• BIST 9693.46
  • Altın 2496.132
  • Dolar 32.475
  • Euro 34.6284
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 18 °C

Erdoğan'ın grup toplantısı konuşması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde genişletilmiş grup toplantısında konuşuyor.

 

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
 
Çatışmada 10 askerimiz şehit oldu, 8 askerimiz yaralandı, şehitlere rahmet diliyorum. Şehit annesi, "Ağlamayacağım, onları sevindirmeyeceğim" demişti. Ağlamayacağız, milletçe öfkeye kapılarak, terör örgütünü sevindirmeyeceğiz.
 
Karşımızda hiçbir kutsal değeri tanımayan, namertçe saldıran, taşeron bir örgüt var. Bu örgüt Türkiye düşmanı ülkelerden destek alıyor. Mertçe güvenlik güçlerinin karşısına çıkamıyor. Terör örgütü en küçük bir haysiyet izi bile taşımıyor. Terör örgütü son yıllarda AK Parti'yi hedef olarak belirledi. Bunun üzerinde durmak gerekiyor.
 
Terör örgütü hedefini değiştirip neden AK Parti'ye saldırıyor? Çünkü AK Parti çözüyor, Kürt kardeşlerimle kucaklaşabiliyor, halkımız da AK Parti ile kucaklaşıp iktidara taşıyor.
 
30 yıl boyunca iktidardaki her parti teröre muhatap oldu. İktidardaki parti terörü çözmek için kararlılık gösterirse terör örgütü iktidaradaki partileri yıpratmak için saldırdı. Terör örgütü asla amacından vazgeçmedi.
 
Partimizi kurduğumuz zaman Doğu ve Güneydoğu'da kuruluş çalışmalarındayız. Cizre'de vatandaşlarımızla sohbet ederken "Başkanım, OHAL'i kaldırın biz, sizden başka bir şey istemiyoruz" dediler. İktidara geldiğimizin daha birinci ayında OHAL'i kaldırdık. Terör örgütü ve destekçisi parti konuşuyorsa, bizim OHAL'i kaldırmamız sayesinde konuşuyor. Bu kardeşlerim gördüğü için AK Parti'yi birinci parti yaptı.
 
TUNCELİ MİLLETVEKİLİ NASIL KAÇIRILDIYSA
 
Biz diğer muhalefet partileri gibi Sivas'ın ötesine geçemeyen parti değiliz. Gelin o bölgede siyaset yapın. Anamuhalefet partisinin genel başkanı ve yanındakiler, Hakkari İl Başkanımızın ailesini aramışlar ve bu iş için destek istediler diyor. İl başkanımızın ailesiyle görüştüğümde, biz BDP ile ortak miting yapanlardan yardım isteyecek kadar düştük mü dedi.
 
Terör örgütüyle birliktesiniz o zaman. Tunceli milletvekili kaçırıldı diye haber çıktı, nasıl kaçırıldıysa? Dağa kaçırılmış, 6 saat yürümüşler, kusura bakmayın bunu kimse yutmaz. CHP'liler bunun üzerinden bir şeyler devşiriyorlar.
 
Dünyanın hiçbir yerinde teröre karşı verilen mücadelede bizdeki muhalefet kadar seviyesiz bir yaklaşım olmamıştır. Terörün değirmenine su taşıyorlar. Bu ülkede kimi muhalefet partileri düşmanımın, düşmanı dostumdur diyor. Siyasette düşman yoktur, siyasette rakip vardır. Terör örgütünün güdümündeki parti İmralı ağzıyla konuşuyor.
 
YA ÖLECEĞİZ YA OLACAĞIZ
 
Türkiye'de AK Parti ile birlikte bir dönem kapanmıştır, yeni bir dönem açılmıştır. Türkiye'de siyaseti siyaset dışı kurumlar şekillendiremez. Siyaseti vesayetçi anlayış şekillendiremez. Siyaseti artık terör örgütü de şekillendiremez. Buradan geri adım atmayız.
 
Terör örgütü de, terör örgütüne su taşıyan partiler de, terör örgütüne oksijen veren medya da oyuna gelmeyeceğimizi bilmeli. Ya öleceğiz, ya olacağız dedik.
 
Medyaya da sesleniyorum, terör örgütü nasıl ki birilerine taşeronluk yapıyorsa medya içindeki bazı kesimler de taşeronluk yapıyor. Ne biz safız, ne millet saf. Dünyada iki şey var ki, iktidarları bitirir: Ekonomi ve terör. Bu millet bizim buradaki gayretimizi görüyor ve buralara getiriyor.
 
CHP Genel Başkanı çıktı teröre ortak çözüm için yola çıktı, bize de geldi. Yandaş medyaları da bu süreci destekledi. Genel başkanın bu çıkışı ilk defa böyle bir adım atılıyormuş gibi satmaya gayret ettiler. Biz kabul ettik, MHP kabul etmedi, diğer parti kabul etmedi veya görüşmek istemediler. O zaman yazılı ve görsel medya 10 maddelik öneri paketi ile gidiyor diye sattılar. İçinde öneri diye bir şey yoktu. Sizin bu 10 maddeniz tespit mi, öneri mi dedim, tespit dedi. Size burada teklif yapıyorum, diğerleri kabul etsin veya etmesin, arkadaşlarımız hemen çalışmaya başlasınlar, biz de kararı verelim, iktidar olarak atmamız gereken adım neyse onu atmaya hazırız dedik. Yardımcıları acele olmaz, iki-üç ay geçsin dedi.
 
CHP PAPAĞAN GİBİ BDP'Yİ TEKRAR EDİYOR
 
Küçük at da kargalar da yesin diye bir laf var. Hala bu konuda bir adım atmıyorlar. CHP, bu konuda adım atmıyor ama kullanmaya çalışıyor. Aynı genel başkan sözünün ardında durmak yerine terörün üzerine benzinle gidiyor. Terör örgütünün hedef aldığı bakanları, milletvekillerini, bürokratlarını aynı şekilde hedef alıyor. CHP'li milletvekili siyesetçi de benim il başkanım siyasetçi değil mi? Son aylarda CHP ile BDP arasında söylem olarak ne fark var? CHP papağan gibi BDP'yi tekrar ediyor. Aradaki fark, birisi sırt sıvazlıyor, diğeri sırtını sıvazlatıyor.
 
Bayramdan hemen önce teröristlerle BDP milletvekillerinin derin muhabbetine şahit olduk. Kucaklamanın ötesinde, teröristler BDP'lilerin sırtlarını sıvazladı, yanaklarını öptü. Efendileri iplerini gevşetmediği sürece bunlar hiçbir şey söyleyemezler. Bunlar silahlarında gölgesinde siyaset yapar gibi yapıyorlar. Bayram öncesi efendilerine gittiler, sırtlarını sıvazlattılar. Kameralar olmasa efendilerinin ellerini de öperlerdi. Teröristlerin ellerindeki kan BDP'li milletvekillerinin sırtına bulaşmıştır.
 
SIRTLARI ALMİNA'NIN KANIYLA SIVAZLANDI
 
Bir yaşındaki Almina'nın kanı, BDP'lilerin sıvazlanan sırtlanandan da hiçbir zaman çıkmayacak, bu lekeyle rezil, alçak bir şekilde yaşayacaklar. Bu millet, binlerce yıllık tarihi boyunca nice saldırıları püskürttü, nice hainleri bertaraf etti. Bu millet hainlere gereken cevabı verdi. Bugün de hainlerle kahramanca mücadele ediyor. Belki bedeli ağır oluyor ama er veya geç millet galip gelecektir.
 
Terör örgütü şehir merkezlerine girmesine müsade edilmeyecek. Terör örgütünün tek derdi nemalanmaktır. Bu oyuna gelinmemeli.
 
Güneydoğu'ya yaptığımız yatırımlar 35-40 katrilyonu buldu. Çünkü biz Batı'da ne varsa orada da olsun dedik.
 
Hakkarili kardeşime sesleniyorum, niye hala bunlara oy veriyorsunuz? Korkuyoruz. Benim arkadaşlarım, oraya bütün tehditlere rağmen geliyor. Siz de yüreğinizi ortaya koyacaksınız. Hakkarili vatandaşım terör örgütü ile araına bariyer koyup mücadele etmeli. Hakkari'de milletvekilimiz yok diye yatırımları yapmamak gibi bir düşüncemiz olmadı.
 
BU ÜLKENİN HER METREKARESİ KONTROLÜMÜZDE
 
Şu anda bu ülkede kontrolümüz dışında bir metrekarelik yer olduğunu kimse iddia edemez. Bölücü terör örgütünün eşbaşkanına bakmayın, onda yüz olsa parlamentoda değil Kandil'e çıkar. Sen bu milletin temsilcisi değilsin. Ne yüzle gelip Meclis'te yemin ediyorsun? 400 kilometrekarenin terör örgütünün kontrolünde olduğunu söylüyor. Terbiyeden yoksun açıklamalar. Yargı gerekeni zaten yapıyor, biz de parlamentoda gerekeni yapacağız.
 
Kim ki bu saldırılar sonrasında, Kürt, Türk kardeşine öfkeyle bakarsa, buğz ederse terörün tuzağına düşmüştür.
 
BİZ SURİYE'YE ONLAR GİBİ SEYİRCİ KALAMAYIZ
 
Suriye'de şu anda 76 bin kişi kayıp. Uluslararası camia Müslümanların katline seyirci kalıyor. Biz Rusya, Çin değiliz, seyirci kalamayız. Suriye'de acımasız zulümlere sırtımızı dönemezdik. Türkiye'nin Suriye'ye kayıtsız kalma lüksü yok. Bizim kardeşlerimizin, akrabalarımızın yaşadığı bir ülke. Attığımız her adımı inceden inceye hesap ediyoruz. Bölgedeki tüm ülkelere mülteci akını var. Bölgedeki ülkeler bu sorunla yüz yüze.
 
Suriye'deki yeni durum ve şartları önceden tespit edip, akılcı politikalar saptıyoruz. Suriye'deki zulmü yapanların hangi inançtan olduğunun önemi yok. Mazlumun rengi yoktur.
 
Sandıkla gelene herkes saygı duymalıymışız, Suriye'de sandık mı var? Sandık olsa bu millet ayağa kalkar mıydı? Suriye halkının iradesi yok farz edildiği için bu noktaya gelindi.
 
CHP bir süredir Suriye üzerinden bizi pervasızca hedef alıyor. Bizim takındığımız objektif tavrı CHP takınamadı. Baas ile duygusal ilişki kurdu. Terör örgütü adeta intihar edercesine çocuk yaştakilerle yoğun terör uyguluyor. CHP'de adeta lojistik destek sağlıyor. Hatay'da yapılan toplantılara terörle ilişki halinde olanların da katıldığını görürsünüz. Şu anda CHP, Türkiye'nin çıkarlarını değil Türkiye'ye hasmane tutum içinde olanların çıkarlarını savunuyor. Kurda merhamet kuzuya zulümdür. CHP, bunu yapıyor. Suriye'deki öldürülen çocukları görmeden, kampları dile dolayıp, gizli açık Baas'a destek veriyorlar.
 
İnsan Hakları Komisyonu, Apayadın kampına gidiyor, CHP ve BDP milletvekili gitmiyor. Beraber yatıyor, beraber kalkıyorlar. Kılıçdaroğlu, gideceksen tek başına gidebilirsin ama şov yapmana müsade etmeyeceğiz.
 
Hatay'la ilgili atılan manşetlerin de farkındayız. Valiyle konuşuyoruz, yok Başbakanım böyle bir şey diyor. Pasaportuyla gelen Suriye vatandaşına kapımızı açık tutarız. Kılıçdaroğlu'nun hukukla işi yok ki. 28 Şubat dönemini aratmayan manşetlerin farkındayız ve takip ediyoruz. CHP gölgesi altında düzenlenen gösterilerde boğazına kadar kana batmış Esed'in resimlerini taşıyorlar.
 
Sosyalist Enternasyonel'e katıldın, sonuş bildirisine Suriye'deki zulümler kınanıyor. Bunların halkla işi yoktur, Türkiye'nin kaymak takımı bunlarla beraber. Ama biz hep halkın yanındayız.
 
Misafir, bizim geleneklerimizde kutsaldır, namus, şeref kadar mübarektir. CHP'nin bugün, takındığı çirkin tavır kendi tarihinde de bunu defalarca tekrarlamıştır. Stalin, Türkiye'ye sığınan Azerileri isteyince, CHP yönetimi teslim etti. Bugün CHP, Azerbaycan'a, Kırım'a, Arap kardeşlerimizin topraklarına göğsünü gere gere gidemez. Ama biz gideriz, farkımız budur. CHP, yarın Şam'a gidecek yüz bulamayacak, biz gidip kardeşlerimizle kucaklaşacağız. Bunlar katil Esed'in sözcülüğünü yapıyor. Amaç Esed'in değirmenine su taşımak. Bu millet CHP eliyle Baasçılık yapılmasına, mezhepçilik provokasyonu yapılmasına müsade etmez.
 
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim