kişilerde görülen enfeksiyonlara benzemektedir. Ateş en önemli enfeksiyon belirtisidir. Bir nakil hastası ateşlendiği zaman ihmal etmemeli, en yakın sağlık merkezine başvurmalıdır. Kullandığı ilaçların bağışıklık sistemi üzerine etkisi nedeniyle basit bir enfeksiyon beklenmedik daha ağır bir tabloya neden olabilmektedir" dedi.

Şu anda gündemde olan korona virüsünün (Covid 19) solunum yoluna yerleşerek sağlıklı toplumda yaklaşık yüze 5 yoğun bakıma yatış gerektiren, yüzde 2.4 ölümle sonuçlanan ciddi akciğer enfeksiyonuna yol açmakta olduğunu hatırlatan Dr. Sezer, "Korona enfeksiyonu sırasında ağır solunum yetmezliği gelişen hastalar solunum cihazına bağlanmaktadır. Bu izlem sırasında akciğerde ek bakteriyel enfeksiyonlar da gelişebilmektedir. Korona virüs öksürme, hapşırma ile ortama saçılan damlacık yoluyla yayılmaktadır. Ağır bir virüs olduğu için yüzeylere kolay yapışmakta ve kalmakta, elle temas ettiğimiz kapı kolu, elektrik düğmesi benzeri yüzeylerden elimize bulaşabilmektedir. Bu nedenle mümkün olduğunca elleri yüz ve gözlere sürmemeye dikkat edilmeli" diye konuştu.

Dr. Siren Sezer, korona virüsün hasta olan kişiden yayılan damlacıkların direkt solunması veya damlacıklardan yayılan virüslerin yapıştığı yüzeylere ellerle temastan sonra ellerin ağız, burun veya göz mukozasına götürülmesi ile bulaşma olduğunu ve nakil hastalarında korona virüsünün daha ağır seyredeceğine dair bir veri olmadığını açıklayarak, "Ancak yine de diğer enfeksiyonlarda geçirdiğimiz tecrübe ile nakil hastasının koronaya karşı maksimum önlem ile koruma tedbirlerinin alması gerektiğini vurgulamak gerekir uyarısında bulundu.

Dr. Sezer, Böbrek nakli olan hastalar için korona virüsten korunma yöntemlerini şu şekilde sıraladı:

"Hastanın ve evdeki bireylerin el hijyenine dikkat etmesi; eve girişte, her öksürük hapşırık sonrası, yemek hazırlamadan ve hazırlık bitiminde, her evcil hayvana temasta, yemek yemeden yıkanılması. Ellerin sabun ile yıkanıyorsa en az 20 saniye süreyle, alkol içeren bir dezenfektan kullanılıyorsa en az yüzde 60 alkol ile 20 saniye temizleme süresi uygulanması. Dışarıda kullanılmış olan telefon gibi objelerin alkol içeren dezenfektan ile temizlenmesi. Hasta olmasalar da evdeki bireylerin maske takması, ev izolasyonuna maksimum uyum. Sosyal temasta arada 2 metre kuralına uyulması. Dışarı ile ilişkili kişilerle aynı ortamda bulunmamak, dışarıda giyilen kıyafetlerin eve girince çıkarılması, eve girişte ellerin ve her iki kolun dirseğe kadar yıkanması, el antiseptiği kullanımı. Kapalı ortamda grup görüşmelerinin yapılmaması, ev ziyareti gibi sosyal görüşmelerin yapılmaması, el sıkışma, sarılma gibi selamlaşma alışkanlıklarından vazgeçilmesi. Hastalık ihtimali olan kişilerin mutlaka maske takması ve hasta ile aynı ortamı paylaşmaması, imkan var ise tuvaletin ayrılması. Sağlıklı kişilerin dahi öksürme ve hapşırma sırasında mendil kullanması. Sağlıklı beslenme, meyve sebze ve protein tüketimi, hazır her türlü gıdadan sakınılması. Direk yenecek meyve benzeri gıdaların sirkeli su ile yıkanması ve yıkama imkanı olmayan besinlerde tüketmeden önce 3-6 saat bekletilmesi. Doktorunuza danışarak vitamin C, çinko, selenyum, vitamin D takviyesi almak, probiyotik kullanmak virüse karşı bağışıklığınızı arttıracaktır."

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim