Estetik Medikal Doktoru Ramantan Moueminoglou, ozon gazının korona virüsü de yok edebildiğini gösteren bilimsel çalışmalar bulunduğunu belirterek, "Etkilerinden dolayı ozon tedavisinin korona virüs salgınından korunmada ve oluşan korona virüs enfeksiyonunun tedavisinde standart tedavi rejimlerine ek olarak kullanılabilir" dedi.
Moueminoglou, yaptığı açıklamada, ozonun üç oksijen atomundan oluşan renksiz, keskin kokulu doğal bir gaz olduğunu belirterek, keşfedildikten sonraki ilk yıllarda dezenfeksiyon amacıyla kullanılırken yıllar içerisinde yapılan çalışmalar sayesinde medikal kullanımına uygun bulunduğunu ifade etti.
Korona virüs (Covid-19) nedeniyle içinde bulunduğumuz dönem içerisinde ozonun en önemli etkisinin antimiktobial olduğunu belirten Moueminoglou şöyle devam etti:
"Ozon, viral, bakteriyel ve mantar enfeksiyonların giderilmesinde kullanılıyor. Ozon tedavisinin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve bu amaçla yaygın olarak kullanıldığını biliyoruz. Yine ozonun bakteriler, virüsler ve mantarları öldürdüğü de bilinmektedir. Virüsler üzerine etkisini zarf olarak isimlendirilen yapılarını bozarak yapmaktadır. Bu yapı olmadan virüsler çoğalıp, enfeksiyon oluşturamaz. Böylece virüsler etkisiz hale getirilmiş olur. Ozon gazının korona virüsü de yok edebildiğini gösteren bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Etkilerinden dolayı ozon tedavisi korona virüs salgınından korunmada ve oluşan korona virüs enfeksiyonunun tedavisinde standart tedavi rejimlerine ek olarak kullanılabilir" dedi.
Ramantan Moueminoglou, ozonun diğer kullanım alanlarını da şu şekilde sıraladı:
"Yaşlanma karşıtı uygulamalar. Diyabetik ayak, dekübit yaraları, enfekte yara, yanıklar gibi iyileşmeyen yaralar. Kas-eklem, sırt ve kas, fibromiyalji, romatizmal ve nöropatik gibi ağrı tedavisi. Kronik enflamatuvar hastalıklar (otoimmün-romatizmal hastalıklar, diyabet, MS). Yaşlılıkta ozon tedavisi (Hafıza, Damar tıkanıklığı, Alzheimer-Demans, yorgunluk sendromu). Sellülit, kronik cilt rahatsızlıkları, mantar enfeksiyonları gibi kozmetik sorunlar. Kilo verme. Dolaşım bozukluğu ve damar tıkanıklığı. Kronik yorgunluk sendromu. Cinsel fonksiyonların düzenlenmesi. Böbrek fonksiyonlarının düzenlenmesi. Stresle mücadele ve depresyon tedavisine destek (uyku bozuklukları ve anksiyete). Detoks amaçlı (toksinlerin atılması). Sporcularda performans artırıcı ve zindelik verici. Allerji ve astım-bronşit, KOAH gibi göğüs hastalıkları. Gastrointestinal hastalıklar (ülseratif kolit, viral hepatitler). Kanser tedavisinde ilave ya da tamamlayıcı olarak ozon bağışıklık sistemini güçlendirmek ve kemoterapinin yan etkilerine karşı kullanılıyor."
Ramantan Moueminoglou, ozon tedavisinin kimlere uygulanamayacağını da şöyle özetledi:
"Kırmızı kan hücrelerinde enzim eksikliği ile birlikte seyreden favizm (glukoz 6-fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği) olarak adlandırılan hastalığa sahip olanlar. Kronik alkolizm. Kontrolsüz hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı çalışması). İleri derecede kansızlık ve kanla ilgili hastalığı olanlar (hemofili, kanama pıhtılaşma bozukluğu olanlar). Ozona karşı alerjisi olanlar. Yeni geçirilmiş kalp krizi. Kanamanın aktif olarak devam ettiği durumlar. Kontrolsüz hipertansiyon."
Dr. Ramantan Moueminoglou, ozon tedavisinin hastalığa, şiddetine evresine göre belirlenen dozlarda, haftada 2-3 seanstoplamda 10-12 seans uygulandığını belirterek, "Ozon ile tedaviye başlanmadan önce mutlaka uygulayan doktora daha önceki tedaviler, kullanılan ilaçlar, kalıtımsal hastalıklar, alerjiler, uygulanan özel diyetler gibi ayrıntılı bir şekilde belirtilmelidir.
Ozon tedavisi güvenli, standart tedavilerin eşliğinde tamamlayıcı, destekleyici bilimsel bir uygulamadır. Hastalık çok yönlü ele alınacağından uzman hekimlerce ve tam donanımlı merkezlerde uygulanmalıdır" dedi.
