• BIST 9645.02
  • Altın 2429.254
  • Dolar 32.552
  • Euro 34.8813
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 19 °C
  • İzmir 25 °C

BEÜ’de “Türkiye’de Hak Arayışı Yolları” paneli

BEÜ’de “Türkiye’de Hak Arayışı Yolları” paneli
Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Ombudsmanlık Öğrenci Topluluğu ve Kamu Denetçiliği Kurumu işbirliğinde "Türkiye'de Hak Arayışı Yolları" adlı panel...

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Ombudsmanlık Öğrenci Topluluğu ve Kamu Denetçiliği Kurumu işbirliğinde "Türkiye'de Hak Arayışı Yolları" adlı panel düzenlendi.

İlk olarak panel öncesi Kamu Denetçisi Sadettin Kalkan, BEÜ Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım'ı makamında ziyaret etti. Sohbet şeklinde gerçekleşen ziyaretin ardından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonunda 10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle düzenlenen panele geçildi. Kamu Denetçisi Sadettin Kalkan, Bitlis Cumhuriyet Baş Savcısı Murat Dilsiz ve Avukat Muaz Ergezen'in panelist olarak katıldığı panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Panelin açılışında konuşan Ombudsmanlık Öğrenci Topluluğu Akademik Danışmanı Dr. Öğretim Üyesi Metin Işık, programa katılanları selamlayarak, 10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle böyle bir etkinlik düzenlediklerini belirtti. Kamu Denetçiliği kurumunun 2012 yılında kurulduğunu ifade eden Işık, "Kamu Denetçiliği Kurumu kurulduktan kısa bir süre sonra hak arayışının önemli bir kurumu haline gelmiştir. Bunun en önemli nedeni kurumun kendisini yalnızca şikâyetleri karara bağlamakla sınırlı kılmamış olmasıdır. Kamu Denetçiliği Kurumu, çalıştay, sempozyum ve panel gibi etkinliklerle bilinirliğini ve görünürlüğünü giderek arttırmakta, bilimsel dergiler aracılığıyla da kamu denetçiliğine ilişkin teorik, tarihsel ve pratik bilgi alanlarının her birine katkı sağlamaktadır. Üniversitelerde ise, öğrenci toplulukları aracılığıyla hak arayışı olgusunu yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda, 2017 yılında Kamu Denetçiliği Kurumu talebiyle üniversitemizde kurulan Ombudsmanlık Topluluğu, yapmış olduğu çeşitli etkinliklerle kurumun evrensel hedeflerine katkı sunmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda bugün burada üniversitemizin desteğiyle Ombudsmanlık Topluluğumuz tarafından düzenlenen Türkiye'de Hak Arayışı Yolları konulu panelin de bu amaçlara hizmet edecek şekilde verimli geçmesini ümit ediyor, hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum" dedi.

10 Aralık İnsan Hakları Günü münasebetiyle düzenlenen panelin başarılı geçmesi temennisinde bulunan Panel Başkanı BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ise, tarih boyunca dünyada insan hakları ihlallerinin olduğunu ve bu ihlallerin önlenmesi için mücadelelerin yapıldığını ifade etti. Prof. Dr. Demirtaş, "Dünyanın herhangi bir yerinde bir ihlal varsa o ihlali ortadan kaldırabilmek adına çeşitli biçimlerde mücadele eden insanlar ve gruplar olmuş, çeşitli otoriteler, devletler ve yöneticiler hak ihlallerini ortadan kaldırabilmek için bazı düzenlemeler yapmışlardır" ifadelerini kullandı.

Dünyadaki hak ihlallerine karşı yapılan mücadeleleri ve alınan kararları tarihi sırasına göre anlatan Prof. Dr. Demirtaş, şöyle dedi:

"İnsan hakları noktasında atılmış en önemli adım Peygamberimizin "Veda Hutbesidir'. Bu hutbede ilk defa ırk üstünlüğü ret edilmiş, ilk defa kadın haklarından bahsedilmiştir. Bu durum, Arabın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır şeklinde ifade edilmiştir. İnsan hakları konusunda günümüze şekil veren günümüzü yönlendiren ve hala çok çeşitli tartışmaların odağında yer alan 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ise 2. Dünya Savaşı'nın sonlarında bir ihtiyaçtan doğmuştur. Çünkü bilinmelidir ki dünyada insan hakları ihlallerinin en yaygın olduğu dönemler savaş dönemleridir. İşte bu itibarla 10 Aralık 1948 Paris oturumunda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilmiş ve dünyanın çeşitli ülkeleri tarafından benimsenmiştir. Türkiye ise 1949'da bu belgeyi kabul etmek suretiyle hukuk sistemine dahil etmiştir. Dünyadaki insan hakları ihlallerini ortadan kaldırabilmenin en etkili yolunun savaşsız bir dünya elde etmek olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla en anlamlı mücadele dünyayı savaşsız bir hale getirmek için verilecek mücadeledir. Günümüzde Türkiye'de ve dünyada hak arayışı noktasında yoğun bir mücadele olmakla birlikte hala ne yazık ki ihlaller ve bu ihlaller karşısındaki mücadeleler devam etmektedir. İşte bugün biz bu ihlallerin ortadan kaldırılması için ülkemizde ne tür mücadele yolları olduğuna dair bir çalışma yapmayı planladık. Ombudsmanlık Öğrenci Topluluğumuz bu konuda çok güzel bir etkinlik gerçekleştirdi. Bu manada başta Rektörümüz Prof. Dr. Erdal Necip Yardım olmak üzere emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Bir teşekkür de bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve bütün etkinliklerimizde salonları tıka basa dolduran sevgili öğrencilerimize etmek istiyorum."

"Hak Arama Kültürü ve Ombudsmanlık" adlı sunumunu yapan Kamu Denetçisi Sadettin Kalkan ise, Kamu Denetçi Kurumu'nun tarihi kökenlerine değinirken Hazreti Ömer'in adalet anlayışından, İslam devletlerindeki adalet uygulamalarından bahsetti. Görebilir kişi anlamına gelen ombudsmanlık kavramının ilk olarak İsveç'te ortaya çıktığına değinen Kalkan, bu süreçte İsveç Kralı'nın Osmanlı Devleti'ne sığınırken Osmanlı uygulamalarından nasıl etkilendiğini anlattı. Kamu Denetçi Kurumu'nun altyapısının da anayasal güvenceye kavuşmasının tarihinden bahseden Kalkan, "Vatandaş asla çekinmeden, hiçbir tereddüt yaşamadan müracaatta bulunabilir ve bu anayasal bir haktır. Kamu Denetçi Kurumu'nun varlığı çok önemlidir. Sorunların çözümünü daha pratik bir şekilde ortaya koyan bir kurumdur. Kimseyi üzmüyoruz, önerilerde bulunuyoruz, barışçıl tavsiyelerde bulunuyoruz" dedi.

İnsanların çektiği acıyı hissetmenin empati yapmak ve sorunu çözmek için en önemli yöntemler olduğunu söyleyen Kalkan, "Kişinin lehine bir inisiyatif alınabilecekse idarenin alması gerekir, çeşitli alternatifler ve yöntemler uygulanırsa böylece sorun da kolay çözülür" şeklinde konuştu.

"Adli Yolla Hak Arayışı" adlı sunumunu yapan Cumhuriyet Başsavcısı Murat Dilsiz, Almanya'dan ve Osmanlı Devleti'nden örnekler vererek konuşmasına başladı. Denetlenemeyen kurumun çürümüş olduğunu ifade eden Dilsiz, "Her kurumun denetlenebilir olması gerekir ve denetlenmelidir" ifadelerini kullandı.

Hepimizin günlük hayatta bir şekilde hak gaspına maruz kalmış olabileceğimizi söyleyen Dilsiz, "Bu tür haksızlıklar ile mücadele etmek için mevzuatımızda herhangi bir aksaklık yok, ama uygulamada bazen hatalar olabilir. Hangi yollarla hakkımızı arayacağımızı bilmemiz gerekir. Verilen kararlara itiraz etme hakkımız vardır. En önemli kurumlardan biri kamu denetçiliği kurumudur. Mahkemenin yüzü soğuktur ama kamu denetçiliği kurumu yumuşak yüzüyle problemleri çok güzel çözüyor. Gayri meşru yollarla hak aranmaz. Başkasının hakkını gasp ederek hak arama hakkımız da yoktur" dedi.

"İdari Yolla Hak Arayışı" hakkında bilgiler veren Avukat Muaz Ergezen de, anayasa hakkının gaspı ile ilgili anayasa maddelerinden bahsetti. Yargıya gitmeden önceki adımlardan bahseden Ergezen, "İdareler genellikle direniyor o yüzden mahkeme yolu yeniden gündeme geliyor" şeklinde konuştu.

Yaklaşık iki buçuk saat süren panele Rektör Prof. Dr. Erdal Necip Yardım, birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, çok sayıda öğrenci, üniversitenin akademik ve idari personeli katıldı. Program, Rektör Prof. Dr. Yardım'ın Panel Başkanı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, panelistler Kamu Denetçisi Sadettin Kalkan, Bitlis Cumhuriyet Başsavcısı Murat Dilsiz ve Avukat Muaz Ergezen'e çeşitli hediyeler takdim etmesinin ardından soru cevap bölümü ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Kaynak: Haber Kaynağı
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim