Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ'nün) akademik yılı açılış töreninde konuştu.
ERDOĞAN'IN KONUŞMASINDAN SATIRBAŞLARI
-Üniversiteler çatışmalarla, yasaklarla, kısıtlamalarla, ikna odaları ile gündeme geliyordu. İdeolojik saplantıların adete merkezi gibi gündeme geliyordu.
- Şimdi özüne uygun birer akademik merkez halini aldı. Aslı vazifesi olan eğitim ve bilim yuvası olması için çalışıyoruz.
-Askeri ve sivil bürokrasi kendi alanına yoğunlaştıkça Türkiye ekonomisi büyümüştür.
Artık başörtüsü ile sakalla, bıyıkla değil eğitimle ilgilenen üniversitelerimiz var.
-Eski Türkiye'de belli zümreler kazanırken millet hep kaybediyordu. Yeni Türkiye'de millet kazanırken kaos lobisi, faiz lobisi, kan lobisi kan kaybetmektedir.
ŞİDDETİN SEBEBİ KOBANİ DEĞİL
-Kobani'den kaçanlara evini açan, ekmeğini paylaşan Türkiye'dir. Ve biz çok akılcı çözüm önerilerini dünyanın güçlü ülkelerinin hepsine verdik.
-İşte ben son BM genel kurulunda konuşmamda dile getirdikten sonra BM Güvenlik Konseyi'ndeki davette hepimize konuşma imkanı doğdu. Orada da bu işi çok açık net gündeme getirdim.
-Son günlerdeki şiddetin nedeni asla ve asla Kobani değildir, eski Türkiye'yi diriltme çabasıdır.
-Gerek IŞİD tehdidine gerek PKK terör örgütünün tehditlerine direnen ülke Türkiye'dir.
-Havadan bombalamakla bu işi çözemezsiniz. Biz bunları söyledik karadan mücadele etmedikçe bu IŞİD bitmez.
-Suriye'de devlet terörü var bunun başı da katil Esed'tir. Muhalefet bunu korumak için farklı öneriler sunmakta.
POLİS VE ASKER GEREĞİNİ YAPACAK
-Bölücü terör örgütü bu işin baş sorumlusudur. Polisimiz şehit edenler ortada. Polisimiz ne yapacak. Kusura bakmayın kimse akıl vermesin. Gereği ne ise bundan sonra polisimiz ve askerimiz yapacaktır.
-Okulları yakıyorlar, hastaneleri yakıyor, vatandaşların Kürt vatandaşların araçlarını yakıyorlar.
REHİNELER İÇİN NE VERDİYSEK VERDİK KURTARDIK YA SEN ONA BAK
- Muhalefet Partisi niye Suriye'ye niye Irak'a girmediniz diyordu. 49 vatandaşımızı niye kurtarmadınız diyordu. 102 gün sabrettik. Eğer onların dolduruşuna gelseydik kurtaramazdık. Şimdi diyorlar ki "Kurtarılmaları için ne verdin?" Ne verdiysek verdik kurtardık ya sen ona bak.