Psikolog Canan Aydın kaygı bozukluğu ile ilgili yaptığı açıklamada ''Halk arasında korku, endişe ve kaygı kelimeleri birbirinin yerine kullanıldığını, korkunun dıştan gelen ve beklenen bir tehlikeye karşı ortaya çıktığını belirtti. Endişe dediğimiz gelecek hakkındaki olumsuz düşüncelerimizdir. Yaşadığımız bir olay ile ilgili gelecekte olabilecek olumsuz sonuçların olabileceğini düşünmek ve bu duruma hazırlıklı olmak ile ilgilidir. Kaygı durumu ise bedende meydana gelir. İnsanlar tehlike altındayken ya da tehdit altında hissettiklerinde yaşadıkları bir tepkidir. kişi kendisini bir alarm durumunda ve sanki kötü bir şey olacakmış gibi hisseder. Günlük yaşantımızda herkes değişik konular ile ilgili kaygı duyabilir ve yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir eğer yaygın kaygı bozukluğunuz var ise diğer herkesin endişelendiği şeyler hakkında endişelenirsiniz fakat çok daha fazla bir düzeyde ve endişelenen şeyler günden güne değişebilir.'' dedi.
KİŞİNİN YAŞADIĞI AŞIRI ENDİŞE OLAĞAN BİR YAŞAM SÜRMESİNİ ENGELLER
Psikolog Canan Aydın açıklamalarına devam ederken ''Örneğin kazanmanız gereken bir sınav var ise ve bu sınavı kazanıp kazanmayacağınız ile ilgili dozunda bir kaygı hissetmeniz sınava çalışma noktasında motive edip çalışıp yüksek not almanızı sağlayabilir ama olması gerekenden fazla kaygı yaşarsanız çalışma motivasyonunuzu kaybedip başarınızı düşürebilirsiniz. Ayrıca yaygın kaygı bozukluğu olan hastalar sıklıkla olumsuzluklara odaklanırlar ve sürekli, aşırı bir şekilde duruma uygun olmayan endişe hissederler. Halk tarafından evhamlı, kuruntulu olarak bilinirler. Kişinin yaşadığı aşırı endişe günlük yaşamını olumsuz etkiler ve olağan bir yaşam sürmesini engeller.'' diye vurguladı.
SÜREKLİ SİNİRLİLİK HALİ
Psikolog Canan Aydın ''Yaygın kaygı bozukluğu olan kişiler kendilerini her an kötü bir şey olacak şeklinde düşünüp huzursuz diken üstünde ve gergin hissederler ve sinirlilik hali sürekli seyreder. Gündelik hayatları bozabilir, kas gerilimine bağlı kronik ağrılar yaşayabilirler ve bu ağrılar çoğunlukla boyun, omuz ya da çenelerinde yoğundur. Diş gıcırdatması, diş sıkması gibi durumlar gözlemlenebilir, uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte güçlük çekebiliyorlar.
'KAYGI BOZUKLUĞU KİŞİYİ TÜKETİYOR'
Bunlara ek olarak dikkati sürdürmekte de zorlanıyorlar. Hemen her durum kaygı bozukluğu olduğu için kişiyi tüketiyor ve ruhsal çöküntüye de girmesine sebep olabiliyor. Yaygın aksiyete bozukluğunun yaşam boyu görülme sıklığı %5-6dır. Yani her 100 kişiden 5-6 sı yaşamlarının herhangi bir döneminde bu rahatsızlığı yaşayabiliyorlar. Erkeklere oranla kadınlarda görülme oranı daha fazladır. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı da artmaktadır'' dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
Hangi durumlarda bir terapiste gözükmeliyim? Kendinize şu 2 soruyu yöneltin
Yaşadığım kaygılar hayatımı olumsuz etkiliyor mu? Yapmak istediğim şeylerden beni alıkoyuyor mu? Eğer cevabınız evet ise mutlaka bir terapiste görünmenizde fayda olacaktır.
Psikolog Canan Aydın Yaygın ''anksiyete bozukluğu, ilaç tedavisi, psikoterapi, gevşeme terapisi gibi pek çok farklı yöntem ile tedavi edilebilmektedir. Ancak Bilişsel davranışçı terapi en sık kullanılan ve başarılı olunan bir tedavi yöntemi olduğunu vurguladı. Ayrıca bilişsel davranışçı terapi, yaşanan kaygı duygusuyla başa çıkmayı ve bu duyguları olumlu duygular ile değiştirmeyi, olaylarla başa çıkmayı hedeflemektedir ve kişinin sadece iyi hissetmesine değil aynı zamanda iyileşmesine de olanak sağlayabilmektedir.'' şeklinde aktardı.
İstanbul Haber Ajansı
